English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ Ç ] / Çok şıksın

Çok şıksın traducir portugués

170 traducción paralela
- Sen de çok şıksın, Eddie.
- E você te vê magnífico, Eddie.
- Çok şıksın.
- Que fatiota.
- Doğru, gerçekten de çok şıksın.
- Estas linda.
Çok şıksınız.
- Como é elegante.
- Bu sabah çok şıksın.
- Olá, Sally. - Estou muito bem.
Marty. Çok şıksın.
Marty, estás muito gira.
Çok şıksınız Binbaşı.
Hoje está muito animado, Major.
Çok şıksın Buddy, gerçekten şıksın.
Você está elegante! Muito elegante.
- Çok şıksın. Gerçekten öyle. Çok seksisin!
Estás com bom aspecto, estás porreiro,
( Çavuş Dedektif Sonny Crockett ) Oo, hanımlar, bugün çok şıksınız..
Olá, minhas senhoras. Tudo bem?
Çok şıksın.
Estás muito bonita.
Yine çok şıksın.
Bem vestido como sempre.
Bayan Gordon, çok şıksınız.
Está encantadora, Sra. Gordon.
Çok şıksın.
Uau. Tu estás impressionante.
Çok şıksın.
Muito fina.
Çok şıksınız.
E está elegantíssima.
- Çok şıksınız. - Çok şıksınız.
- Muito bonito.
Bayan Tedlock, bugün çok şıksın.
Miss Tedlock, está muito bonita hoje.
Çok şıksın, Daffy.
Grande visual, Daffy.
Çok şıksın.
Estás linda.
Çok şıksın.
Estás linda!
Çok şıksınız, yanıklar üste efendimiz.
Está maravilhoso.
Çok şıksın.
- Como você é chique.
- Bu gün çok şıksın.
Você está bonito, hoje.
Çok şıksın.
Está bonito.
Çok şıksın.
É muito elegante, não é?
- Çok şıksın.
Se sente bem.
Çok şıksın.
Muito elegante.
Selam Gerzek, çok şıksın.
Lindo traje. Comprou-o a tua mãe?
- Çok şıksın.
- Pareces como novo.
Eskiden olsa, özellikle de davranışı çok yakışıksız olan bir doktorun böylesi bir küstahlığını içerlerdim.
Houve um tempo em que quando eu me sentiria ofendida... ante semelhante impertinência, particularmente vinda de um médico... cuja conduta deixa bastante a desejar.
Hava alıyordum. Haklısınız. Bu küçük odada kitaplarınızın, defterlerinizin içine dalmış olarak kalmak çok sağlıksızdır.
Faz mal à saúde ficar fechado neste quartinho, mergulhado neste cadernos e livros.
Sizler, hepiniz çok karışıksınız.
UU. Estão como cabras.
Orkestral bir şey bulmaya çalışın da ses çok çıksın.
Procure de piano ou uma orquestra com muitos metais.
Bu vahşi cinayet çok mantıksız. Bildiğiniz bir şey varsa bize anlatır mısınız?
Na verdade, estou de volta de uma história minha, neste momento.
Çok sıksın.
Estás muito bonito.
Ve çok da şıksın!
Que elegância!
Harcadım. Al, çok aşağılıksın!
Podemos ir ao Muldin's.
Umarım çok şey istememişimdir, Fakat sen sihirli kayasın Bu tür şeylere olasılıkla alışıksındır.
Espero que isto não seja pedir demais... mas és uma pedra mágica e por isso deves estar acostumada a isto.
Çok şımarıksın. Paramız var, meteliksiz sayılmazsın.
Ter apenas umas centenas de dólares não é estar falido.
Herkesin iplerini çekmeye ve tutkularını alevlendirmeye çok alışıksın.
Estás tão habituado a controlar toda a gente e a inflamar as suas paixões.
Kız onu hazırlıksız yakalamıştı. Diğerlerinden çok farklısın.
- Você é diferente dos outros.
- Çok şıksın.
Belo fato.
Tanrım, çok karışıksın!
Meu Deus, isso é complicado.
Sizi uyarıyorum. Çok şıksın, Stevie.
Está muito bem Stevie.
Aşının içe çekildiği bir aygıtmış. Onu almak istiyor ama Schiller yerini söylemiyor. Ki bu çok mantıksız.
É um inalador para a vacina e quer obtê-lo, mas o Schiller não lhe dá a localização e isso não faz sentido.
Çok mantıksız, değil mi? Ne yapacaksın ki? Bu tür şeylerle arkadaşlarını sıkamazsın.
Não se pode incomodar os amigos com isto.
Yani Jack demek istiyor ki, prensip olarak sen çok mantıklı bir insansın. Apophis'e hizmet etmeyi hiç bırakmamış olma iddian tamamen mantıksız, neredeyse hiç bir mantık barındırmama noktasında.
Acho que o que o Jack estava a tentar dizer é que, geralmente, és uma pessoa muito lógica, por isso, afirmares que nunca deixaste de estar ao serviço de Apophis é tão ilógico, que não faz sentido absolutamente nenhum.
Bu yaptığın çok yakışıksız.
Isto é... inconstitucional.
Bugün çok şıksın.
Que bonito está hoje.
Çok yılışıksın, süt kuzusu.
É fixe, mano.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]