Fotoğrafımı traducir ruso
2,516 traducción paralela
Mike, Kevin ile bu fotoğrafımı sen çektin değil mi?
Майк, это ведь ты снял нас с Кевином.
Bu fotoğrafları kesmek de istemiyorum. Seninle beraber olduğumuz tek fotoğrafımız bu bebeğim.
Мне бы не хотелось резать фотографии, но мы везде на них с тобой вдвоем.
- Tamamen aynı. Diğer evde de fotoğrafımı çektiler ama bunun tıpatıp aynısı değil.
Меня фотографировали в другом доме, но они не одинаковы.
Fotoğrafımın çekilmesini istemiyorum. Tatlım, dişlerimi fırçalamadım.
Милый, я не почистила зубы.
Hiç kendi fotoğrafımı birine göndermedim.
Я никогда не отправляла своих сексуальных фоток.
Sen duvara fotoğrafımı asacaksın.
Вы повесите мою кружку на стену, а я наконец... Эй!
Neden fotoğrafımızı çekmiyorsun? Hatıra olarak saklarsın.
Для справки, Джина - лучшая мамина подруга.
Birlikte bir fotoğrafımız var.
У меня есть наше общее фото.
Wilden'ın arabasında çekilmiş, A'nın gönderdiği fotoğrafımız hala onda.
- Э " Где мы вчетвером находимся возле машины Уилдена той ночью.
Tamam... neden fotoğrafımızı çektiniz?
А зачем вы нас сфотографировали?
Ama bizim bir fotoğrafımızı çeker misiniz gitmeden?
Но не могла бы ты сфотографировать нас пока мы не ушли? - Мм.
Stephen amcam ile benim fotoğrafımı ona ver.
Передайте ему это фото с ним и моим дядей Стивеном.
Max, fotoğrafı kendi telefonuna mı gönderiyorsun?
Макс, ты пересылаешь это себе?
Tanrım, babamın fotoğrafına mı bakıyorsunuz?
О Боже, ребят, вы что, все еще пялитесь на фото моего отца?
Beş papele iddiasına varım o kedisinin fotoğrafı.
Пять баксов на то, что там фото ее кошки.
Genç milyonerler izlesin " programının fotoğraf çekimi için gelmiştim şimdi hatırladım, saçımı yeni kestirmiştim ve benim için büyük bir olaydı çünkü beni uzun saçlarımla tanırlardı.
"двадцать на двадцать : подростки-миллионеры", и знаешь, я вспомнила, что постриглась только что, а это было важное решение, потому что мои длинные волосы вроде как были моей визитной карточкой.
Çünkü uzaylı fotoğrafı için ödeme yaparım.
Потому что я могу щедро заплатить за снимки с пришельцами.
Eğer bir tane bile çizgi filmime dokunursan, tatilde ailecek çekildiğimiz bir fotoğrafı yırtarım.
За каждую удаленную серию мультиков, я буду разрывать фотографию из нашего семейного альбома.
- Hayır bende... - Ne? ... şu eski fotoğrafın arka kısmı var, hep taşırım cüzdanımda.
Просто я записала номер счета на обратной стороне фотографии.
- Fotoğraf mı çektin? - Hı hı
Ты фотографировал?
Fotoğrafını yüz yaşlandırma programıyla yaşlandırır mısın?
Чин, запусти возрастную программу на этом фото, пожалуйста.
- Karısının fotoğrafı var mı hiç?
У тебя есть фотографии жены?
- Sumner'ın fotoğrafını dağıttın mı? - Evet.
- Разослали фото Самнера?
O fotoğraf yüzünden Facebook'tan atılmıştım Yani seksi olmayan bir fotoğraf sayılmaz.
Меня заставили удалить ее из Фейсбука, так что она точно не "не сексуальная".
Kız : "Şu Türk lokumunun fotoğrafını gönder." falan mı dedi?
Она просила прислать фотку твоего турецкого хозяйства?
Hiç penisinin fotoğrafını sana attı mı?
Он отправлял тебе фотку своего члена?
Partiden gidince korktuğunu anladım ve sonra ağaç fotoğrafına yaptığı yorumu gördüm.
Я б даже сказал, что он вроде как, испугал тебя на той весеринке и затем я увидел коммент, который он написал на ветке дерева.
Biri bu fotoğraf çekildiğinde diğeri de 2003 Kasım'ında.
Первый раз — когда сделано фото, а второй — в ноябре 2003.
Onu arayıp en azından Peter'in fotoğrafını aradan çıkarmasını sağlarım.
Могу позвонить, фото хотя бы не попадёт в прессу.
Yani yetkimi kullanıp fotoğrafı ortadan kaldırayım mı?
В смысле, не мог бы я воспользоваться должностью и прикрыть это дело?
- Elinde Meadows'un hastalarına ait başka fotoğraf var mı?
Привет. Есть еще фотографии пациентов?
Tamam, bir tane resmi aile fotoğrafı çekileceğiz bir tane de Ryan'a mail olarak attığım saniye sileceğim Ryan'ın komşu köpeğinin durduk yere gözüktüğü bir fotoğraf.
Так, сделаем одну официальную семейную фотографию, а потом одну дурацкую случайную для пса соседей Райана, которую я удалю через секунду после того, как отправлю по почте Райану.
Güzel, son Instagram fotoğrafım şimdiden 17 beğeni toplamış.
Шикарно. У моей последней фотки в Instagram уже 17 лайков.
Fotoğrafını alacağım.
- Я получу его фотографию!
Hayır, Wilden'ın Ali ve Cece'yle olan fotoğrafını gördüğümde Ali ile görüştüğü izlemine kapılmıştım.
Нет, когда я увидела ту фотографию, где Уилден обнимал Эли и Сиси. Я решила, что он встречался с Эли.
Ken sizinle fotoğraf çekilmekten mutluluk duyacaktır bayım.
Кен с радостью с вами сфотографируется, сэр.
Harper'ın son zamanlarda çekilmiş bir fotoğrafı var mı?
У вас есть какие-нибудь недавние фото Харпер?
- Unutma fotoğraf falan yok elimizde onu gördüğün anda yapacakların ihtiyacımız olan tek şey.
Помни, что на самом деле у нас нет каких-либо фотографии, так что все зависит от твоей реакции в тот момент, когда ты увидишь его - это его сдаст.
Raymond'ın fotoğrafını yabancıların arasına koyup Frey'e göstersenize? Bakalım ayırt edebilecek mi?
Может покажем Фрею подборку фото подозреваемых с фото Реймонда в ней, посмотрим, выберет ли он его?
Bizim serserinin fotoğrafını yükledim. Şimdi bu yeni yüz tanıma yazılımı bütün güvenlik kayıtlarını tarayacak.
Я загрузил фото нашего преследователя, и сейчас новая программа по распознаванию лиц просканирует весь отснятый материал с камер системы безопасности на предмет совпадения.
Sadece 1 fotoğraf. Arkadaşlarım hayali erkek arkadaşım olduğunu düşünmeye başladılar.
Мои друзья дома начинают думать, что я выдумала бойфренда.
Birkaç fotoğraf çekip instagrama yükledim, umarım sorun olmaz.
Надеюсь, вы не возражаете. Я сделала несколько фотографий и добавила их в Instagram.
Helen'in fotoğrafı var mı peki?
У тебя есть фотография Хелен?
Fotoğraf mı?
Фотографии?
Burada gördüklerin sence sadece fotoğraf mı?
Ты видишь в них просто... фотографии?
Fotoğraf mı dedi?
Он сказал фотографии?
O fotoğraf albümüyle ilgili sana çok kızacaktım.
Я хотела отругать тебя за то, что ты сохранил этот альбом.
Dr. Isles'dan röntgen kayıtlarını alacağım. Sonra bu fotoğrafı kullanıp bilgisayarda yaşlandıracağım.
Я возьму рентген черепа у доктора Айлс и, используя это фото, попытаюсь на компьютере состарить её.
Hiç fotoğrafınız var mı?
У вас есть фото? Ну, знаете.
Test etmek için kayınpederimin masada duran lise fotoğrafını dayadım.
Чтобы это проверить, я закрепил на столе студенческую фотографию отчима.
Ben bu noktada, fotoğraf filmindeki bir insan parçasıyım.
Я тут как бы живая кинопленка.