Différence traducir ruso
30 traducción paralela
Petit Robert'di galiba sözlük, tam bilemiyorum. "Différence with an a" de vardı içinde. O gün oldu bu.
Я не знаю, возможно, это был Петит Роберт, но в нём было "differance" через "А" - вот что случилось в тот день.
Yemekte "différence with an a" sözlükte yer aldığı için bir kutlama yapmalıyız dedim.
И за обедом я сказала, что надо бы устроить вечеринку - отпраздновать появление "differance" с "А" в словаре.
Jacques'ın annesi endişeli ama asildi. Dedi ki : "Différence with an a" yı heceleyebilir misin?
Но мама Жака, очень старенькая, но аристократичная, спросила : "Жаки, ты написал" differance "с" А "?
Ne fark eder sanki onlara
And it won't make one bit of difference
Farkı yaratan paketlemeydi.
Дело было в упаковке, которая может быть разной. It was packaging which could make the difference.
Oraya 500 bin asker yollamazdık.
... he would've made a difference. We wouldn't have had 500,000 men there.
Farkı görüyor musunuz?
YOU SEE THE DIFFERENCE?
Neyi değiştirebildim ki?
What difference did I make?
Lütfen.
Seems to make all the difference in their lives,
Yardım etmem için izin ver.
And this is a big difference between the two worlds. На острове,
Sence bilseydin bir şey değişir miydi?
You think it would have made any difference if you had known? Вы бы изменил исвое мнение если бы знали?
Yaşasın farklılık!
Vive Le difference!
* Keyif içinde uzanırken * * Arabayla gezerken * * Hiç fark etmez *
* lyin'back groovin'* * ridin'in your car * * don't make no difference * * where you are * * feel good music *
Hayır, hayır bu ufak şeyler fark yaratır.
Nobody wants to see this. Нет, нет, it's the little things that make all the difference.
Aramızdaki fark bu işte Clay.
That's the difference between you and me, Clay-
- Yazın birini, fark etmez.
Just pick one. Nobody knows the difference.
Ne fark eder ki?
What's the difference?
- Ne fark eder ki?
- What is the fucking difference?
Hiç bir şey değişmeyecek tamam mı?
It doesn't make any difference, ok?
On kişi olacaktınız zaten, herkes burada olduğuna göre on dört fark etmeyecektir.
You were going to be ten anyway, now everyone's here, so 14 makes no difference.
İkimizin de aynı tarafta olduğunu bilmek elbette fark eder.
To know that he and I areon the same side, yes, of course it makes a difference.
İngiliz bir aşçı bulduğunu söyledin, o farkı anlamaz ki.
You've told himyou've got an English cookand he won't know the difference.
Bize içeride söylemeniz ne fark ettirecek?
What's the difference if you tell us inside?
Bu fark yaratırdı.
That would make a difference.
O zaman fark yaratalım.
Then let's make a difference.
Arada fark var.
There's a difference.
Ben vurdum diye tadında pek de bir fark yok.
Not much of a difference having shot it myself, actually.
Burdakiyle aramdaki tek fark benim senin üzerine işememem.
Only difference between me and this guy is I won't pee on you.
Evet, ama bu neyi değiştirir ki? Bu yasa.
Yeah, but what difference does it make?
Fare, sıçan, ne fark eder?
A mouse, a rat. What is the difference?