Found traducir ruso
171 traducción paralela
Chava! Onu buldum Şanslı bir gelin olacaksın.
Chava, I found him Will you be a lucky bride
lf l found a buyer. Bu oteli işletemezsem beş parasız kalırım.
Я либо займусь отелем, либо буду сидеть на пособии.
Sabah beni millerce ötede buldu ve söyleyecek milyonlarca sözüm vardı hala.
The morning found me miles away With still a million things to say
The morning found me miles away With still a million things to say
" встретит мен € утро далЄкими мил € ми, ћиллионом невысказанных вещей,
Ona ne olduğunu bilmiyorum.
I have just found your daughter with a worker. I don't know what happened to her.
Found some words about anything
Патриция Аркетт НЕ БУДИТЕ СПЯЩУЮ СОБАКУ
~ Since I've found serenity ~
"с тех пор как я обрел спокойствие"
Bunu biliyorlar ve hedefe varmamak için sebepler buluyorlardı.
... but a lot of them were gonna be killed. They knew that и они находили причины не идти над целью. ... and they found reasons to not go over the target.
Sonunda tam aradığım yeri bulduğumu düşündüm.
И наконец мне показалось, что я нашёл подходящее место... And finally I thought I'd found the exact spot самое красивое место на кладбище.
Savunma Bakanı McNamara, Vietnam'a yaptığı 7 gezinin her birinde savaşın gidişatında olumlu bir yan buldu.
Министр обороны, Роберт Макнамара, в каждой из своих семи поездок во Вьетнам... Secretary of Defense, Robert McNamara, on each of his seven trips to Vietnam находил какой-нибудь позитивный аспект в курсе развития войны. ... has found some positive aspect of the course of the war.
Ama sonunda Johnson ve ben farklı kutuplarda bulduk kendimizi.
Но в конце, Джонсон и я разошлись во взглядах. But at the end, Johnson and I found ourselves poles apart.
Bugün Chloe'nin babasını kovduğunu duydum.
I just found out that you fired Chloe's father today.
Same size as the prints found at Berryessa.
Отпечатки ботинок, обнаруженные на озере Берриесса, были того же размера.
# Bir yerlerde kayboldu, bulunamayacak bir yerde
Was it lost somewhere, nowhere to be found
# That which experiment has found # For theory had no part in
# Ёто эксперимент нашел # ƒл € теории отсутствующую часть
Koklayarak peşindeyim Kayboldum ve bulundum
Smell like I sound I'm lost and I'm found
Gömüldüğü yerde ve kalıntıların etrafında bulduğum şey duvar çinisi.
Well, most of what he was buried in and what I found around the remains was tile :
Rørestrand Dağları'nın ardında müdürün sandalını buldum, dedi.
Он сказал, что он нашел директорскую лодку за горами He said he had found the manager's rowboat across the mountains возле Рорестранда.
New Found dışında bir bara eleman arıyorlar.
В "New Found Out" набирают сотрудников бара.
Kızılcıkları buldum.
Found the cranberries.
Ona çiftlikte bulduğunu söyle.
Just tell him you found it on the farm.
Lucy bunu çekmecende bulmuş.
Lucy found this in your loft.
Görüntü'ye yarın ettim hatta içimdeki şefi bile açığa çıkardım. Senden ise tek yapmanı istediğim babama bir gün katlanmandı.
I helped The Blur, I even found my inner Iron Chef, and all I asked - - the only thing you had to do was deal with my dad for one day.
Biz found'em.
Мы нашли их.
Eli programı buldu.
Что это еще значит? Eli found the program.
Onu bulduğumuzda böyleydi.
She was like this when we found her.
Bu yüzden kendinizi iyi hissediyorsunuz ve kanınız bebeğinize iyi geliyor.
It's why you're not feeling sick and why your blood's helping your baby. We found it early, so it should be treatable.
- İlişkiyi öğrenip yüzleşmek mi istedi diyorsun?
You think she found out about the affair, planned to confront her? I don't know.
Sarah olayı öğrendi.
Sarah found out about it,
Bayan Bronson, Sarah'nın karakterinizi öldüreceğini öğrendiğinizde nasıl hissettiğinizi merak ediyorum.
Ms. Bronson, I'm curious how you felt, when you found out, that Sarah was gonna kill off your character?
Ama her zamanki gibi hepsini çarçur edip bir sonraki hedefi aradınız ki Sarah Cutler'ı buldunuz.
But as usual, you blew it all, and so you looked for your next ticket, which you found in Sarah Cutler.
Gloria'nın bahsettiği küpeleri Sarah'nın dairesinde buldum.
I found the earrings that Gloria talked about - In Sarah's apartment.
Sarah'nın imzaladığı, Lance'in film rolü için çıkışını onaylayan anlaşmayı buldum.
Okay, found the deal memo that Sarah signed in order to get Lance out for his movie.
İnternette biraz araştırdım ve Kelvin Kuzey Amerika'nın merkezi olduğunu buldum.
So did a little Internet search, and bam, said the lady, found it's the home of Kelvin North America.
Burnunu tutup yolda bulduğu yara bandını tükürmesini sağladın.
I saw you hold his nose until he spit out that Band-Aid he found on the sidewalk.
June'un evindeki adamda aradığımız şeyle ilgili bir bağlantı bulabilirim.
I may have found our connection to the guy you met at June's.
Queens'te klasik radyoları toplayan bir hurdacı buldum.
I found a junk guy in Queens who collects vintage radios.
Byron buldu bir tane.
Byron found it.
Masadaki yerine tekrar gitmiş olabilir.
It may have found its way back inside the table.
Bay Nimmo'nun tedavisi ayakta yapılırken polis kıyafet odasında gizli gözetleme aletinin kanıtını buldu.
It was when Mr Nimmo was being treated for his injuries that police found evidence of covert surveillance in the shop's changing rooms.
Arkadaşlarım odasında eroin buldular.
My associates just found sale-weight heroin in his room.
Bunları buzdolabında buldular.
They found these in the refrigerator.
Jones virüsün kodunda bir imza buldu.
Jones found a signature in the virus.
Yuvasını bulduk, ama tetikçi çoktan gitmişti.
We found the roost, but our shooter is long gone.
Sanırım onda JT'ni bazı mektupları var.
I think she found some of JT's letters.
Keşke onları hiç bulmasaydım.
I wish I'd have never found'em.
Gemma, Charming Heights'in zamanının dolduğunu öğrenmiş.
Gemma found out there's a ticking clock on Charming Heights.
B-29'ların bazılarını geri çağırma gereğini gördük.
... we actually found, to get some of the B-29s back вместо того, что-бы сливать из них топливо, они должны были-бы наоборот, - заправляться им.
# Şunu unutma
Now I've finally found someone to stand by me
Sonunda uyan bir tane buldum.
Finally found one that matched.
Buluşmaların tarihi ve saati ile çakışan kredi kartı ödemelerini bulmuş.
He found credit card charges