Ödeyeceğim traducir portugués
1,644 traducción paralela
Bak, Ben... Çektiğin bütün sıkıntıları gerçekten takdir ediyorum. ve bunu ödeyeceğim, elbette.
Olhe... eu realmente aprecio todos os problemas que vocês passaram e eu vou pagar por isso, é claro.
Ve bunun için para ödeyeceğim
E eu me soltarei nesse dia. Ah, não precisa.
Ben ödeyeceğim.
Deixa isso comigo.
Ben sana ücretini ödeyeceğim ve sen bir kaç günlüğüne ortalarda gözükmeyecaksin tamam mı?
Eu vou, uh... eu vou dar-lhe uns dias de licença pagos ok?
- Borcumu ödeyeceğim.
- Eu depois devolvo-lhe o dinheiro.
Hibbs'e söyle, parasını ödeyeceğim.
Diga ao Hibbs que eu teria pago.
Ama sana ödeyeceğim, önümüzdeki hafta.
Mas eu devolvo o dinheiro na próxima semana.
Tüm masraflarınızı ödeyeceğim ve 100,000 $ vermeye hazırım.
Pago-lhe todas as despesas, e 100 mil dólares em cima disso.
Eğer etmezlerse senin su faturanı ben ödeyeceğim.
Se estiver errada, eu pago-lhe a conta da água.
Ne kadar isterlerse ödeyeceğim.
Pagarei o que pedirem.
İstediğim bir akşam yemeği, parasını ödeyeceğim.
Um jantar, por favor. Eu pago o que prometi.
Para elimize geçer geçmez, sana geri ödeyeceğim.
Assim que receber o dinheiro, eu pago-te.
- Sana, bunu geri ödeyeceğim.
- Eu pago-te depois.
Ve sana geri ödeyeceğim.
E vou pagar-te de volta.
Para elimize geçer geçmez, sana geri ödeyeceğim.
Assim que o dinheiro entrar, pago-te de volta,
Hastane masraflarını ben ödeyeceğim ;
Vou pagar a conta do hospital.
Sana borcumu ödeyeceğim.
Hei-de pagar-te.
Tamam. Ücretini ödeyeceğim.
Está bem, eu pago-te isso.
Ne olursa olsun ödeyeceğim.
- Pago o que for preciso.
- Söz, camın parasını ödeyeceğim.
- Juro que pago a janela.
Hepsini ödeyeceğim.
Eu pago tudo.
- Ödeyeceğim.
- Pago.
- Ödeyeceğim dedim.
- Eu disse que sim.
Parasını ödeyeceğim.
Eu pagarei, faço qualquer coisa.
Sana bin katını ödeyeceğim.
Vou lhe devolver mil vezes mais.
Francis, araziyi sattığımda sana iyi bir tazminat ödeyeceğim.
Oiça, Francis... Quando vender a propriedade, tenciono dar-lhe uma bela indemnização.
Geri ödeyeceğim.
Vou-te pagar.
Ve söz veriyorum o insanlara paralarını mutlaka ödeyeceğim.
E acredita, prometo que irei devolver-lhes o dinheiro.
- Hayır değil. Bunu bir şekilde sana geri ödeyeceğim, söz veriyorum.
- Arranjo uma maneira de te recompensar.
Tam parayı ödeyeceğim.
Eu pago o preço total.
Adamımı pazartesi göreceğim. Ve sana paranı hemen ödeyeceğim dostum.
Eu verei o cara na segunda-feira, e aí a gente acerta tudo, cara.
- Borcumu ödeyeceğim.
Eu vou pagar.
Ben ödeyeceğim.
Eu é que pago.
Ve belli bir süreden sonra ödeyeceğim.
E eu pagava de volta durante um certo período de tempo.
- Ödeyeceğim.
- E vou.
- Elime geçer geçmez ödeyeceğim.
- Pago-te assim que...
- Borcumu ödeyeceğim, tamam mı?
- Eu vou compensar-te, está bem?
Tüm hasarı son kuruşuna kadar ödeyeceğim.
Eu pagarei todos os estragos.
- Sana geri ödeyeceğim.
- Eu pago-te de volta.
Bay Ansinori'nin kartıyla ödeyeceğim.
Vou pôr a conta no cartão do Sr. Ansinori.
Borcumu ödeyeceğim.
Eu pago-tos.
Evet, ödeyeceğim, Charlie.
Eu vou pagar, Charlie.
- Pekala, yakında ödeyeceğim, Ralph.
- Certo, eu arranjo o dinheiro, Ralph.
Ödeyeceğim.
Vou arranjá-lo.
Ve merak etme sakın. Borç aldığım 1000 kronu geri ödeyeceğim.
E não te preocupes, eu pago-te as 1000 coroas.
Ben mi ona ödeyeceğim?
Está a gozar comigo?
Ben mi ödeyeceğim?
Larguem-me! O que estão a fazer?
Gerekirse o kadının yemek parasını kendi cebimden ödeyeceğim. En başından beri bu işi böyle yapıyoruz.
Eu pago as mercearias dessa mulher do meu próprio bolso.
Bayan Tate, yayımladığımdan dolayı beni suçlayacağı bir kitap için bu adama 1 milyon dolar mı ödeyeceğim?
Senhorita Tate, vou pagar a este homem um milhão de dólares por um livro pelo qual vai me processar por publicá-lo?
Yeni bağlattım ve yarı parasını ödeyeceğim... çünkü ben de çok seviyorum.
Fiz um upgrade e pago-o a meias com vocês, também adoro.
- Karşılığını ödeyeceğim.
Eu pago-lhes.