Çalmadım traducir portugués
820 traducción paralela
Ama yiyeceği ben çalmadım ve barakayı da ateşe vermedim.
Mas eu não roubei a comida, e não peguei fogo ao celeiro.
Hayatımda hiç saat çalmadım!
eu não fiz nada. Jamais roubei um relógio...
- Ama çalmadım.
Eu nunca roubei!
- Ne çalmadım ki? Kilitten anahtar, parmaktan yüzük, cüzdanda para, bir cinin gücü -
Uma chave da fechadura, um anel do dedo, dinheiro de bolsa, a força de um djin...
Üstüne üstlük dindar Rahibe Bessie'ye şalgam çalmadım dedin.
E a somar a isso disseste à Irmä Bessie, uma mulher religiosa, que näo roubaste os nabos.
Çalmadım ki zaten.
E näo roubei nenhum.
Zili çalmadım.
Mas não.
Ben birşey çalmadım.
Não roubei nada.
Ata gelince, onu çalmadım, senin için bir önemi varsa eğer.
Em relação a este cavalo, se faz alguma diferença, realmente não o roubei. Não faz diferença.
Leydinin tacını çalmadım.
Eu näo roubei a tiara.
Çalmadım.
Näo a roubei.
Ben bir şey çalmadım!
Estão enganados!
15 yıldır tek bir mücevher çalmadım.
Há 15 anos que não roubo uma única jóia.
O zamandan beri çalmadım.
Nunca mais roubei.
- Yemin ederim ki çalmadım.
- Dá-ma. - Não a roubei, juro pela Bíblia.
Neden? Ben dinamit çalmadım!
Não roubei nenhuma dinamite!
Senin 200 dolarını çalmadım.
Eu não lhe roubei os 200 dólares.
Ben hayatımda hiçbir şey çalmadım.
foi idéia dela. Não roubei nada na vida.
Hadi ama, onu çalmadım!
Oh, então, meu, eu não roubei isto.
Her durumda çalmadım.
Ademais, não a roubei.
- Ha? Bu bayan Ruby'nin. Hayır, çalmadım.
É da senhorita Ruby, não lho roubei, ela deu-mo.
- Atı sürmüştüm ama çalmadım.
- Montei-o, mas não o roubei.
- Daha hiçbir şeyinizi çalmadım, değil mi?
Não peguei em nada seu, peguei?
Vatandaş falan soymadım veya birisinin saatini çalmadım!
Nunca ataquei um cidadão!
- Ben çalmadım, kardeş.
- Eu não roubei, irmão.
Hayır efendim, çalmadım.
Não, meu tenente. Não roubei um jipe.
- Çalmadım.
- O tanas!
300.000 doları ben çalmadım...,... tıpkı Chino'nun 30 milyon lireti çalmadığı gibi.
Eu não roubei os 300.000 dólares, do mesmo modo que o Chinês não roubou os 30 milhões de liras.
Onu çalmadım.
Não o roubei.
Hiç organ çalmadım.
Nunca roubei um órgão.
Ben onu çalmadım!
Eu não a roubei!
- Ama sizden bir şey çalmadım ki!
- Não vos roubei nada.
Bak, ben bir şey çalmadım.
Olha, eu nunca roubei nada.
Ben araba filan çalmadım!
Não roubei nenhum carro!
Hayır, hayır, çalmadım.
Não, não.
Ön kapı ziliniz çalmadı. Bende buradan gelmek zorunda kaldım.
A campainha não tocou, por isso vim por aqui.
Elmas tacı çaldınız mı, çalmadınız mı?
Roubou ou näo a tiara de diamantes?
Otelden hiç küllük veya havlu çalmadınız mı?
Alguma vez roubou um cinzeiro ou uma toalha de um hotel?
Bakına ben çalmadım sadece...
- Não queria roubar.
- Çalmadım.
- Não o roubei!
Cordona, Yanki'lerin birkaç altın sevkıyatını çalmadı mı?
O Cordona não apanhou alguns salários dos ianques?
- Beethoven çalmadılar mı?
- Nenhum Beethoven?
Alarmın niye çalmadığını anlayamadım.
O que eu não compreendo é como o alarme não disparou.
İki koli hazır kahve. Hayır, senden kedi maması falan çalmadım.
Sim, duas caixas de café.
Hiç çalmadım.
Nunca a toco.
Sanırım siren daha çalmadı.
Mas parece que a sirene ainda não soou.
Bay Wang'ı öldürmediğini ve servetini çalmadığını mı söylüyorsun? Servet mi?
Então você não roubou a fortuna do Sr. Wang?
- Çalmadığımı kanıtlayamam.
- Não posso provar que não a roubei.
Her şeye el koydular. Çalmadığımız mallara bile.
Confiscaram tudo, até as coisas que não roubámos.
Kapıyı çalmadığım için beni bağışlayın ben Kont Dracula.
Desculpe por não ter batido... sou o conde Drácula.
Onun kasamızdan para çalmadığını ortağım Jules'u benim öldürüp parayı alarak, onun üstüne attığımı anlayacaklar.
Vão perceber que ele não levou o dinheiro do nosso cofre, que talvez eu tenha matado o meu sócio, Jules, levei a massa e culpei-o a ele.