Acımıyor traducir ruso
1,523 traducción paralela
Artık acımıyor.
Совсем они не болят...
Artık canım acımıyor.
Больше не больно.
Acımıyor.
Даже не больно.
Hayır, canım acımıyor.
Нет, не задела..
- Acımıyor.
- Да все нормально.
Bacağım artık acımıyor.
Нога больше не болит.
Tanrım, acıyor.
Боже, жжётся.
- Evet, tanrım, o zaman... bu çoğu şeyi açıklıyor.
- О, Боже, тогда это это многое объясняет.
- Biraz daha fazla bağırmazsan... - Canım acıyor! ... biricik ağabeyin seni duyamaz.
что и отец.
Sanırım, bu Chivery olayını açıklamıyor fakat ikisi arasındaki ilişkiye gelince...
Я надеюсь, что ты не примешь это на счет Чивери, но есть некоторая связь между этими случаями...
- Çok isterim, Bay Doyce. Bacağım acıyor, bacağım acıyor!
С удовольствием, мистер Дойс.
Bacağım acıyor, sinyor, çok acıyor!
Моя нога, господин, очень сильно болит!
- Ya çekme saçımı, acıyor.
- Хватит дергать меня за волосы. Больно же!
Kıçım acıyor!
Моя задница так болит...
Sürekli o şeye basıyor, Bense sana sürekli oyunu nasıl oynayacağımızı anlatmaya çalışıyorum ve açıkça sen oynamanın en iyi yolunu anlamadın ve bende kapatıyorum.
Она водит, я тебе объясняю правила игры,... которые до тебя явно не доходят. Так что я прекращаю игру.
Sürüklenmekten kalçalarım feci acıyor.
У меня задница после поезда здорово болит.
- Canımı acıtıyor.
- Больно.
Korkarım bu, Sandhoff hastalığı gibi tip iki dejeneratif bir beyin hastalığı. Enzimleri beynindeki lipitleri temizleyemeyip atrofiye yol açıyor.
Боюсь, что это заболевание мозга второго уровня типа болезни Сандхоффа когда ферменты не выводят липиды из мозга, вызывая атрофию.
Birincisi, canım acıyor.
Во-первых, мне больно.
Kalbimi kırıyor, sanki bütün organlarım çürüyor ve göğsüm acıyor.
Сердце разбито на кусочки, все внутренности иссохли, а душа, как океан.
Seni bilemem, ama bu acıya dayanıklılığımı artırıyor.
Не знаю как ты, но это дает мне ощущение, что я невосприимчив к боли. Да.
Bugün, acımızın geçeceğinden emin olmamamıza rağmen, şunu diyebiliriz ki aşkımız, canımızı acıtıyor.
Сегодня, даже если мы не уверены, что боль отпустит, нужно сказать что наша любовь ранит нас.
... aşkımız, canımızı acıtıyor.
наша любовь ранит нас.
Korkunç şekilde iştahsızım ve bu iştahımı açıyor. Özür dilerim.
У меня жуткая анорексия, а ганж аппетит повышает.
Tükürük enzimlerimiz erken bir mayalanmaya yol açması ağzımızda bir parça acı tat yaratıyor.
- Слегка. Ферменты в слюне вызывают раннее брожение, создавая этот горьковатый вкус.
"Bu sandalyede kıçım acıyor" ile "şu garsonu becerelim" arasında bir yerde mi?
Между "моей жопе больно в этом стуле" и "давай-ка выебем официантку"?
Bilirsiniz. Ben ona bakmak için kaldım ama o hala acısını benden çıkarıyor.
Понимаете, я осталась, чтобы заботиться о ней, но потом она стала очень злиться на меня.
Biyometrik bir tasarım. Ve yalnızca Oren'in parmak iziyle açılıyor.
Биометрический сейф, чтобы открыть, нужен отпечаток пальца Орена.
Pazartesi günü Madonna Gaultier'yi açıyor. Hepiniz için ayarladım.
В понедельник Мадонна открывает шоу Готье, я вас всех на него записала.
Saç yiyenler, derisini kesenler, kendini aç bırakan manik depresifler. Hepsi de yardım almak için Discovery Ranch * gibi yerlere yatırılıyor.
Они все стараются уклониться от помощи в заведениях подобных исследовательской ферме.
Bunu kabullenmek acımı azaltmıyor ama hiç olmazsa yardımcı oluyor.
Я не говорю, что от этого боль уйдёт, но знает Бог, это помогает.
Korkarım bu açıklama çalışmıyor.
Боюсь, наши объяснения не подействуют.
Başkalarının acılarından keyif alıyor ve artık buna daha fazla dayanamayacağım.
И это, то что я больше не могу выносить!
Acımasız, iyice havaya giriyor ve sayı yapmaya doğru gidiyor. İşte Acımasız takımına 4 sayı kazandırıyor.
А Бейб завершает круг, и приносит команде 4 очка!
Fırlatma. Takım arkadaşları yolu açmak için ustalıkla çalışırken, Acımasız da adeta pistte süzülüyor ve bir, iki, üç, dört sayı birden kazandırıyor.
Руслесс пролетает через кучу, в то время как команда орудует локтями, расчищая ей путь.
Acımasız liderliği alıyor ve şimdi, Lanet Holly'den yardım alarak- -
Руслесс приходит первой и теперь берет подачу от Мегги Мэйхем.
- Canım acıyor.
- Больно. - Вот так.
- Bu defa yaptın belki de. Bu hala, kasetteki sesin neden Mısırlıların hiyerogliflerinde görülen bir dili kullandığını açıklamıyor.
И всё равно это не объясняет, почему этот голос говорит на языке, который предшествовал египетским иероглифам.
Sakın bir yere kıpırdama, tamam mı? Canım acıyor!
Ты делаешь мне больно!
... Jeff ile bir daha konuşamayacağımı bilmek sigorta parası acımı azaltmıyor diyebilirim.
... сознавать то, что я никогда больше не буду разговаривать с Джефом, скажу вам, эта страховка совсем меня не утешает.
"Gizli İlişkiler" ismi olayı açıklıyor sanırım, Teğmen. Bekleyin...
Думаю, название "Любовные интрижки" говорит само за себя, лейтенант.
Çok basit bir açıklaması var ama ben göremiyorum ve bu benim başımı ağrıtıyor.
Должно быть простое объяснение... только я его не вижу. И это конкретно меня парит.
Acıyor. Benle senin yaşlı adam, sadece bir oyun oynuyoruz, tamam mı?
Я и твой старик - мы просто играем, ясно?
Randy'i yanıma almadım, çünkü uzun yollarda midesi bulanıyor ve bulantı ilacı da onu acıktırıyordu.
Я не взял с собой Рэнди потому, что при длительных поездках его тошнило, а лекарство от этого вызывало у него голод.
Arabaya çarptım ve dizim acıyor, ama iyiyim.
Меня задела машина и я ушиб коленку, но все хорошо.
Victoria, seni yavaşça, acı vererek öldürmeyi planlıyor ama ben hızlıca yapacağım.
Виктория планировала убивать тебя медленно я же сделаю это быстро.
Kendimi çok kötü hissedeceğimi düşünüyordum üzüntü gibi bir şeyin beni ele geçireceğini sanmıştım ama insanlar boşanıyor başkalarıyla tanışıyor ve hatta yeniden evleniyorlar. Belki de sadece Archer'ı o ameliyathanede görmek sanki bakış açımı değiştirdi.
я ожидала ужасных ощущений потока грусти и еще чего-то тяжелого но люди расходятся, встречают новых людей, снова женятся... я не знаю, может просто.... увидев Арчера в этой операционной я поменяла взгляды
En iyi arkadaşım kasamı açıp araştırmalarımı mı yakıyor?
Моя закадычная подружка, которая рвет сейф голыми руками и сжигает все мои разработки?
Tanrım, çok acıyor.
Чертовски больно.
Semptomlarımı ve yaptığım alıntıyı açıklıyor.
Объясняет и симптом, и мою цитату.
Ama niçin benim başımı dizlerimin arasına gömüp ağlamadığımı açıklamıyor.
Но зато не объясняет, почему я не забилась в тёмный угол и не плачу от стыда.