Ücretsiz traducir portugués
1,044 traducción paralela
Angela, Warren sana anlattı mı, benim size düğün hediyesi olarak .. dairenizi ücretsiz dekore edeceğim.
Angela, o Warren disse-te que, como prenda de casamento para vocês, vou decorar o vosso apartamento de borla?
Sandım ki ücretsiz bir parti bu.
Pensava que era bar aberto.
Hey, hardal ücretsiz.
Ei! A mostarda é grátis.
4. sokaktaki ücretsiz kliniğe götür. Aah!
Depressa, vai à clinica.
- Bunu parayla satın alamayacak insanların... ücretsiz olarak alabilmesine. - Neye çalışıyordun?
- O que queres dizer?
Sana ücretsiz verebilirim, ne dersin?
Eu ofereço-lha gratuitamente.
Doktor, burada ücretsiz bir telefon var?
Doutora, tenho aqui um telefone de graça.
Muhteşem bir daire alırız bir de araba, ücretsiz park yeri.
Podíamos arranjar um apartamento magnífico, carro, parque grátis...
Ben oyunlara gitmem, çünkü evimde ücretsiz uyuklayabiliyorum.
Não vejo peças de teatro, porque posso dormir em casa de borla.
Jake, çıkarken bu civardaki ücretsiz kliniklerle ilgili dosyaya bakmayı unutma.
Jake, quando saíres, dá uma olhada á lista de clínicas públicas da zona.
Athanaeum'a ücretsiz girebilirmişim.
Posso ir ao Ateneu. De graça.
100 $ nakit ve San Francisco'ya ücretsiz otobüs gezisi.
Aqui tens 100 dólares e uma viagem de graça até São Francisco.
Bu yüzden avukat tutacak paranız yoksa devlet size ücretsiz bir avukat bulacaktır.
E se não tiver meios para contratar um, o Estado providencia-lhe um, de graça,
İstersen sana ücretsiz bir avukat sağlanacaktır.
Se assim o quiseres, ser-te-á facultado um advogado público.
Süpermarketten bin dolar değerinde ücretsiz alışveriş maratonu kazandınız!
Ganhou um vale de compras no valor de 1000 dólares.
Oh, burada umduğunuz gibi olmayacak maalesef kimseye ücretsiz örnek vermiyoruz.
Oh, e no caso de pensarem... não, não oferecemos amostras grátis.
Eğer 5 yıl beraber olursak, ben ücretsiz saç ektireceğim o da yeni bir çift göğse sahip olacak.
Se ficarmos juntos 5 anos, recebo um transplante de cabelo de oferta e ela recebe um novo par de peitos.
Büroya kayit oldugunda ücretsiz bir tabanca alirsin.
Você não é obrigado assinar com o FBI
Hapishanedeydim ve birgün bir kaç yaşlı beyefendinin ücretsiz telefon görüşmesi yapmasına yardım ettim.
Quando estava na prisão, ajudei um dia os senhores já de idade a fazerem umas chamadas gratuítas.
Ona puro verdim o da beni ücretsiz olarak davet etti.
Ofereci-lhe um charuto cubano e ele convida-me para uma partidinha à "borlex"!
Neden siz bronzlaşma salonuna gelmiyorsunuz? Ve de ben sizi bazı ücretsiz bronzlaştırıcılara sokarım.
Poque não vens ao Salão de Bronzeamento e eu posso sacar-te uns bronzeados à borla.
Ya viski için ne yapacağız? Burada ücretsiz poşet çaylar işe yarıyor.
Aí é onde as bolsinhas de chá se tornam úteis.
Dinle, şayet herhangi bir şekilde ücretsiz - hukuksal danışmanlık istersen... bilirsin, Bob'un davasında... Iütfen aramak için çekinme
Se precisar de acessoria jurídica gratuita para resolver os assuntos do Bob, ligue-me.
- Bu ücretsiz.
- Bem, isso é de graça.
Siz formları alırsınız, ben de onları hazırlarım neredeyse ücretsiz.
Você consegue os formulários, e eu os preparo praticamente de graça.
Ve eğer ben kaybedersem balıklarını ve istediğin herşeyi benden ücretsiz alabilirsin.
E se eu perder podes escolher um peixe ou qualquer outra coisa que queiras. Grátis. Por minha conta.
"Profesör Aage Krger altı yaşındaki Mary Jensen'e..." "... Krallık'ta ücretsiz tedavi görebileceğini... "
"A semana passada o Prof. Aage Kruger voltou á sua cidade natal para dizer a Mary Jensen, de 6 anos, que seria tratada de graça no Reino."
Onu başkente götürdüler, orada ücretsiz zihinsel sağIık muayenesinden geçireceklerdi.
Levaram-na para a capital para fazerem um exame de saúde mental grátis. Bem.
Boston'a yola çıkmak üzere olan bir uçak var. İsterseniz, onunla ücretsiz olarak gidebilirsiniz.
Pode voltar já a Boston se quiser.
Bay Remy, lütfen ücretsiz beyaz telefonlara gidiniz.
Passageiro Remy, é favor dirigir-se ao telefone branco.
Bay Remy, lütfen ücretsiz beyaz telefonlara gidin.
Passageiro Remy, é favor dirigir-se ao telefone branco.
Bütün bu parlak ışıkların, ücretsiz seyahatlerin... şampanyanın, bedava otel süitlerinin... onca kadının ve onca içki aleminin getirisi budur.
É o resultado final do brilho destas luzes... das viagens pagas, dos banhos de champanhe, das suites de hotel à borla, das miúdas e das bebidas.
Emniyet müdürünü ücretsiz izinden caydırdım.
Convenci o Comissário a manter o ordenado.
Giriş ücretsiz olacak. Canlı müzik, hitler, kızlar...
Vai ser de entrada livre, música ao vivo, êxitos, miúdas.
Ve her iki yöne de bilet ücretsiz.
E o ticket é grátis ida e volta.
Hey burda ücretsiz KEK verdiklerini duydum
Não é costume oferecer uns comes?
- İtfaiyenin ücretsiz servisi.
É um serviço grátis dos Bombeiros. - Não.
Süren tıp eğitimi notları, ücretsiz dersler...
Créditos para formação contínua, aulas grátis...
900 gramlık bifteği bitirebilirsen ücretsiz.
Se conseguires acabar um bife de 900 gramas, é de borla.
Size Tüm kuzey Amerika ve Avrupa'daki mağazalarımızdan istediğiniz kadar ücretsiz kahve sunuyoruz, ayrıca...
Estamos dispostos a oferecer-lhe, gratuitamente, todo o café que quiser, em qualquer uma das nossas lojas, quer na América do Norte, quer na Europa, mais...
Bu otelin ücretsiz prezervatif verdiğini biliyor muydun?
veja. Sabía que as camisinhas são gratis no hotel?
İlk içki ücretsiz "
PRIMEIRA BEBIDA GRATIS
Evet, ücretsiz bebek elbiseleri oyuncaklar ve bezler alıyorsun. Bebeğin adı neydi?
Vai receber roupas, brinquedos e fraldas durante um ano para...
Di Tata firmasının ücretsiz örneklerini denemek ister misiniz?
Tenho muitas outras que querem. Gostaria de uma amostra gratuita de "Firma di Tata"?
Bunun yanında ben bir sürü davaya da ücretsiz bakıyorum.
Faço muito trabalho gratuito.
Nasıl oldu da gerçek davalara bakmak yerine ücretsiz çalışmaya başladın?
Porquê Pro Bono?
Temizlenmesi de benden, ücretsiz.
Limpas e sem encargos.
Bu ücretsiz taksi.
Este táxi está livre?
"İlk içki ücretsiz"
PRIMEIRA BEBIDA GRÁTIS
İlkel ve ücretsiz kanalların aksine buna ücret ödemek zorundasın. - Güzelmiş.
- Isso é bom!
Pekala, şimdi anlıyorum, parıltılı reklamlarınızla ağınıza takıyorsunuz ücretsiz ürünlerinizle gözümüzü boyuyorsunuz, sonrada bir şişe kapatıcı alabilecek parayı bulmak için sokaklarda sürtüyoruz.
Está bem. Estou a ver como é que trabalha. Arranja tudo de graça a 1ª vez.