English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ Ö ] / Ölmene izin vermeyeceğim

Ölmene izin vermeyeceğim traducir portugués

97 traducción paralela
Ölmene izin vermeyeceğim.
Não te vamos deixar morrer.
Ölmene izin vermeyeceğim.
Eu não vou deixar-te morrer.
Ölmene izin vermeyeceğim.
Eu não te deixo morrer.
Ölmene izin vermeyeceğim.
Não o vou deixar ir!
Bir kez daha ölmene izin vermeyeceğim.
- Não deixarei que morras de novo.
Ölmene izin vermeyeceğim.
Não vais morrer porque eu não te deixo.
Öylece buradan çıkıp giderek ölmene izin vermeyeceğim.
Não vou simplesmente sair daqui e deixá-lo morrer.
- Ölmene izin vermeyeceğim. Ölmek istemiyorum...
Vou proteger-te...
- Ölmek istemiyorum... - Ölmene izin vermeyeceğim. - Ölmek istemiyorum...
Não te deixarei morrer...
- Ölmemelisin. - Ölmek istemiyorum... - Ölmene izin vermeyeceğim.
Não podes morrer...
Ölmene izin vermeyeceğim.
- Não tenhas. Não te deixo morrer.
- Ölmene izin vermeyeceğim.
- Não te vou deixar morrer.
Ve ölmene izin vermeyeceğim. Ne olduğunu kanıtlamak için, içindekini kanıtlamak için.
Não te vou deixar morrer para provares o que és, o que está dentro de ti.
- Ölmene izin vermeyeceğim.
- Eu não te vou deixar morrer.
İnanç ve çok çalışmak. Çünkü benden önce ölmene izin vermeyeceğim.
Fé e trabalho árduo, menina porque diabos me levem se você morre antes de mim.
Ölmene izin vermeyeceğim.
Não posso deixar-te morrer.
Merak etme, ölmene izin vermeyeceğim.
Não te preocupes, não te vou desiludir.
- Ölmene izin vermeyeceğim. - Ölmek istemiyorum.
Eu não te deixo morrer.
Ölmene izin vermeyeceğim.
Não deixarei que morras.
Ölmene izin vermeyeceğim.
Não te deixo morrer.
Kolayca ölmene izin vermeyeceğim.
Não te deixo morrer assim tão rápido
Ölmene izin vermeyeceğim!
Não te deixarei morrer!
Senin de ölmene izin vermeyeceğim.
E não te vou deixar morrer aqui.
Kolayca ölmene izin vermeyeceğim.
Não te vou dar uma morte fácil, percebeste?
Ölmene izin vermeyeceğim, bunu yapmayacaksın.
Não te deixarei morrer, não permitirei.
Ölmene izin vermeyeceğim.
Não vou deixar-te morrer.
Ölmene izin vermeyeceğim.
Não vou deixá-lo morrer.
Dostum, güven bana, bekar ölmene izin vermeyeceğim.
Confia em mim, não vou deixar que morras solteiro.
Ölmene izin vermeyeceğim.
Não te vou deixar morrer.
Burada ölmene izin vermeyeceğim bir tür bitki gibi böyle.
Não te vou deixar morrer aqui...
Hatta ölmene izin vermeyeceğim.
Não vou deixar-te morrer, ponto final.
Ölmene izin vermeyeceğim.
Não te deixarei morrer.
Ölmene izin vermeyeceğim, seni sürüklemek zorunda bırakma!
Não me faça arrastá-la!
Ölmene izin vermeyeceğim, endişelenme.
Não te vou deixar morrer, vai ficar tudo bem.
Ölmene izin vermeyeceğim!
Não vou deixar você morrer.
Sen ölmeyeceksin. Ölmene izin vermeyeceğim.
Eu não vou deixar que morras.
Senin ölmene izin vermeyeceğim.
Eu não vou deixar que morras.
- Burada yalnız başına ölmene izin vermeyeceğim.
- Não te deixo aqui para morreres!
Ölmene izin vermeyeceğim.
Eu não te vou deixar morrer.
Ve tek başına ölmene izin vermeyeceğim.
E não te deixarei morrer sozinho.
- Bay Charter, ölmene izin vermeyeceğim.
- Sr. Charter, vou mantê-lo vivo.
Yalnız ölmene izin vermeyeceğim.
Não te vou deixar morrer sozinho.
Ölmene izin vermeyeceğim!
Não vou deixá-lo morrer!
- Hayır, ölmene izin vermeyeceğim. Hayır.
- Não, não o deixarei morrer.
Ben de açlıktan ölmene izin vermeyeceğim.
Já eu, não te vou deixar morrer à fome.
Ölmene izin vermeyeceğim!
Não vou lagar-te.
Mücadele etmeden ölmene izin vermeyeceğim.
Não te vou deixar morrer sem lutar.
Ölmene izin vermeyeceğim.
Eu não vou deixar você morrer.
- Ölmene izin vermeyeceğim.
Eu não vou deixar-te morrer.
Ve ben senin ölmene de izin vermeyeceğim.
E eu não te vou deixar morrer, também.
Burada ölmene izin vermeyeceğim.
Não vou permitir que morras aqui.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]