Çingene traducir portugués
681 traducción paralela
İki çingene kostümü verin bana hemen.
Me arranje duas roupas de ciganos já.
Gözdesi Inès'tir, bir çingene.
A sua preferida é Inès, uma cigana.
Çünkü hiç bir Çingene, Paris'e izinsiz giremiyor artık.
Porque nenhum cigano pode entrar em Paris sem uma autorização.
- O bir Çingene, efendim.
Ela é uma cigana, Senhor.
Kız çingene. Kilise hepimizin mabedi.
A Igreja é santuário para todos!
Çingene olduğum için.
Sou uma cigana.
Orada, Çingene kızı kaçırıyor.
Ele tem a rapariga cigana! Está a fugir com ela...
Çingene kız sevgilin mi?
A cigana não é bonita?
Çingene kız, ona su verdiğinden beri garip davranıyor.
Que queres dizer? Está diferente desde que aquela cigana lhe deu a água...
Çingene kız, o yaptı.
Assassíno... Assassíno...
Beni katil eden o Çingene kızın.
Não posso ajudar um assassíno.
Çingene kız Lordumuzun, Kralımızın teşrif ettiği böyle bir günde... boynuna ip geçirilecek, çıplak ayakla götürülüp Notre Dame'ın huzuruna çıkacaksın, cezan için.
O veredicto é contra ti. Lamento.
Seni çingene dilenci! Benimkini alamazsın!
Não vais ficar com o meu!
Çok çabuk ol, çingene dilenci.
E depressa, seu pedinte cigano.
O çingene pisliğin peşine düştüyse, bırak gitsin.
Se ela foi atrás daquele cigano nojento, deixa-a ir.
Çünkü artık vahşi ve kötü yürekli değilim, çingene tavırlarıyla dolu değilim diye mi?
Porque deixei de ser selvagem, malvada e com muitos hábitos ciganos?
Tüm dünya boktan bir çingene dilenciyi temizlediğim için doğru yaptığımı söyleyecek!
O mundo vai dizer que eu fiz bem em livrá-lo de um desonesto pedinte cigano!
Çingene tavşan yakalar, tilki yakaladığını söyler.
Para um cigano os coelhos são raposas.
Çingene çok korkuyor ondan.
O cigano tem medo dela.
Onda da çingene kanı var.
Nela também corre o sangue cigano.
Tembel herif, neler anlatıyorsun orada, iğrenç çingene dölü?
O que estás para aí a dizer, seu preguiçoso, filho dum cigano?
- Buna sevindim. Çingene hakkımda ne anlattı sana?
O que é disse o cigano?
Ne haber, Çingene, sana yine yemek veriyor mu?
Então, cigano, ela vai-te deixar comer outra vez? - Porque não?
Çingene, uçakları gördün mü?
Cigano, viste os aviões?
- Çingene, köprüden ne haber?
- Cigano, e na ponte?
Söylediklerine dikkat et, Çingene!
Cuidado com o que dizes, cigano!
Çingene'ye ne oldu?
O que é que aconteceu ao cigano?
- Bir çingene vurabilirim.
- Senão ainda mato um cigano.
Bir çingene olmasaydın, seni vurabilirdim.
Se não fosse o cigano, matava-te.
Sadece çingene hurafesi!
Isso é só mais uma previsão cigana.
El falı meselesi, sadece bir çingene palavrasıydı.
Eu só fingi ler-te a mão, é um velho truque cigano.
Loş ışıklar ve çingene kemanları.
À luz de vela e ao som de violinos ciganos.
Üstüne üstlük çingene şarkıcının "İki Tosbağa" adlı tavernadan gelen sesini duyabiliyordum.
Podia ouvir a voz duma cigana que cantava na Taberna das Duas Tartarugas.
tüm İspanyanın en büyük matadoru. Esperanza'da doğmuştur, çingene annesi de hâlen burada yaşamaktadır.
O mais famoso toureiro de Espanha, que tinha nascido em Esperanza... e cuja mãe cigana ainda ali vivia.
Annem bir çingene sinyor.
A minha mãe é uma cigana, senhor.
Montalvo'nun annesi Juan'ın babasıyla evlenmek için çingene kavmini terk etmiştir.
A mãe de Montalvo tinha abandonado a sua família cigana... para se casar com o pai de Juan.
Keşke sigorta şirketi hemşiresi olacağıma falcı bir çingene olsaydım.
Eu devia ter sido uma cigana adivinha e não uma enfermeira de uma companhia de seguros.
Bir çingene piçi.
Um filho de um cigano.
Şu çingene ile kaçıyor!
Corram com essa cigana!
- Çingene kızı mı?
- É outra garota cigana?
Bir Çingene eskiden bana hep sağlıklı ve mutlu olacağımı söylemişti.
Uma cigana disse-me uma vez que seria sempre saudável e feliz.
Bir Meksika sözcüğü "Çingene"
É a palavra mexicana para "cigano".
Ya "Çingene Kanı"?
E "Sángue de cigana"?
Çingene kahvesinde çalarken altın küpe takmıştık.
No salão de chá cigano usámos brincos de ouro.
- Hey, Çingene.
Ei, cigana!
Kim bu? Çingene kız.
Quem é ela?
Bugün, masum bir Çingene kız var.
Destruam este aparelho diabólico!
Ama, efendim, Çingene kız masum.
Isso não vou admitir!
Çingene kıza delicesine aşık oldu.
Eu fi-lo e fa-lo-ia outra vez.
- Çingene olmayı sürdürürler.
- Eles ficam ciganos.
Cevap versene, çingene!
Responde, cigano!