Üçgen traducir portugués
308 traducción paralela
Biiyorsundur, bu üçgen yelkenli son savaş gemisi.
Sabias que é o último navio de guerra com vela latina?
Ben de okul orkestrasında üçgen çalardım.
Na minha banda do liceu tocava ferrinhos.
Ve cennetin hatırına, üçgen çalmaya tekrar başla!
Boa sorte! E por amor de Deus, volte a tocar ferrinhos.
Bu üçgen gal.
A dona do Triângulo, querido.
Siyasi mahkumlar kırmızı üçgen, yeşil üçgen takılanlarla karşılaşıyor :
Prisioneiros políticos usando triângulo vermelho encontram outros usando um triângulo verde :
"Bir zamanlar üçgen bir adam vardı kare bir platformda durur, şarkısını söylerdi..."
"Havia uma vez um triângulo, que estava em uma plataforma quadrada, cantarolando..."
Çünkü sorun çok eskilere dayanan bir evlilik geometrisi, sonsuz üçgen.
Mas a desta noite tem três, trata de um velho assunto conjugal. O eterno triângulo amoroso.
Bazılarında kiriş demir vardır, bazıları üçgen demirlidir, bazıları da daire...
Há as que têm as linguetas cruzadas, as triangulares e as circulares.
Önlüğündeki bu siyah üçgen, adi suçlular içindir.
O triangulo preto no seu avental é para criminosos.
Politik suçlular kırmızı üçgen takıyor, benim gibi.
Prisioneiros políticos usam triangulo vermelho, como o meu.
Belki büyük mutlu bir üçgen olur, ben de doğru kenardan çıkarım.
Quem sabe, seja um feliz triangulo amoroso e eu acabe do lado certo.
Sade bir oval biçiminde hafiften üçgen içinden ışık saçarcasına parlak ciltli.
Um rosto oval perfeito... quero dizer, um oval levemente triangular. Mas a sua pele é brilhante, como se iluminada por dentro!
Rakibinin uzun ömrü düşünülürse, gerçekten sonsuz bir üçgen.
O Gabinete para a Industrialização pode ajudá-lo. Não tolerarei interferências! Não voltará cá, enquanto eu governar!
Bir üçgen oluşturacağız.
Vamos numa formação triangular.
Şuradaki Orion, üçgen şeklinde.
Aquela, mesmo ali, é Orion. O Triângulo.
Her kartın üzerinde bir simge var, üçgen, kare, daire, çarpı, yıldızlar.
Cada carta tem um símbolo. Um triângulo, um quadrado, um círculo, uma cruz, uma estrela.
Böylece cennet yüzümüze gülecek limandan limana, altın bir üçgen.
Até parece que o ceú nos sorri ponto para ponto, num triângulo dourado.
Astroloji dersi sırasında, burçlar çizelgesinin dairesinin içindeki üçgenin bir eşkenar üçgen olduğunu farketti.
Durante uma aula de astrologia, Kepler desenhou dentro do círculo do Zodíaco um triangulo com três lados iguais.
Sonra şans eseri üçgenin içerisinde, daha küçük bir çemberin de tıpkı Jüpiter'in Satürn'ün yörüngesinde oluşturduğu gibi, bir başka eşkenar üçgen oluşturduğuna dikkat etti.
Observou então, quase por acaso, que um círculo pequeno desenhado dentro do triangulo, mantém a mesma relação com o círculo exterior, como o faziam as órbitas de Júpiter e Saturno entre si.
Kare, daire, üçgen her tür insan yaşıyor ve düz işlerimiz ile evlerimiz içinde yaşıyoruz.
Uns são quadrados, outros círculos, triângulos corremos apressados, entrando e saindo, dos nossos edifícios planos, ocupados com os nossos negócios planos.
İkizkenar üçgen, iki eşit kenara sahip olan üçgendir.
Um isósceles é um triângulo que tem dois lados iguais.
Yahudiler sarı yıldız takıyorlar. Homoseksüeller ise pembe üçgen.
Os judeus usam estrelas amarelas, os homossexuais triângulos rosas.
- Beklemeyin. Bir randevum var... ... başka bir üçgen ile.
- Tenho um encontro... com outro triângulo.
"Ebedi üçgen", hatırladınız mı?
Lembre-se do eterno triângulo.
Solumda küçük, üçgen bir ekran var.
À esquerda existe um ecrã triangular.
Pembe üçgen taşıyordum.
Eu usava um triângulo rosa.
Bir üçgen çiziyor.
Está a desenhar um triângulo.
Şimdi bir üçgen oldu.
Isto é um triângulo.
Bu bir üçgen değil.
Não está a desenhar um triângulo.
Bu hikayeye şu ismi veriyorum. "Dört köşeli üçgen."
Um conto que eu chamo "Triángulo de quatro lados".
Şimdi, hangisi üçgen bulabilir misin?
Agora, consegue encontrar o triangulo?
Sağ kulağın arkasındaki üçgen yara izleri mükemmel bir orana sahip.
Três marcas triangulares perfeitas atrás da orelha direita.
Bir daire içerisinde ters üçgen kullanılmış.
Triângulo invertido dentro de um círculo, isso é utilizado em ocultismo.
Ters üçgen yanlızca bir kötülük sembolü değil aynı zamanda suyu temsil eder.
O triângulo invertido não é apenas um símbolo do mal... ela também representa água.
Bir daire, bir üçgen, bir Akrep simgesi.
Há um círculo, um triângulo, um sinal de escorpião.
Bir hat üzerinde birbirine bakan iki üçgen.
Dois triângulos atravessados por uma linha.
Bu bayağı güzel bir üçgen.
Caramba, belo triângulo!
İşte, elimizde bir üçgen var.
Aí está, triangulação.
Tamam, üçgen çeşitleri ; ikizkenar, eşkenar, çeşitkenar ve... diğer neydi?
Os triângulos podem ser isósceles, rectângulos, ou quadrados.
En sonunda, üçgen oturuşa karar verdim.
Finalmente me decidi por um triângulo.
— Pembe üçgen ve sağlıklı yaşam.
Triângulo Rosa em Boa Saúde.
— Pembe üçgen mi, o da ne?
- "Triângulo Rosa", o que é isso?
Eşcinselsen, pembe üçgen takıyorlar.
Se és bicha, é isso que usas.
Yahudilere sarı yıldızlar, muhaliflere kırmızı üçgen ve suçlulara yeşil...
Como os judeus, uma estrela amarela, políticos, um triângulo vermelho. Criminosos, verde.
— O zaman hem yıldız hem üçgen tak.
- Então devias usar ambos.
Pembe üçgen taşımam gerektiğini duymaktan yoruldum.
Estou cansado de saber que eu devia ter um triângulo rosa.
" Şu sihirli üçgen, sana küçük kızken söylemiştim.
É este o triângulo mágico de que te falei quando eras criança.
Bayan Croft'un üçgen parçasının bizde olduğunu sanıyor.
Eles pensam que já temos a parte do triângulo de Lady Croft.
Cesedin üzerinde bir kez daha, katlanmış kağıtta, üçgen bulundu.
Mais uma vez foi encontrado um papel com um triângulo.
Bu üçgen sizi temsil ediyor, efendi Kikuchiyo.
O triângulo representa o senhor Kikuchiyo.
Bir üçgenin iki kenarından iki nokta seçilir... ve üçüncü kenar atılırsa, ya da tüm kenarlar atılırsa... bu üç farklı değişkenden yeni bir üçgen elde edilir...
Se tomarmos três pontos em dois lados de um triângulo, e o terceiro lado reduzido, ou todos os três lados reduzidos... para que o produto dos três segmentos alternados tomados em ordem...