Üstesinden gelirsin traducir portugués
62 traducción paralela
Her şeyin üstesinden gelirsin... kendi kibirin hariç.
Sem dúvida, sem dúvida, tu consegues ultrapassar tudo... menos a tua própria arrogância.
Belki üstesinden gelirsin.
Pode ser que lhe passe.
Bunun üstesinden gelirsin, değil mi?
Você resolve isso, certo?
Bunun üstesinden gelirsin.
Vais conseguir.
Kap onu. Evet. Bunun üstesinden gelirsin.
Hei-de ser capaz!
- Cole, sen her pistin üstesinden gelirsin.
Cole, andas de banda pela pista toda.
Ama sanırım bunun üstesinden gelirsin.
Mas acho que se dá a volta por cima.
Bob, bunun üstesinden gelirsin.
Deixe-se disso, Bob.
Birkaç sene içinde üstesinden gelirsin.
Ouso dizer que em um ano ou dois você terá superado isso muito bem.
- Doğru üstesinden gelirsin.
Pois está! Em cima do assunto.
Daha önce yaptığın gibi üstesinden gelirsin
- Tu arranjas-te como sempre
Umarım üstesinden gelirsin, ne gerekiyorsa yap.
Espero que consiga dominá-lo.
İşte geldi sevgili Nancy... biraz fazla olduğunu görüyorum ama eminim sen üstesinden gelirsin.
Aqui tens, Nancy querida... Parece muito, mas acabas por comer tudo.
Bence sen üstesinden gelirsin.
Diria que és capaz de o fazer.
Bence her şeyin üstesinden gelirsin.
Acredito que pode com o que seja.
Evet, eee, bunun üstesinden gelirsin.
Isso passa.
- Bence bunun üstesinden gelirsin.
- Deves sobreviver. - Oh, Luke.
Ve eğer fille bir araya gelirsen, eğer onu tanırsan, belki üstesinden gelirsin... korkunun.
E pensámos que se tu conhecesses o elefante, talvez pudesses ultrapassar o medo. Obrigada.
Ah tatlım sen buranın üstesinden gelirsin.
Querida, estás em todo lado.
Bence rahatlıkla üstesinden gelirsin. Sana ilkinde inandım.
Acreditei em ti logo da primeira vez.
Her zaman üstesinden gelirsin böyle şeylerin.
Tu vais resolver isso.
Dedi ki, "Sen tecrübeli bir terapistsin, üstesinden gelirsin."
Disse : "Já que és um experiente terapeuta, agora enfrenta o problema".
Bir sürü elbisen var, üstesinden gelirsin.
Tem muitas roupas. Escolha algo apropriado.
Her şeyin üstesinden gelirsin sen.
Tu consegues fazer tudo.
- Merak etme, üstesinden gelirsin. - Teşekkürler.
- Vai sair-se muito bem.
- İyi o zaman, üstesinden gelirsin artık.
- Pois agora já sabes.
Normalde bu tür korkakça duyguların üstesinden gelirsin, ama bu durum karşısında elin kolun bağlı.
Normalmente, ultrapassas emoções tão supérfluas, mas agora tens as mãos atadas.
Eğer bunun üstesinden gelirsen, her şeyin üstesinden gelirsin.
Fica de olho no prémio. Se chegares ao fim disto, ultrapassas tudo.
Herşeyin üstesinden gelirsin.
Não, tu aguentas tudo isto.
Başına bir şey gelse hemen üstesinden gelirsin.
Será que tens pressão sanguínea? Se alguma coisa chegar a ti, sabes lidar com isso de um modo fácil.
Bunun üstesinden gelirsin. Sahte duruşma, hangi tip avukat olacağını anlamak içindir.
Simulação de Julgamento serve para ver que tipo de advogado queres ser.
Bekle biraz, üstesinden gelirsin.
Espere. Aguente um pouco. Sim?
Yakında onların da üstesinden gelirsin. Öyle mi düşünüyorsunuz? Evet.
Irmã Evangelina, foi a Chummy quem fez esses registos.
Ya sen üstesinden gelirsin, ya da o senin üstünden gelir.
Acabas com isso, ou isso acaba contigo.
Bunun üstesinden gelirsin değil mi? Ne, ben mi?
- Acho que consegues fazer esta parte.
Bu işin üstesinden gelirsin.
Está à altura do trabalho.
Bir amacın varsa üstesinden gelirsin.
Se tem um objectivo, alcança-o.
Korkularının üstesinden gelirsin.
Só enfrentas os teus próprios medos.
Bazısı sıradandır, cüzdan veya saat kaybetmek gibi, üstesinden gelirsin.
Uma coisa é superar a perda de uma carteira... ou de um relógio.
Her şeyin üstesinden gelirsin sen.
- És tão bom em tudo.
İşinde en iyilerle çalışıyorum ve sen ilk kahveni içmeden onların üstesinden gelirsin.
Já trabalhei com os melhores e você já superou cada um deles antes da sua primeira chávena de café.
- Ama sen üstesinden gelirsin.
Mas irás consegui-lo. Podes crer que vou.
Neden böyle sınanıyorsun bilmiyorum ama sen hep üstesinden gelirsin.
E não sei porque foste posta à prova desta forma, mas superas sempre.
Şanslıysan üstesinden gelirsin.
Quando temos sorte, esquecemos.
Bunun da üstesinden gelirsin, Connie.
Vai correr tudo bem, Connie.
- Yeter ki iyi biri ol üstesinden gelirsin, iyi ol.
Sê apenas uma boa pessoa. Tu consegues fazer isso. Sê bom.
Çingene gibi düşünen birinin üstesinden nasıl gelirsin?
Como é que falamos com alguém que pensa como um cigano?
Yapacağın bolca omlet, üstesinden gelirsin.
És tu e uma cozinha cheia de ovos mexidos.
Evden 70.000 ışık yılı uzağa fırlatıldık bir düzineden fazla mürettebatı kaybettik ama üstesinden geldim, sende gelirsin.
Terminamos a 70.000 anos-luz de casa, perdemos uma dezena de tripulantes, porém consegui superar, da mesma forma que você fará.
Her şeyin üstesinden gelirsin.
Consegue controlar tudo.
Ya bunun üstesinden hemen gelirsin, ya da kaçarsın.
Podes lidar com isto agora, ou fugir.