Actually traducir ruso
128 traducción paralela
Actually, Bu tabela sahte.
Указатель фальшивый.
Peki, Prof. Starkman, how would you classify a killer whose downward spiral was actually calculated into their grand scheme?
Скажите, профессор Старкман, как классифицировать убийцу,.. ... чья нарастающая неряшливость была бы просчитана, чтобы укладываться в общую схему?
- Aslında...
- Well, actually...
- Aslında ne?
- Actually what?
Aslında, turtalar değil.
Actually, not pies.
Beni Love Actually filmine geri döndüm. Hani süper olan.
фильм Реальная Любовь который был восхитительным..
Şimdi aslında tekrar Love Actually'i izlemek istiyorum.
Но я хочу посмотреть снова Реальную Любовь..
sıralamayı değiştireceğim ve Love Actually'i yakında tekrar izleyebileceğim.
и меняю очередь.. чтобы смотреть Реальную Любовь когда захочу...
İsterseniz tekrar girerim ama çok acıktım.
I'll go back in if you guys want, but I'm actually really hungry.
Aslında biz..
Actually, um...
Tabii bu kanunsuzları düzenleme olayına onunla aynı fikirde değilsen?
Unless you actually agree with this Vigilante Registration thing?
Değil bir adam aslında beni sevdi.
Not a guy that actually liked me.
Aslında bir kariyere sahip.
That actually has a career.
İşin aslı yeni bir ticari girişime başladım ve oldukça başarılı gidiyor.
Actually I've started a new business venture and it's really quite successful.
Aslında yok, Marvin.
Actually, Marvin, we don't.
Ben gerçekten de denizde kayboldum.
I meant I was actually lost at sea.
Dr. Cheng karşılık verdiği tek aday.
Dr. Cheng is the only candidate he's actually responded to.
Aslında, akciğer kanseriniz cilt kanserinizi tedavi ediyor.
Actually, the lung cancer is basically treating the skin cancer.
Tüh, şimdi aklıma geldi de.
Shoot, actually, I just remembered
İlana kendim bakarım.
- Uh, actually I don't know what I did with the one-sheet.
Bu yüzden evet, ihtiyacım olan yerde yardım kullanacağım.
That Sarah actually liked, so, yeah, I'm gonna take the extra help where I can get it.
Şu anda nerede olduğunu biliyor musun?
Do you actually know where he is?
Adam bıçaklı kavgaya silah getirmiş.
Well, a guy actually brought a gun to a knife fight.
"Love Actually" ve fondü beklemek zorunda kalacak.
"Реальная любовь" и фондю Жака Торреса должны подождать
Love Actually filminden alıntı yap.
Дальше цитата из "Реальной любви".
Aslında onlar şekerdi.
Actually they were Tic Tacs.
Sadece, sadece, banyoya saklan tamam mı?
Hey, actually just uh.. just hide in the bathroom, ok?
Bu da bize her ne kadar bir amaç için öldürdüğünü düşünse de, aslında cinayetleri takıntı sonucu işlediğini gösteriyor.
This tell us that while he may think that he has an objective reason for the killings, he actually has a compulsion which is the real reason behind them.
Vücudu inanışına göre değişti.
His body actually changed in response to the belief.
Gerçekten yakalanmanı gerektirecek bir plan yapmış olman.
You set up a paradigm where you actually have to get caught.
Bunu söyleyeceğim hiç aklıma gelmezdi ama alış veriş yapmaktan cidden yoruldum
I never thought I would say this, but I'm actually worn out from shopping.
Bana mı öyle geliyor yoksa bu les Paul'ün 800bin dolar olduğunu bilmek sesini güzelleştiriyor mu?
Is it just me, or does knowing this les Paul cost 800 grand actually make it sound better?
Ben yaptığım bazı şeyler yüzünden üzüntü duyabiliyorum.
- I actually feel bad for some of the shit I've done.
Aslında evet, harika görünüyor ama sana hiç uymuyor.
Actually, yeah, that sounds dope and so not like you.
Aslında bu akşam Naomi'nin evindeki partiye katılmam gerekiyor.
I actually have this thing that I have to do at my friend Naomi's.
Aslında Washington'da
It's actually in Washington.
Ivy kapak için fotoğraflarımı çekiyor.
Uh, Ivy's actually shooting me a cover.
Aslında o benim fikrimdi. Onun Naomi clark olduğunu ve buranın onun evi olduğunu kanıtlamanın kolay bir yolu var aslında.
Uh, actually, that was me, and there is an easy way to prove this is Naomi Clark and this is her house.
Gerçekten benim suni ipek giyebileceğimi mi düşündün?
You actually think that I would wear rayon?
You know, what if we were actually in a situation together that required I commit covert acts of feudal warfare?
Что, если мы окажемся в ситуации, в которой потребуется, чтобы я совершал тайные действия в ходе феодальной войны?
- Aslında var, efendim.
Actually it does, sir.
Belki de kuponlar aslında Diva'ya aittir.
Or maybe the coupons actually belong to the diva.
Gerçekten öyle mi sanıyorsun?
Do you actually think I would...
Aslında ben hala kemikleri bekliyorum Hodgins onları temizliyor.
Uh, I-I'm actually waiting for the bones because Hodgins is just swabbing them first.
Görünüşe göre, deliğin altında bulduğumuz aşınma, aslında daha büyük bir yaranın alt kısmı.
It looks the abrasion we found below the hole is actually just the bottom of a larger wound.
Aslında yasadışı.
Oh, actually, you know, it is.
# I don't actually know any Hawaiian # # And I just made up all those words # # But let's a raise a glass of booze #
Я вообще-то гавайского не знаю, и я просто выдумала эти слова, но поднимем же бокалы за грядущую свадьбу и пожелаем вам накилики мекалики маки хоки пу!
Love Actually filmi gibi.
Как в том фильме "Реальная любовь".
B-29'ların bazılarını geri çağırma gereğini gördük.
... we actually found, to get some of the B-29s back вместо того, что-бы сливать из них топливо, они должны были-бы наоборот, - заправляться им.
Olanları duyduğun için üzgünüm.
Actually, I was done ten minutes ago, but I was afraid to come out.
Gossip Girl, Davina, Dick Van Dyke Lady And The Tramp, Hannah Montana Canavar Kamyonlar, Buzda Dans mojito, Rio Ferdinand, Marsala Zone, Pop Tarts Jude Law'ın Soğuk Dağ filmindeki aksanı, saç düzleştiriciler, Love Actually Kylie, Whitney, Britney, Robbie, Brucie, L'Oreal, Wild At Heart süt, Comic Relief, midilliler, Posh, Becks, kasları çalıştırmak Chitty Chitty Bang Bang, ve Heavy Petting.
Сплетница, Давина, Дик Ван Дайк, Девушки и Трамп, Ханна Монтана, Автомонстры, Танцы на льду, мохито, Рио Фердинант, Марсала Зоун, Поп Тартс,