Diyor traducir ruso
11,159 traducción paralela
Tommy ne diyor?
Что... Что Томми говорит?
Ve "Bu insanlara güvenme." diyor.
И говорит мне : "Не доверяй этим людям".
Katil diyor.
"Убийца".
Diyor ki "Pol öldürülecek kişi kutsal biri olursa o ölümden de kendini suçsuz çıkartabilecek misin?"
Он говорит : "Пол... можно ли так же оправдать убийство, если предстоит лишить жизни того кто посвятил её Богу?"
Bir yanım kaç diyor.
Часть меня говорит, беги.
Ne diyor?
Что он говорит?
Ayrıca burada diyor ki, alıntı yapıyorum "Senin onuruna sahip" Tam yanına da paraf atmışsın.
А еще здесь сказано, что она, цитирую... "владеет вашим достоинством". Вы расписались прямо рядом с этими словами.
Her sıkıntıyı baban çıkardı ama şu an hepsi geçmişte kaldı diyor.
Я знаю каждую ошибку, которую совершил твой отец, но он говорит, что все они теперь в прошлом.
? " diyor. Pekâlâ... Başkomiser işlerin sıkıntısız yürümesini istiyor benim masama gelip burada çalışmaya ne dersiniz?
Капитан хочет, чтобы соседство прошло гладко, так что садитесь обе работать за мой стол.
Aynı senin gibi "serseri" diyor.
Он говорит "мразь" прям как вы.
Şu anda 2 haftalık bir sürece bakıyoruz. Patoloji uzmanı ölüm bu aralıkta olmuş diyor.
С этого момента мы отрабатываем события за 2 недели, в которые, по мнению патологоанатома, наступила смерть Линн.
Boşanmak istiyorum diyor.
Она заявила, что хочет развестись.
Hatta Daisy'nin doğmasından önce bile devam ediyordu diyor.
Что это началось еще до рождения Дэйзи.
Diyor ki, üç gün içinde. Onun ortadan kaldırın. Bir dakika bile geçmesin.
Тем не менее, через три дня пусть виселицу уберут, ни минутой позже.
Ben öyle bakmıyorum yani. Ama öğrenciler sizlere bakıp "Bu işi yapmayı hayatta istemem." diyor.
Я не презираю, но ученики, они же вас за грязь из под ногтей считают.
Asker Boris pazartesi öğle arası uygun mu diyor?
Солдат Борис говорит, что все ОК, в понедельник, в обед.
- Caro ne diyor?
Что Каро говорит?
- Hayır, oraya "Kale" diyor.
Он называет его Цитаделью.
Çünkü masraflar konusunda ileri sürdüğü bir şey var buna "tapasını çıkarmak" diyor.
Так как он включает это в расходы, называя "раскоркиванием".
BM temelde misket bombaları için oldukça anlayışsız bir tutum alarak şöyle diyor : Sivil nüfus için ayırt etmeksizin tehdit oluşturmaktadırlar.
ООН не одобряет кассетные боеприпасы на том основании, что, позвольте процитировать, "они представляют собой угрозу для мирного населения".
Isaiah 14 : 12'de, Tanrı sana "Güneşin Evladı" diyor.
Бог зовет тебя "сыном зари".
O sınırı defalarca geçen adam diyor bunu.
Сказал тот, не раз так делал.
Diyor ki, yarası tekrar açılmış doktorları da dinlenip tedavi olması için ısrar etmişler.
Он сказал, что его рана снова открылась, и доктора настояли на том, чтобы он отдыхал и лечился.
Komisyoncu buna takip evresi diyor.
Брокер называет это фазой разведки.
Paranızı tutup yeni bir araba almalısınız diyor.
Он говорит, лучше не тратьте деньги попусту и купите новую машину. Да?
Timsah derisi pek şık olmaz diyor.
Говорит, что крокодилья не подойдёт.
Yok artık yani, teşvik diyor.
Навязывание услуг?
- Yalan detektörüm diyor.
Говорит, это его детектор лжи.
"Hem de ne anılar," diyor.
Да, он говорит, что о многом.
Rica ederim diyor.
Он говорит : "Пожалуйста".
- Sürekli doktor çağırma diyor.
- Все говорит, чтобы не вызывал врача.
Bilmiyorum, terli insanlar öyle diyor.
Не знаю. Что-то, что потные люди всегда говорят.
Bunlara "buluş" diyor ve gerçekten çok zekice şeyler ancak ne yazık ki müziği dayanılır türden değil.
Он называет их "инвенциями", и они довольно искусны, но боюсь, его музыку мы не перенесем.
İyiyim diyor.
Она говорит, что все в порядке.
Bana yaşlı diyor.
Типа я старик.
Var biliyorum ama, çıkmak diyor.
Я понимаю, что есть разница, но суть-то одна.
İçimden bir ses eğer bakmaya başlarsan bir sürü arama izni bulursun diyor.
И мне кажется, что если я начну искать, то найду, на кого тут выписать ордера на арест.
Diyor ki Ajanları, Urca De Lima altınının kayda değer bir kısmının, onlar farketmeden kaçabilmek için,
Их шпионы узнали о том, что была проведена серия торговых операций по обмену немалой части золота с корабля "Урка де Лима"
Mest olmuş seyirciler, kollarını açmış ona hoş geldin diyor gözü dönmüşçesine iletişim kuruyor, söylediği her söze tutunuyorlardı.
Восхищённая публика приняла её с распростёртыми объятьями, отчаянно желая связаться. Внимая каждому её слову.
Diyor ki "Yok."
Он говорит... Нет.
Kimileri yüzde on diyor ama yüzde yüz diyen de var.
Некоторые считают, что у 10 %. Другие оценки доходят до 100 %.
Leonard, buna "Hayatın dokunaklılığı" diyor. Ayrıca bunun anlamsızlığını kucaklamakla kalmayıp anlamsız olduğu için hayatımızı kutlamalıymışız.
Как говорит Леонард, в этом вся пикантность жизни мы не только должны принимать её бессмысленность но и радоваться жизни, поскольку в ней нет смысла.
Ama diyor ki : ... o kadın olmadan yaşayamazmış, öyle söyledi.
Он десять раз пытался и отступал, но сказал что не может жить без той, другой.
Buna "10 Bin Saat Kuralı" diyor.
Он назвал это "Правилом 10 тысяч часов".
Hangi memur diyor bunu?
Кто это сказал?
Sınırlarla ilgili sorunları var diyor, değil mi?
Часто пересекаю черту, да?
Onun gibi bir şey diyor.
Нечто подобное.
İçimden bir ses hiç bir şey fark etmeyecek diyor.
С одной стороны, я думаю, что это ничего не изменит.
- Bunu kadere meydan okumaya çalışan adam diyor.
Прямо как мистер Коул.
Polis onu oraya siz kapatmışsınız diyor.
Полиция утверждает, что вы её там заперли.
- Hava durumu ne diyor?
- акой прогноз погоды?
diyorsun 241
diyorum 468
diyorsunuz 82
diyorum sana 34
diyorum ki 259
diyorlar 355
diyorsun ki 51
diyor ki 279
diyorlar ki 68
diyoruz 105
diyorum 468
diyorsunuz 82
diyorum sana 34
diyorum ki 259
diyorlar 355
diyorsun ki 51
diyor ki 279
diyorlar ki 68
diyoruz 105