Çinliler traducir portugués
750 traducción paralela
Japonlar yıkarken, Çinliler yeniden inşa ediyorlardı.
Enquanto os japoneses destruíam as residencias chinesas.
Önce Çinliler geldi.
Primeiro, chegaram os chinocas.
Bu yüzden Çinliler bu durumu uluslararası olarak paylaşmadı.
É por isso que os chineses não querem que isto seja um incidente internacional.
Eğer onu bulmazsak, Çinliler'e geri götürülürse... - Ölecek. - Bildiklerini söyle bana.
Se não a encontrarmos e a levarem para a China, ela vai morrer.
Beyaz Siz, Çinliler'in 5 sene önce başlattığı gizli bir projeydi...
A Névoa Branca foi um projecto secreto que o Governo chinês iniciou há cinco anos.
Çinliler üstüme üstüme geliyorlardı.
Meu Deus! Aqueles chineses estavam a atacar-me.
Çinliler.
Chineses.
Neden Japonlar saldırdığında Çinliler koca kentleri... kilometrelerce içeri taşıdı?
Porque é que os chineses moveram cidades inteiras para o interior... quando foram atacados pelos japoneses?
Çinliler der ki : " Aşkın uzun sürmesi zordur.
O provérbio chinês diz : " E difícil o amor durar muito tempo.
Finlandiyalılar, Türkler, Çinliler ve Bolivyalılar korkusuzca savaştılar.
Finlandeses, turcos, chineses e bolivianos laboravam e lutavam.
Çinliler der ki ; birisinin hayatını kurtardığında sonsuza kadar ondan sorumlusundur, böylece ben bağlıyım.
Os chineses dizem que, quando salvamos uma vida de uma pessoa, somos responsáveis por ela para sempre. Por isso, estou ligado a si.
Onları Japonlar değil, Çinliler öldürmüş.
Dizem que estes não foram mortos pelos japoneses, mas pelos chineses.
Öbür tarafta Çinliler var.
Não pode passar por aí. Há chineses do outro lado.
Çinliler duvarın üstünde.
- Que se passa? - Os chineses estão na muralha.
Sadece dışarıdaki Çinliler sana yardım edebilirler.
Os chineses fora das muralhas são os únicos que a podem ajudar, agora.
Bu silahlar! Bunlar Çinliler değil!
Aquelas armas não são chinesas.
- Çinliler hep yerler.
- Os chineses comem muito.
- Yoksa Çinliler sizi buradan kovardı.
- Os chineses corriam convosco.
Kayıklar pis su oluklarında toplanıyor ve Çinliler çöp için savaşıyordu.
Os barcos ficavam debaixo da lavagem, e os chineses lutavam pelo lixo.
Holman, ilerlediğimiz ve bacamızdan duman çıktığı sürece, Çinliler üzerinde istediğim izlenimi yaratacağız.
Holman, desde que andemos e saia fumo da chaminé, damos aos chineses a ideia que quero.
- Çinliler dövüşemez.
- O chinês não sabe lutar.
- Evet, Çinliler.
- Os chineses. - Sim, sim, os chineses.
Mao'nun düşüncesini hayata geçiren Çinliler.
Os chineses, que aplicam a teoria de Mao.
Çinliler bayan Meers için çalışıyorlar, burada dolaplar dönüyor.
Os chineses trabalham com a Sra Meers, ela está metida nalguma coisa grande.
Çinliler'den borç almayın, tamam mı? Güzel.
Não peçam dinheiro emprestado a chineses, está bem?
Çinliler'in zekası beni büyüler.
Argutos, os chineses...
Çinliler'in bu durumla ilgili bir sözü var mı?
Os chineses também têm um ditado aplicável à situação?
1991 yılında dünyanın nüfusu böyle artarsa Çinliler çoğalacak.
No ano de 1991, dada a actual taxa de crescimento da população mundial, os chineses estarão lixados. Outra coisa.
Kes sesini! Etrafta beyaz kadın varken Çinliler bile Çinlilerle yatmaz.
Já conheces-te algum chinês que fodesse uma chinesa quando tem uma branca?
Çinliler, işte zenginlik orada.
Está em Chinolandia.
Biz Çinliler hasta ruhlu değiliz.
Escutem-me... só direi uma vez! Nós não somos doentes.
Biz Çinliler iyi bir statüde değiliz.
Ainda assim isso não libera o Chen.
Yakınlarda yaşayan Çinliler olmalı.
Deve viver um chinês aqui perto.
Temmuz 1937'de yeni bir olay patlak verdi. Çinliler, Marko Polo Köprüsü'nde bir Japon birliğine ateş açtı [3].
Em Julho de 1937, um "incidente" foi orquestrado para parecer que os chineses disparavam sobre os japoneses.
Lakin ele geçirilen sadece topraktı, insan değildi. Çünkü Çinliler, iç bölgelere çekilmişti.
Mas apenas conquistavam território, não pessoas, pois os chineses retiravam-se para o vasto interior.
Çinliler cehenneme inanır mı?
Um chinês como tu acredita no inferno?
Ruslar ve Çinliler, Stalin'in bu orduya saldırma şartlarını müzakere ediyordu.
Os russos e os chineses negociavam para Estaline atacar esse exército.
Avrasyalılar, Çinliler, Hintliler.
euro-asiáticos, chineses e indianos.
Çinliler, 1931'den beri Japonlarla savaştaydı ikmal yollarını koruyorlardı, yani Burma Yolu'nu.
Os chineses, em guerra com o Japão desde 1931, protegiam a linha de abastecimento : a estrada da Birmânia.
1943'ün sonlarında, Hindistan-Burma sınırındaki Ledo'dan Stilwell ve Çinliler, Bhamo'da eski Burma Yolu'na bağlanabilmek için yeni bir rota, yani Ledo Yolu'nu açabilmek amacıyla ilerlediler.
No fim de 1943, partindo de Ledo, na fronteira da Índia com a Birmânia, Stilwell e os chineses avançaram, para abrirem uma nova via : a estrada de Ledo, que ligava a estrada da Birmânia a Bhamo.
Çinliler kendilerini Çin'e götürecek yolu temizlemek için savaşmak zorundaydılar.
Os chineses lutaram para desbravar o caminho de volta à China.
Stilwell'in cephesinde, Çinliler Merrill'in Haydutları'yla Myitkyina hava alanını ele geçirdi ancak ağır kayıp verdiler.
Na frente de Stilwell, os chineses e os Marauders tomaram a base aérea de Myitkyina, mas sofreram baixas pesadas.
Arkadas da ona Çinlilerin yaptg gibi yap demis. "Çinliler nasl yapar? ."
O amigo diz para fazer como fazem os chineses. "Como fazem os chineses?"
"Zenciler, Çinliler ya da sahipli köpekler giremez."
NÃO É PERMITIDO NEGROS, CHINESES E CÃES SEM DONO
Zenciler, Çinliler ve sahipli köpekler giremez yazıyor.
Inglês, mal. Ali diz : Nem negros nem chineses.
Çinliler gelmiş.
Pégadas de Chineses.
Çinliler!
Chineses! Vamos!
Çinliler, 400 yıllık yumurtaları yiyorlar. Barut.
Pólvora.
Ne tür Çinliler?
Que tipo de chineses? - Ton quon ou dai chak?
Bainek topraklarında vefat etti ; Çinliler cenazesini asla teslim etmedi!
Tinha um amigo, um querido amigo... que morreu o ano passado no oriente... na longínqua região do Bainek... os chineses não nos restituíram isso.
- Çinliler.
"Façam o que eu digo, mas não façam o que eu faço."