Çıkabilirsin traducir portugués
960 traducción paralela
Yarın sabaha kadar şehir dışına çıkmazsan bir daha sadece tabut içinde çıkabilirsin.
Se näo tiveres saído da cidade até amanhä de manhä, já só sairás num caixäo.
Pekala, dışarı çıkabilirsin artık.
Pronto, já podes sair.
Bu şekilde yine yola çıkabilirsin.
Assim você pode viajar de novo.
Dikkatli konuş derim. Sen borçlu çıkabilirsin.
Ande com cuidado, possivelmente tenha que pagar.
Seni gördüm. Oradan çıkabilirsin.
Já o vi. Pode sair também.
- Evet, çıkabilirsin.
- Sim, pode.
Tamamdır. Artık oradan çıkabilirsin.
Está tudo bem, pode sair.
Çıkabilirsin Eddie.
Está tudo bem, Eddie.
Tamam servi boylum, çıkabilirsin.
Pronto, Slim, sai.
Sen yatak odasına çıkabilirsin.
Pode subir ao dormitório.
Çıkabilirsin.
Retirai-vos.
- Sonra sen de çıkabilirsin.
- E depois o que acontece? - Depois também podes sair.
Artık çıkabilirsin.
Pode sair agora.
Columbia nehrinden salla batıya doğru gidip aşağıda kıyıya çıkabilirsin.
Claro, podes seguir ao logo da margem do Rio Columbia, descendo para a costa.
Çıkabilirsin Keith.
É tudo, Keith.
Şu taraftan çıkabilirsin.
Não consegues sair por aí.
Artık çıkabilirsin, Bushrod.
Já pode sair, Bushrod.
Tabii, çıkabilirsin. Ben de biraz uyurum.
Claro, vai lá, preciso de dormir um pouco.
Pekâlâ, Julie, artık çıkabilirsin. Onu öpmeyi bırakalı bir ya da iki dakika oldu.
Está bem Julie, pode vir agora... sei que está aqui dentro.
Artık çıkabilirsin.
Sai, sai, de onde estiveres.
Çıkabilirsin Lily Teyze, New York'a dönebilirsin
Mas você vai, Tia Lily, você vai. Você pode voltar para Nova Iorque.
Çıkabilirsin.
Já podes sair.
Doktor ne zaman çıkabilirsin dedi? Ne?
Quando é que o médico disse que te vai dar alta?
Smith, çıkabilirsin.
Smith, podes ir.
Vaktinde döneceksin, mm? - Çıkabilirsin.
Volta à hora de sempre.
Ama aynı zamanda onunla çıkabilirsin, yatabilirsin?
Entretanto saem, vão para a cama.
Başa çıkabilirsin.
Suponho que podes fazer isso.
" Her an aniden ortaya çıkabilirsin
" Que podes aparecer a qualquer segundo
Tamam çıkabilirsin.
Pode vir.
Sorun yok, burada çıkabilirsin.
Er... está tudo certo. Pode descer aqui.
Dışarı çıkabilirsin.
Você pode fugir.
- Çıkabilirsin Luke.
- Podes sair.
Sen de geldiğim yerden çıkabilirsin. Dikkatli ol.
Sai pela porta de trás, por onde entrei.
Zaten buradayım, dostum. O yüzden sen çıkabilirsin.
Já estou aqui amigo, por isso podes sair.
Sen yukarı çıkabilirsin.
Querem que vá lá para cima.
İstiyorsan artık çıkabilirsin, Başkan.
Vamos você pode sair, o prefeito, se quiser, hã.
- Ben kazandım, artık çıkabilirsin.
- Ganhei, já podes sair. - Erika!
Artık dışarı çıkabilirsin.
E já pode sair de novo.
Benimle kalmak zorunda değilsin, istiyorsan yukarı çıkabilirsin.
Não és obrigado a ficar comigo, se quiseres, podes ir lá para cima.
- Tamam, çıkabilirsin.
- Pode subir.
Babanın her söylediğini yaparsan bundan canlı çıkabilirsin.
Faz o que o teu pai diz, sempre, e talvez escapes com vida.
Çıkabilirsin.
Já podes sair daí.
Monica, hayatım, saat neredeyse 4 : 30. İstersen çıkabilirsin.
Monica, porque não tira o resto do dia?
Yola çıkabilirsin.
Podes seguir o teu caminho.
- İstersen çıplak bile çıkabilirsin.
- Podes ir com o rabo à mostra.
Şimdi çıkabilirsin.
Já podes sair.
Buradan çıkabilirsin.
Fica com isto. Toma! Assim, poderás sair.
Odadan çıkabilirsin.
- Pode sair.
Artık çıkabilirsin. Hay allah.
Bolas, talvez também o tenha assustado a ele!
- Çıkabilirsin.
Sim, senhora.
Tamam babalık, çıkabilirsin artık.
Muito bem, pode sair daí.