Üstelik traducir portugués
1,288 traducción paralela
Bu, herkesin uyum içinde olduğunu gösterir, üstelik öyle olunca hoşuma gidiyor.
Mostra que estamos todos em sincronia. Mostra união, que só há um pensamento. Além disso, eu gosto.
Hiçbir şey, sizlerin neden sınıflandırılmak zorunda kaldığınızı anlamıyorum... üstelik böyle rastgele seçilmiş bir altkümede. Yani, cilt renklerini diyorum, böyle yapmayın ama.
Não percebo como é que as pessoas se podem dividir por estas arbitrariedades, como a cor da pele.
Bana hazırladığın bir şişe ketçaptan beri ağzıma gram lokma girmedi ve üstelik lezzetli de değildi.
Não como nada desde a garrafa de ketchup que me deste. Era deliciosa. Tem calma.
Artıklardan yenisini yapabilecek teknolojiye sahibiz üstelik buzdolabında da biraz yer açılmış olur.
Nós temos a tecnologia. Nós temos carne. E temos um espaço no frigorífico.
Son ananas üstelik bolca bereketli!
O último ananás! E bem maduro por sinal.
Ve üstelik, Keiko'yu gitmekten alıkoymanın bir yolu yoktu.
Além disso, sabe que não teria conseguido impedir a Keiko de ir.
Tam tersine iyi Binbaşımız zamansız ölümümü çok hoş karşılar ve üstelik olaya karışmak için hiçbir şey yapmazdı.
Pelo contrário, a boa major veria também com bons olhos a minha morte prematura e nada faria para interferir.
Gemiden kaçamam,... üstelik beni üç kez de aradınız.
Não posso sair desta nave e, além disso, já me revistou três vezes.
" üstelik zilin çalışıyla birlikte,
" e com o repicar de um sino,
Şunu da eklemek isterim ki ; Ajan Mulder Büro'nun işleyişine ters olan, üstelik de görevlendirilmediği bir projeye kaptırdı kendini.
O Agente Mulder desenvolveu uma obsessão compulsiva por um projecto fora do comum da Agência.
Acımasız ama çekici, üstelik de işime yarayabilir.
Limpa essa porcaria toda, querido. Temos convidados.
Onun bildiklerini bilip üstelik de ülkeye yayacak güce sahip birini bırakırlar mı?
Acha que se alguém soubesse o que ele sabe, e tivesse uma audiência nacional para divulgá-lo, eles realmente deixavam?
Benden nefret ediyor, üstelik... hayatımda ilk defa yazma kısırlığı çekiyorum.
Ela detesta-me e... pela primeira vez na minha vida tenho um bloqueio de escritor.
Ama o bile Jane'den daha iyiydi. Daha anaçtı, üstelik seni sevmişti.
Mas ela era até melhor que a Jane, mais maternal e ela amava-te.
Güzelsin, üstelik sık sık birlikte vakit geçiriyoruz... ve siz bayağı iyi anlaşıyorsunuz.
Tu és bonita e vemo-nos com frequência... e vocês entendem-se bem os dois.
Bütün karılarımı aldattım üstelik hiçbiri hak etmemişti.
Enganei todas as minhas mulheres e nenhuma delas o merecia.
Ve üstelik çok da susadım.
E estou mesmo com muita sede.
Vizyonları yoktur üstelik umutsuz savaşlar verirler.
Têm vistas curtas e lutam por causas perdidas :
Kocaman dişleri var ve alınları da kocaman, üstelik kokuyorlar.
Têm dentes grandes, testas grandes e cheiram mal.
Yatakta güzel bir kadın var, üstelik çıplak. Gitmen gerekiyordu.
Uma mulher bonita na cama, nua, tiveste de ir, eu entendo.
Bunu haketmiyorum, üstelik.
Não mereço ser amado.
Vücut hatlarını gösterecek kadar dar, üstelik sıkmıyor. Hatlarını nasıl yuvarlak gösteriyor, görüyor musun?
São justas o suficiente para dar forma, mas sem achatar.
Ve üstelik, Diğerlerinin hepsini kıskanç yapıyor.
E os outros estão a ficar com ciúmes.
Buranın insanları tamamen değiştirdiğini gördüm üstelik sadece mahkûmları değil.
Vi como este lugar muda as pessoas e não só os reclusos.
üstelik ik Marge, görmek için burada bile değildi.
E a Marge nem assistiu.
Kulağına zehir fısıldarken öylece durdun ve üstelik bana iyilik kisvesi altında.
Ficou a ver enquanto ele a enprenhava pelos ouvidos, e tudo sob a ideia de me estar a fazer um favor.
Veronica Marco Venier'le birlikte kanalda, üstelik yanlız
A Verónica está no canal com o Marco Venier. Sozinha.
Çünkü buna param yok, üstelik onlar da hiçbir şey yapmazlar.
Para me mandarem telefonar á seguradora, que não tenho, porque não tenho dinheiro, e não fazerem nada na mesma? !
Bütün gün, seninle bir dakika geçirmeyi umarak bekledim üstelik seni tanımıyorum bile.
Passo o dia desejando passar um minuto consigo e nem sequer o conheço.
Sadece dokuz yaşında değil, üstelik özürlü.
Não um rapaz com nove anos, ele está debilitado.
Evet, üstelik o 12'likle de çok uyumluydu.
Dava lindamente com a sua arma.
Sheridan'ın kaçmasına izin verdi ve üstelik vuruldu.
Deixou o Sheridan escapar e ainda conseguiu levar um tiro.
Evet, üstelik çamursuz.
Ao menos temos água. Sim, sem lama.
"Eğer siz böyle bir avans ödeyeceğimi sanıyorsanız üstelik kitabı beş para etmez bir yazar için delirmiş olmalısınız."
"Se pensa que vamos falar de um tal adiantamento por um autor cujo último livro anda a servir de bandeja por aí está mesmo doida".
Ve üstelik "Yumurta Düzine ile Daha Ucuz" akşamında.
E isto justamente na noite do.
Dünyalar kadar güzel bir kız Üstüne üstelik komiserde oldu.
Essa mulher é demais para mim. E é inspectora.
Harika gözüküyor! İnsanların hakkında konuşacağı bir şey olur. Evet, üstelik bu'Cotswolds'da Yürüyüş'ten daha ilginç, veya yerine geçebilecek başka yazıdan.
E é muito mais interessante que "Andando por Cotswolds", este pode substituí-lo.
- Hiç karşılaşmadığım biri için üstelik de para almadan çalışabileceğimi sanmıyorum.
sem que me paguem.
- Nazi olmadığı gibi, üstelik komünist!
Não só nazi, como comunista ainda por cima!
Evet, üstelik haftanın nöbetçisi de değilmiş.
Sim, e ela não foi a mesma inspetora da semana.
Halkımı satıyorlar, Bay Allan kendimizi savunmamıza izin vermeden üstelik.
Estão a vender o meu povo, Sr. Allan... sem me darem uma hipótese de me defender, de refutar as provas?
İzlediğin yoldan çok daha verimli üstelik çok daha az insanı üzersin.
É mais eficiente do que o que tens feito... e vais levar menos pessoas contigo quando fores desta para melhor.
Esas sorun baban! .. .. üstelik hükümette arkasında.
O grande problema é que, agora, o teu pai tem o apoio do estado de Nova Iorque.
O bizi 500 ton yükle, sigortasız bir gemiyle tayfunun içine soktu... üstelik normal gemi hatlarının 100 mil açığına.
Fez-nos trazer 500 toneladas de madeira e aço, sem seguro, para o meio de um tufão, a 160 Kms de qualquer rota normal.
Tanrının bir yaratığı için durmadan konuşuyorsunuz, üstelik freskleriniz parçalanıyor.
Está para aí a falar de uma criatura de Deus e deixa estes maravilhosos frescos deteriorar-se.
Bu yıl beşinci kez resimlerin sadece yarısını üstelik 2 hafta gecikmeli getirdiniz.
Vocês trouxeram menos da metade dos quadros com mais de duas semanas de atraso pela quinta vez este ano.
Ve biz onlara karşı savaşanlar nasıl düşünüyoruz... bu rahipler Hükümetin komünist olduğunu halka anlattılar... üstelik hiç bir yasal yetkisi olmadan!
Um dia lutamos contra os padres que acusavam o governo de comunista... e que não acatavam as leis!
O sadece senin kuşu istiyor, üstelik çok sinsi.
Ele não só quer seu galo, como também é um pilantra.
Sizin saflığınız sadece günahkarlık. Hadi ama, beni incitmeyin! Bütün günü bir sedye taşıyıcısı ile geçiremem... üstelik sarhoş nefesiyle.
Não tenho o dia todo para passar com um carregador... com bafo de bêbado.
Seni de bir beyefendi gibi gösterir üstelik.
Afinal, parece que você é um cavalheiro.
Yakalandı, itiraf etti, üstelik, diğer iki arkadaşı da ispiyonladı.
Foi apanhado, confessou e também denunciou mais duas pessoas.