Davran traducir ruso
21,772 traducción paralela
Çünkü ben dürüstce davranıyordum...
Потому что я был честен насчёт этого.
- Öyleyse bu davranışının bir özrü yok.
Тогда твоему поведению нет оправданий.
Bilirsin, hepimiz birbirimize et parçasıymış gibi davranıyoruz.
Мы все обращаемся друг с другом как с куском мяса.
Bu bir android için tipik olmayan bir davranış olur.
Это было бы нетипично для андроида.
Fakat bir arkadaş için mükemmel derecede normal bir davranış olur.
Но совершенно нормально - для друга.
- Hey! O sürtük ağzına geleni söyleyebiliyorken niye bana suçlu gibi davranıyorsunuz?
Эй, эй, почему этой суке можно всякое орать, а ко мне относятся как к перступнице?
Onlardan biri "Otomobil arkadaşım gibi davranırken beni vurma." mıydı?
Среди них не было правила не стрелять в неё, притворившись водителем?
Konuşmalarını ve davranışlarını daha insansı yapıyor.
Это сделает твою речь и манеры более человечными.
Garip davranıyorsun.
Ты странно себя ведёшь.
Babam bıkıp usansa bile, o da Ebola gibi davranır. Daha yeni kıdemli yüzbaşı oldu.
как Эбола.
Deran bebek gibi davranıyor.
Деран просто упрямится...
Çok mal alıyor, arkadaşımmış gibi davranıyor.
Он всегда помногу берет у меня и притворяется другом.
Çantasında nükleer şifreler varmış gibi davranıyor.
Он ведет себя так, будто у него ядерные коды в кармане.
Paranoyakça davranıyordu.
Он вел себя как параноик.
Kibar davranıyor.
Он отлично себя ведет.
Neden böyle davranıyorsun?
Почему ты так себя ведешь?
Düz bak, onlar gibi davran.
Просто смотри прямо, делай, как они,
- Normal davran.
- Веди себя естественно.
- Uygunsuz davranıyorsun.
Это неуместно.
Yine, biraz abartılı davranıyorsun bence.
Ты череcчур драматизируешь.
Bebeğimizin, bana bir kraliçe gibi davranıldığını bilmesini istiyorum.
Я хочу, чтобы наш малыш знал, что со мной обращались как с королевой.
Sophie, doğuruyormuş gibi davran.
Софи, притворись, что у тебя схватки.
Bencil bir mankafa gibi davranıyorsun ama aslında o kadar da kötü değilsin.
Ты ведешь себя как эгоистичный идиот, но на деле, ты не так уж плох.
Onlara hayvanlardan bile beter davranıyorlardı.
С этими мужчинами и женщинами обращались хуже, чем с животными.
Bu, usulsüz bir davranış.
Как странно.
Geldiğinden beri ona sanki yabancıymış gibi davranıyorsun.
- Ваша дочь. С тех пор, как вы вернулись, вы ведёте себя с ней, как будто она незнакомка.
Hakimiyetçilerle karşılaştığımızdan beri garip davranıyorsun.
С тех пор, как мы победили Доминаторов, вы ведёте себя странно.
Martin, Darhk sana işkence ettiğinden beri farklı davranıyorsun.
Мартин, вы себя странно ведете, с тех пор как Дарк пытал вас.
Tam haydutlara göre bir davranış değil mi?
Разве это не по-гангстерски?
Neden? Çünkü son zamanlarda çok tuhaf davranıyorsun.
Ты такой странный в последнее время.
Bu yüzden öyle garip davranıyordun, beni babamla barıştırmaya çalıştın yemeğe gelmemiz için bize yalan söyledin...
Поэтому ты так странно ведёшь себя в последнее время? Пытаешься заставить нас с отцом говорить, собираешь на ужин... ты что-то от нас утаиваешь.
- Titiz davranıyorum.
- Усердствую
Birkaç kötü davranış sergilemiş.
Да, у него есть несколько приводов за нарушение общественного порядка.
Davranış biçimlerini de test edecek mi?
А их характер тоже проверится?
- O zaman neden tuhaf davranıyorsunuz?
Тогда почему так странно себя ведёте?
- İkimize de aynı şekilde davranıyorlar, değil mi?
К нам же одинаково относятся, да?
Casusluk, adam öldürme, uygunsuz davranış.
Шпионаж, убийство, неподобающее поведение.
Oliver ile artık öyle bir ilişkimiz yok ve haklısın, garip davranıyorum ve onun sürekli takımda olması ise bana ne yaptığımı hatırlatıyor.
Нет, мы с ним больше не в отношениях, и ты прав, я дёргаюсь, потому что его присутствие в команде - постоянное напоминание о том, что я сделала.
Anatoly, eğer Bratva yeni üyelerine böyle Muamele ediyorsa, kim bilir düşmanlarına nasıl davranıyorlardır.
Анатолий, если так Братва встречает новых членов, что же они с врагами делают?
İğneleyici davranıyorsun değil mi?
Сарказм?
Davranışlarını karşılayacak kelime genelde bu olmaz.
Это слово не ассоциируется с его поведением.
Kardeş oldun ama hala dünyanın tüm ağırlığını tek başına omuzlarında taşıyormuşsun gibi davranıyorsun.
Ты стал братом, но всё равно несёшь на себе всю тяжесть мира.
Bence kendine biraz sert davranıyorsun. Bu da biraz rahatsız edici çünkü bu genelde benim ve Felicity'nin işidir.
Ты слишком суров к себе, что раздражает, потому что обычно это наша с Фелисити работа.
Suçlu gibi davranıyor olmamın muhtemelen ilişkimiz için iyi olmayacağını düşündüm.
Конечно, моё преступное поведение – не лучшее для наших отношений.
- Çok tuhaf davranıyorsun.
Ты очень странно себя ведешь.
Korumacı davranıyor sadece.
Она просто излишне опекает меня.
Bazen fazla dramatik davranıp abartıyorum.
Иногда я бываю слишком эмоциональным.
Çok paranoyakça davranıyordu.
Он вел себя как параноик.
Sen öyle san, ahbap. Çocuklar... Güzel davranın... iç mekan ses tonu lütfen.
Ребята... успокойтесь... вы в обществе.
Çok ciddiyim. Fakat sanki cinlere inanırmış gibi davranıyorsunuz.
Но вы притворяетесь, что верите в джинна.
Özür dilerdim, Fakat onun davranışı şu anda senin en az endişelenmen gereken konu.
Я бы извинилась, но его поведение – наименьшее из того, что вас должно беспокоить.