Bir yabancı traducir ruso
2,895 traducción paralela
Bir yabancı olarak sana yalvarıyorum.
Так что я с вами pIeading как чужой.
Evinizde bir yabancının kalması ailen için sorun olmaz mı?
Твои родители не будут против незнакомца в доме?
Bir yabancı kız vardı. o ben küçükken benim dadımdı.
С нами жила иностранная девушка. Она работала гувернанткой, когда я был молод.
Harikulade bir yabancının ilk ismimi kullanması oldukça rahatsız edici.
Как же неприятно, когда незнакомый человек обращается к тебе по имени.
Bir yabancıya ait o kahverengi gözleri bana bakarken görmek istemiyordum.
Я не хотела видеть, как пристально на меня смотрят эти чужие карие глаза.
Mükemmel bir yabancıya sarılma.
обниматься с незнакомыми людьми.
Artık gitmem gerek çünkü arkadaşım beni bekliyor... ve sen de bir yabancısın.
Мне пора идти, потому что меня ждет подруга, а тебя я совсем не знаю.
- Tam bir yabancı.
- Совсем.
Tim, annesinin adı Mary olan bir yabancı.
Тим - незнакомец, а его маму зовут Мэри.
Burada bir yabancı var mı? Türk bir adam?
Здесь стоит незнакомец, турецкий мужчина?
Bu yanını çok sık görmüyorsun. Sadece aynada kendine bakarken bir yabancıyı sana bakarken gördüğün zamanlarda.
В то время, когда ты видишь эту часть... в редких случаях, когда ты смотришь на себя в зеркало, и находишь там незнакомку, который смотрит на тебя.
Evet, demek istediğim onun bir yabancı olmadığı.
Да, и еще скажу, что это никакой не незнакомец.
Birden orada dururken göreceğim onu. Yakışıklı bir yabancı, alımlı ve boylu poslu.
И я вижу Его, прекрасного незнакомца, высокого и красивого.
Beni bir yabancıya asılırken görmek seni mutlu edecek.
тебе это понравится, Мюррей? Смотреть, как я домогаюсь незнакомца?
Bu tam, bir kızın gecenin bir körü... kapısını çalan bir yabancıdan duymak isteyeceği bir şey.
Именно это хочешь услышать от незнакомца, который стучится к тебе посреди ночи.
Sen Avustralya'ya gidiyorsun, bir yabancı ülkeye.
Ты едешь за границу, в Австралию.
Benim gözümde o çok da yakışıklı olmayan bir yabancıydı. Ama Liro'nun en yüksek sınıfından geliyordu.
Это был незнакомец, не слишком красивый.
Her hangi bir yabancı D.N.A. bulmadım henüz, Alyssa'nın el tırnağını altında biraz selüloz izi var.
Не удалось найти следов посторонней ДНК, но под ногтями Алисы обнаружены следы целлюлозы.
Aynada kendimi gördüm bir an için ve içime, derinliklerime kendimin ötesine baktım, sanki bir yabancıymışım gibi.
Печаль. Я мельком посмотрел на себя в зеркало, и я смотрел сквозь себя, мимо, словно я был просто незнакомцем.
Aile mefhumunda bir yabancılık var bol gelen bir kıyafet gibi.
Семья, это что-то такое чуждое, как костюм не по размеру.
Böbreğinizi bir yabancıya bağışlayarak çok yüce bir davranış sergiliyorsunuz.
Вы делаете благородное дело, жертвуя свою почку незнакомцу.
Böbreğinizi bir yabancıya vererek çok büyük bir iyilik yapıyorsunuz.
Вы делаете доброе дело, отдавая почку незнакомцу.
Ne olursa olsun bunu bir yabancıya yapmak istemen dünyalara bedel.
Чтобы ни случилось, сам факт, что вы готовы сделать это для незнакомца, бесценен.
- Bir yabancıya veriyor.
Абсолютно чужому человеку.
Şimdi sikini bir yabancıya yalat.
А теперь иди и дай отсосать незнакомцу.
♪ Bir yabancıya aşık olmasını sağlayacağız, bir oyuncuya ♪
* Мы сделаем так, что он влюбится в незнакомку *
Bak, bir yabancının gözüyle kamikazeler intihar saldırıları ile aynıdır.
глазами иностранцев камикадзе и суицидальные террористы - это одно и то же.
Sen bir yabancısın.
Ты здесь чужая.
Sizin bisiklete binmeyi öğrettiğiniz küçük kızınızın uyuşturucu yüzünden tamamen bir yabancıya döndüğünü hayal edin.
Представьте, что маленькая девочка, которую вы учили кататься на велосипеде, позволяет наркотикам превратить ее в другого незнакомого человека.
Sultan'ın veliahtı, Büyük Vezir cinayete tanıklık etti. Dediğine göre, yabancı ajanların Cava Müslümanlarına karşı yaptığı bir saldırıydı.
Наследник престола, Великий везирь, который был свидетелем преступления, заявил, что это был удар по яванским мусульманам, организованный иностранными агентами.
ve yabancı bir kız.
Еще там была иностранная девушка.
Maeby içinde yabancı bir his duydu.
Мэйби испытала новое для неё чувство.
Ama bunlarla kafa kafaya baş etmek, bir boğa gibi direkt aralarına dalmak gerek. İnsanlar olarak böyle büyürüz biz. Korkunç durumlara yabancı değilim ben.
бя ╗ рср рюйне осцючыее х меопхбшвмне, мн гмюеьэ, йнцдю ярюкйхбюеьяъ я щрхл кхжнл й кхжс я пюгаецс, йюй ашй.
İsmi olmayan yabancı bir kızın hayatını Tywin Lannister'ın oğluyla geçirebileceğine inanırsan... - İsmim var benim.
Если вы поверите в то, что чужеземка без имени сможет жить с сыном Тайвина Ланнистера... — У меня есть имя.
Fikirlerinize değer veriyorum ama beni bir daha yabancıların önünde sorgulamaya kalkarsanız başkasının danışmanı olursunuz.
Но если вы станете перечить мне при посторонних, будете советовать кому-нибудь другому.
Azar azar... Mazi gitgide yabancı bir ülke gibi hissettiriyor.
Мало-помалу прошлое начинает казаться далёким, как чужие края.
Yahudi'nin peşindeki adamlar yabancı bir dil kullanıyorlarmış. Ama yine de "dur" kelimesini kullanmışlar.
Преследователи еврея говорили на иностраном языке, хотя произнесли слово "стой".
Tüm yolculuk boyunca huysuz moruklar gibiydin hem de kaçırılan yabancı bir manyak yüzünden.
Ты был угрюмым всю чертову поездку, и всё из-за какого-то похищенного чужеземного идиота.
Hayır, açıklayayım. Ben Galliyim, senin gibi yabancı bir ülkeden geliyorum.
Нет, да, что такое, это потому что я из Уэльса, это как другая страна, типа той, из которой ты приехала.
Çünkü yabancı bir memlekette eski göz ağrısı ile birlikte.
Потому что она в другой стране с бывшим дружком.
Başka bir elemanın odasında yabancı biriyle seks! Tekrar hoşgeldin!
А яйца мне оставили?
Başkan bizi, yabancı petrole olan bağımlılıktan kurtarabiliyor ama hala bir küpe bile seçmeme yardımcı olamıyor.
Президент избавил нас от зарубежной нефтяной зависимости... но помочь жене с выбором серёжек не в силах.
Nasıl bir cimri kilise koleksiyonuna yabancı parası koyar ki?
Что за крохобор даёт иностранную монету в виде пожертвования?
Annenin ölümüyle böyle bir topluluk her zaman yabancıları dışlar.
В подобном сообществе, в смерти твоей матери всегда будут обвинять постороннего.
Büyük bir kalabalık yabancı arasına katılmaya hazır olmadığımı düşünüyorum.
Не думаю, что я готова к большой толпе незнакомых людей.
Mark, yabancı bir devlet başkanı olsam ve ABD, başıboş bir nükleer güç haline gelse hangi aşamada harekete geçip müdahale ederdim?
Представьте, вы глава иностранной державы. И узнаете, что в США ситуация полностью вышла из-под контроля. На каком этапе вы бы начали действовать и вмешались в развитие событий?
Senin yaşındayken bir dolu yabancının bulunduğu bir odada tacizlerini her yönüyle anlatmak zorunda kalmıştım.
Когда я была твоей ровесницей, я стояла в зале суда перед толпой незнакомцев и во всех подробностях описывала, как он ко мне приставал.
Çocukların diğer çocukları öldürmesi Will için yabancı bir kavram değil.
Дети убивают детей. Это не в новинку для Уилла.
- Bir kaç yabancı seni soruyor.
— Тут какие-то странники ищут тебя.
Dostum, bana yemek pişirmeyen veya beni eylemeyen bir gurup yabancı için mermilerimi boşa harcayamam.
Эй, блин, я не стану тратить пули на каких-то чужаков, которые меня не накормили и спать не уложили.
d Kalbin atar d sen uyurken yüzlerce kezd d sen içeriye düşerken d karanlık seni rüyalara çeker d bir oda dolusu d yabancı tanıdık yüzd Chelsea.
...
yabancı 196
yabancılar 56
yabancı mı 19
bir yazar 32
bir yere gitme 51
bir yerde 60
bir yerlerde 73
bir yıl sonra 30
bir yere gitmiyorum 43
bir yere gidemezsin 16
yabancılar 56
yabancı mı 19
bir yazar 32
bir yere gitme 51
bir yerde 60
bir yerlerde 73
bir yıl sonra 30
bir yere gitmiyorum 43
bir yere gidemezsin 16
bir yere mi gidiyorsun 103
bir yolunu buluruz 32
bir yudum 17
bir yere gitmiyoruz 22
bir yere kaybolma 21
bir yere ayrılma 38
bir yıl önce 51
bir yolu var 41
bir yere gitmiyorsun 28
bir yıldız 18
bir yolunu buluruz 32
bir yudum 17
bir yere gitmiyoruz 22
bir yere kaybolma 21
bir yere ayrılma 38
bir yıl önce 51
bir yolu var 41
bir yere gitmiyorsun 28
bir yıldız 18