English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ Ç ] / Çilek

Çilek traducir portugués

714 traducción paralela
Alayın yaylı çalgılar orkestrası, buzlu çilek... ve garsonlar grubu ile beraber.
Com a banda de cordas, gelado de morango e empregados contratados.
Çilek.
Morangos.
Sen çilek seviyorsun, değil mi?
Gostas de morangos, não é?
Oğulcuğuna çilek almaya gitti işte.
Bem, teve de os ir comprar para o menino dela.
Çilek toplamaya.
Apanhar morangos.
Ve çilek toplamaya gelmişsin. - Anladın mı?
E vieste colher morangos, percebeste?
Çilek sever misin?
Gostas de morangos?
Bak şu meşenin altında, ne kadar çok çilek var.
Oh, olha quantos morangos aos pés do carvalho!
Çilek topluyor.
Está a colher morangos.
Görmüyor musun? Çilek topluyor.
Não vê que está colhendo morangos, senhora?
"Git ve çilek topla"
"Vai colher morangos, menina."
O kadını dinlersen sonun çilek toplamak olur. Sen anneni dinle.
Ouve a tua mãe, deixa os morangos para aquela mulher.
Limon, çilek veya leylak mı çiftçi?
Limão, morango ou anis, camponês?
Bir galon donmuş çilek.
Morangos congelados.
Yemekte harika bir tatlı vardı. Dondurma ve donmuş çilek.
Tivemos uma boa sobremesa hoje, gelado e morangos congelados.
Hiç çilek kalmamış.
Já não havia morangos.
Subayların bir galon çilek tükettiklerine inanmıyorum.
Não creio que os oficiais comessem cinco litros de morangos.
Bay Maryk, siz kaç porsiyon dondurma ve çilek yediniz?
Mr. Maryk, quantas doses de gelado e morangos comeu?
Bu tencerede hepimizin yediği çilek kadar kum var.
Nesta terrina cabe tanta areia como os morangos que comemos hoje.
Kaybolan çeyrek galon çilek hakkında açıklaması olan var mı?
Algum dos senhores sabe explicar onde estão os morangos que faltam?
Kaybolan çeyrek galon çilek konusu aydınlatılamadı.
Não descobrimos mais nada sobre os morangos desaparecidos.
Bütün bunlar çeyrek galon çilek için miydi?
Toda essa confusão não foi por causa de um litro de morangos?
Ama o çilek meselesinde hepsini alt ettim.
Mas com os morangos foi onde eu os apanhei.
Sanırım çilek.
Talvez de morangos.
Bugünden itibaren mevsimi olsun olmasın... her ayın birinde 2 kutu taze çilek.
Duas caixas de morangos frescos no primeiro dia de cada mês, durante e fora da época.
- Yabani çilek topluyorum.
- A apanhar morangos silvestres.
- Çilek ister misiniz?
- Queres alguns morangos?
Çilek ister misiniz?
Queres alguns morangos?
Çilek topluyorum aptal.
Colhendo morangos, bobo.
Ve senin sol omuzunda çilek işareti var.
E você tem... uma marca de morango no seu ombro esquerdo.
Sol omuzundaki çilek işaretini görebiliyorum.
E consigo ver a marca de morango no ombro esquerdo dele.
Çilek konservesini de sevdiğini görüyorum.
Vejo que gosta de morangos de conserva.
Biraz daha çilek pastası istemdiğinden emin misin?
Tem a certeza de que não quer mais bolo de morango?
Vanilya, kahve, çilek ve limonlu... Çilekli.
- Baunilha, café, morango, limão...
Ben onlara'çilek hırsızı'dendiğini sanıyordum. Evet.
- Pensei que eram tentilhões vermelhos.
Çilek reçeli Sorren'den. Frenküzümü reçeli Cavendish'ten.
Marmelada de morango, Sorren's. Marmelada preta, Cavendish.
Üç, dört, beş tane yumurta. Ve bol sosisli ve bir bir dağ kadar tost ekmeği üzerine çilek reçeli dökülmüş olsun. ve... hemen kahve ver.
E me frite quatro ou cinco ovos... com um monte de salsichas e uma montanha de torradas brancas... com morangos e geléia... e mantenha o café vindo.
Bahçesinde çilek fidanı bellerken petrol bulan biri daha.
Mais um que deve ter encontrado petróleo ao cavar os morangueiros!
- Akşamdan kalanlara çilek iyi gelir.
- O morango é bom para a ressaca.
Bana çilek kız gibi geldin.
Pareces-me uma miúda que gosta de morango.
Çilek mi?
De morango?
- Ben çilek sevmem.
- Eu não gosto de morango.
- Bu mevsimde çilek mi?
Morangos, nesta época?
Hayır, en hızlı habercileri yollayın, Çilek istiyorum, çilek!
Não! Depressa, enviem mensageiros! Preciso de morangos!
Çilek, çilek!
Morangos! Morangos!
- Biz, yiyip, içip Sezar'a masraf çıkartırken... onları çilek toplamaya yollamayı düşünen sensin.
E a tua ideia de mandá-los aos morangos também não foi má. Estamos de férias à custa de César.
- Selam, askerlerim, çilek buldunuz mu?
Avé, avé meus bravos. Então, têm os morangos?
- Çilek filan yok.
- Não há morangos.
Ben burdayım ey Bonus Belonus, bakın çilek buldum, Yunanistan'dan dönmekte olan... bir ticari kervana rastladım ve ağırlığınca altın ödeyerek satın aldım!
Aqui estou, ó Caius Bonus! Encontrei morangos, ó Caius Bonus.
Çilek sarısı mı?
É louro amorangado?
- Çilek.
Morangos!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]