Ağıt traducir ruso
345 traducción paralela
Güney Kore Kralı'ndan zulüm gören günahsız bebek şimdi babasına ağıt yakıyor. Baba! Baba!
Невинное дитя плачет от жестокого обращения Южной Кореи... я умираю!
Ahlaksız Güney Kore Kralı Lee Jae Ha bu ağıtı duymaktan aciz mi?
Могут ли варвары из Южной Кореи услышать этот плач?
# O da ölmek # Ağıt ve kederle son bulacak
Это единственный выход
Zamansız ölümünün ardından ağıt yakayım. Lancaster sülalesinden soluk bir kül yığını şimdi.
Ещё хочу над доблестным Ланкастром, над гибелью безвременной рыдать.
Yasak da olsa, senin ruhuna sesleniyorum * ben zavallı Anne'in ağıtını duyasın diye.
Дано мне право дух твой призывать, чтоб слышал ты стенанья бедной Анны.
Ağıt
реквием.
Şafak vakti, sevgililer balo salonunun kapısına doğru giderken Lola Valérie Stein bir ağıt kopardı.
И только на рассвете когда любовники направились к двери Лола Валери Штайн вскрикнула.
Derken bay beyaz gelir, ağla işi bittiğinde ağ elişi dersinde kesilen kağıt bebeklere döner.
Тут приплывает белая акула, и, когда она закончит с сетью, ладошки будут похожи на кровавую бахрому.
ağıt yakmıyorum.
"и что дальше".
Sanırım büyük bir sanat yapıtı, ya da kağıt ağırlığı da olabilir.
Это или какое-то произведение искусства, или пресс-папье.
O zaman bir kağıt ağırlığı olmalı.
Ну тогда это, пожалуй, пресс-папье.
Ben, sizlerle eşit olan çarınız ve savaşçınız ağıt yakmaya son vermenizi emrediyorum.
Я - царь и воин, среди вас равный, повелеваю прекратить плач.
"İngiltere'ye ağıt."
"Реквием по Англии".
- Plutonyum çubuğu kağıt ağırlığı olarak kullanılmış.
- Прутик плутония держит пресс-папье.
- Kağıt ağırlığı olarak kullanabiliriz.
- Можно использовать, как пресс-папье.
Mesela "Japon Balığıma Ağıt."
Есть например, "Ода моей золотой рыбке".
Henüz ağıt yazmayın. O hala aramızda
Не хороните его раньше времени.
Gama çeyreğinde geniş bir dağıtım ağı kurmayı düşünüyoruz.
У нас обширная сеть дистрибьюторов в Гамма квадранте.
- Resmi ağıt düzenliyordu.
— Он собирается составить официальную жалобу.
Ağıt?
"Жалобу"? ..
Bir çorabın içindeki kağıt ağırlığı.
Пресс-папье в носке.
Kağıt ağırlığı olarak kullanıyordum.
Я использовал его как пресс-папье.
Gandalf için ağıt.
Они оплакивают Гэндальфа.
Kaplanlar çok güçlüymüş, ağızlarında eşeklerle ağaçlara tırmanıyorlarmış. Güzel.
Тигры там такие сильные, что могут влезть на дерево с ослом в зубах.
H.Q.B.M.T'den Bay Crabbin'in beni ağırladığını duymadınız mı?
Вы что, не слышали, как мистер Креббин предложил мне воспользоваться гостеприимством
T.C. karısının odasına gitmişken... Tigre'nin sizi ağırlamasına sevindim.
Я рада, что Тигр развлекал вас пока Т.С. посещал комнату своей жены.
Tek hatırladığım Brüt tıraş losyonu kullandıkları ve yoğun bir ağız gargarası kokusu olduğu.
Я только приметил, что они пользуются лосьоном "Брут" и ополаскивателем "Лаворис".
Erken patlama. Aygıt, patlamadan önce ayrışıyor. İkincisi de, ağırlık problemi.
преждевременная детонация - устройство разрушится, прежде чем взорвется, и вторая - вес.
Ağızlarını tıka basa dolduruyorlardı, yemek yerken ağızları açıktı ve bu çok fazlaydı.
Они набивали рот и чавкали Это было чересчур.
Yaratılışından sadece on yıl sonra, Tıbbi Kriz Ağı, çoktan aşırı yüklenmeye uğramıştı.
Новая программа помощи, начатая в шестидесятых годах, уже не справляется со своей задачей.
" Artaud'ya ağıt :
" Элегия Арто, умерщвленного в этом мире,
Kaptan, yansıtıcı sistemlere ağır hasar aldık.
Капитан, мы получили тяжелые повреждения систем защиты.
İnsanlar ve yabancılar, 2.500.000 ton ağırlığında dönen bir çeliğin içine tıkılmış, hiç bitmeyen bir gecenin içindeydiler.
Тысячи людей и инопланетян на двух с половиной миллионах тонн вращающегося металла, среди бездны космоса.
İnsanlar ve yabancılar, 2.500.000 ton ağırlığında dönen bir çeliğin içine tıkılmış, hiç bitmeyen bir gecenin içindeydiler.
Люди и инопланетяне, запертые в 2,500,000 тонн вращающегося металла, одинокие в ночи.
İnsanlar ve yabancılar, 2.500.000 ton ağırlığında dönen bir çeliğin içine tıkılmış, hiç bitmeyen bir gecenin içindeydiler.
Люди и инопланетяне, внутри 2500000 тонн вращающегося металла, в полном одиночестве в ночи.
İnsanlar ve yabancılar, 2.500.000 ton ağırlığında dönen bir çeliğin içine tıkılmış, hiç bitmeyen bir gecenin içindeydiler.
Люди и инопланетяне, внутри 2,500,000 тонной металлической конструкции, одни в ночи.
İnsanlar ve yabancılar, 2.500.000 ton ağırlığında dönen bir çeliğin içine tıkılmış, hiç bitmeyen bir gecenin içindeydiler.
Люди и инопланетяне внутри двух с половиной миллионов тонн... вращающегося в ночи металла.
Japon Ağır Endüstri Birliği'nin yeni ürünün tanıtımına gösterdiğiniz ilgi için teşekkürler. 200 ) \ fscx45.5 \ fscy47.5 } m 0 0 l 1206 0 l 1206 72 l 0 72 l 0 0 0 ) } Masadaki Yazı :
3600 ) \ frz359.87 } Поздравляем с завершением проекта JA
"Ağır ol, ağır incel". Kırmızı T-Shirt giyip, dışarı çıkınca, Komşu çocuklar, ona diyormuş ki... "Hey, düşersen, salça olursun!"
В красной майке он похож на бочку "Кул-Айд".
- Bu ağız tıkacı mı?
Это шутка? Нет.
Tamam, ağırlığımı koyabilir miyim? Tüm kanıtlar gösteriyor ki, bu makineler tıbbi olarak bu insanları destekliyor.
Хорошо, если мне можно сказать, все улики указывают на то, что эти машины поддерживают жизнь этих людей.
Kulak tıkacı, ağız koruyucusu kullanıyor musun?
Вы что обычно надеваете? Боксерскую капу?
Bir şekilde Daniel'ın ağı, o aygıt sayesinde yaşlı adamınkine yerleştirilmiş.
Каким-то образом сети Дэниела перенесли к пожилому человеку с помощью этого инопланетного устройства.
Yalanlarıyla ağ örerler, tıpkı örümcekler gibi!
Паутину лжи, как пауки.
Uçak ağır değildi. Daha fazla yakıt koyup, hızını artırabilirdin.
Мы могли бы взять ещё топлива, увеличить скорость и прибыть по графику.
Ağız içi sıvıları, tırnaklar, kasık tüylerinin taranması vajinal sıvı örnekleri ve kanı alındı.
- Вы взяли мазок из ротовой полости, соскоб из под ногтей, счес лобковых волос, мазки из влагалища и кровь.
Hep, senin bir kanıt bulup onların ağızlarını kapatacağını umdu.
Он надеялся, что ты найдешь доказательства, которые заткнут всем рот.
Uçaklara daha çok yakıt gerekiyor ama ağırlaşırlarsa kalkamazlar.
Полковник, мы слишком далеко. Самолётам нужно больше топлива,.. ... а если они слишком тяжелы, то могут вообще не взлететь.
Kanıt C. Ağır sıklet şampiyonluk kemeri.
Королевская корона - пояс чемпиона в тяжёлом весе.
Transwarp ağı tıkandı, Kaptan.
Сеть транс-искривления уничтожена, капитан.
- Tıbbi yardım yok mu buralarda? Sevgi belki çok ağır bir dönemdir.
Может, любовь - это слишком сильно сказано.