English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → ruso / [ F ] / Fıstığım

Fıstığım traducir ruso

221 traducción paralela
Fıstığımı bitirmek istediğini söyledi.
Она хотела доесть мои яйца.
Fıstığımız yok ki.
Но у нас нет орехов.
Veya fıstığım.
Или, может, моим прикрытием.
Ufak bir Phil'imiz veya ufak bir fıstığımız olacak.
У нас будет маленький Фил. Или маленькая Тини.
Fıstığımız çok tatlı minik bir fıstık olacak.
У большой Тини будет маленькая.
Korkarım öyle fıstığım.
Боюсь, что так, орешек.
Fıstığım!
- Нет, это Изабель.
Mr. Prezbo, çeyreklikler sadece bir çeşit hatırlatıcı. 25 tane fıstığım olduğunu hatırlamam için.
Мистер Презбо, четвертной это просто памятка,... чтобы не забыть, что у меня осталось 25 скорлупок.
Fıstığım benim.
Крошка моя!
Bunun için çok küçük olduğunun farkındayım, yer fıstığım.
Я знаю, что ты ещё маленький для всего этого, орешек.
Eski bir atasözü vardır tatlım : "Fıstığına asıl ama yanında iken görmezlikten gel."
Как в поговорке, солнышко : "Торчи на своей арахисовой грядке, если ничего не продаешь."
Bana saldırıldığında bunu yapma fırsatımız olmamıştı.
У нас не было возможности сделать это раньше, когда на меня напали.
Bu sabah uyandığımda, güzel, sakin bir gün geçireceğimi sanmıştım. Biraz kitap okumak, köpeği fırçalamak... Saat dört ve dünyanın duman tüten kalıntılarından beş ışık yılı ötede, bir uzay gemisinden atılmak üzereyim.
я проснулс € утром, думал, что у мен € будет хороший расслабл € ющий день, немного почитаю, погул € ю с собакойЕ ј сейчас 16 : 00 и € буду выброшен с корабл € пришельцев в п € ти световых годах от дым € щихс € останков " емли.
Bir Rus fıstığın ihanetine uğradınız mı hiç?
Да уж, вас когда-нибудь кидала в трудном положении русская цыпочка?
Fırıncı kimin için çalıştığımı biliyor ve ne kadar müşterisi olursa olsun... ilk önce benimle ilgileniyordu.
Bладелец знал, с кем я, и неважно, сколько людей было в очереди обо мне он заботился в первую очередь.
Dün tartıştığımız şu fırsatı hatırlıyor musun?
Помнишь, мы вчера обсуждали возможности? Да.
Fıstığın kokusu kamışımı soğutuyor.
Ты видел, что он сделал? Ну все!
Buraya sınıf atlatmaya çalıştığım için beni bağışlayın.
Простите меня за эту попытку.
Mutfaktaki fırının nasıl çalıştığını bilen var mı?
Кто-нибудь знает, как управляться на кухне с их плитой?
Bütün gün bornozumu giyip yer fıstığı salkımı yemek istedim..
Я весь день ходил в халате и пачками жрал арахис
Gelmeye çalıştığım nokta bu değildi, ama zayıf kelime dağarcığımın içine hapis oldum.
Это не то, что я собирался сказать. Я чувствую, что немного сбился с пути.
- Yer fıstığı mı? -
- Арахис?
Ve ben daha önce de bir kez evlendim, Çalıştığım fırındaki bir adamla.
И я уже была замужем до этого один раз, за парнем из пекарни, где я работала.
Böylece dinler üzerinde çalıştım ve fırsatın gelmesini bekledim.. .. ki aradığım fırsatı Katoliklik'te buldum :
я изучал религии, искал подход € щую лазейку, и вот € нашел ее в католичестве.
Yer Fıstığı davasından çıkarıldım.
Ричард отстранил меня от дела Орешка.
Kızla, bu boktan bel fıtığı yüzünden tanıştım.
Так мы познакомились. Этот чертов "деформирующий спондилез".
Dünya denen, içine karıştığımız bu şeyin tamamı yabancılaşmanın ne kadar heyecan verici oluğunu göstermek için bir fırsat.
Вся эта штука, в которой мы запутались, под названием мир - это возможность выразить, как это восхитительно - быть ненормальным.
Sadece onunla ilk tanıştığım zamanki halini geri istiyorum - dizlerinin üstünde, dosdoğru fıçı biraya emeklerken.
Я просто хочу, чтобы она была такой, как в тот вечер, когда мы встретились, на корточках, сосущей пиво прямо из бочки.
Markete gidip fıstık ezmesi aldığım için derse geç kaldım Çünkü evde sadece iğrenç ton balığı vardı!
Я опоздала, потому что пришлось идти в магазин и покупать арахисовое масло,... потому что кроме этого вонючего тунца у нас ничего нет!
Ona zayıf olmadığımı göstermeye çalıştım. O yüzden sakat sakat oynadım.
Я хотел доказать ему, что я не так уж слаб.
- Ben o fıstığı alırım.
- Я возьму маленького орешка.
Yaptığım şeyi yemeyecek misin? Antep fıstığından nefret ederim.
Погоди минутку, а есть его ты не собираешься?
Okulda oynamıştım. sınıf şampiyonuyduk, ben olmadığım için tabi.
- Да, я играл в школе. Мы даже как-то были чемпионами, но не благодаря мне.
Ondan bir yıl sonra, bir palyaçonun hocalığında koşu sınıfına yazılmıştım.
Спустя год я записалась на этот данс-курс, который вел один клоун.
Ağzına kadar dolu... damağına yapıştır, insanın canı bir bardak da süt çekiyor, ekstra yumuşak... Şu ana kadar tattığım en güzel fıstık ezmesi.
Полна до краёв... липнущим-к-нёбу, o-боже-как-хочется-стакан-молока, очень-тянучим... самым лучшим арахисовым маслом, что я когда-либо пробовал.
Yanlışsam düzelt, ama yüzyıllar önce ilk kez tanıştığımızda kulağıma güzel aşk sözcükleri fısıldamıyor muydun?
Поправь меня, если я ошибаюсь, но не ты ли нашёптывал мне нежные слова любви, когда мы впервые встретились несколько столетий назад?
O fıstığı burnuna mı soktun demin?
Ты что, засунул арахис себе в нос?
En iyi arkadaşım Yer fıstığı ve ben, Oraya gidiyoruz
Я езжу рыбачить со своим другом.
Geçen gece yattığımızda uyuyamamıştım ya. Ben de fırın kullanma kılavuzunu okudum.
Ну, я не могла уснуть прошлой ночью, знаешь, когда мы отправились в кровать, так что я прочла инструкцию к твоей духовке.
Çam fıstığı koymadım... Çünkü ara sıra diş köprünüze takıldığını biliyorum. Çok tatlısın?
Я не добавляла кедровый орех, потому что он может попасть под зубной протез!
Bu kadının adı Nellie? { \ 1c00FFFF } { \ 3c000000 } { \ 4c000000 } Michael, hatırlar mısın, bir şekilde var olduğunu ve... { \ 1c00FFFF } { \ 3c000000 } { \ 4c000000 }... seni almaya çalıştığını düşündüğün gizemli bir Bay F. vardı?
Помнишь, ты как-то думал, что за тобой охотится некий "мистер Ф"?
Demper'a karşı adaylığım söz konusu olunca, kulağıma fısıltılar gelmeye başlamıştı.
Когда я сошелся с Демпером в предвыборной гонке, мне стали нашептывать на ухо.
Biliyorsun, çocukları benim için aldığından dolayı sana teşekkür etme fırsatı bulamamıştım.
Знаешь, я так.. .. и не сказала спасибо за то, что ты забрал детей из школы.
Biliyorsun, hep yapmaya çalıştığım, bir türlü fırsat bulamadığım şey.
Это как раз то, что я всегда хотела попробовать, но никогда не представлялось возможности.
Fıstık yiyemeyen gizemli pısırığımız kim?
Кто та загадочная размазня с аллергией на арахис?
Ve bir şeyler beklerken yaptığım bir başka hata da, fıstık ezmesini kendi köpeğini ayartmak için kullanan, sadakatsiz, kaçık bir fahişeye döneceğini tahmin edememem!
И также я не предвидел что ты превратишься в вероломную, сумасшедшую шлюху которая будет использовать арахисовое масло чтобы соблазнить собственную собаку!
Yer fıstığı hakkında olana bayılmıştım.
Мне понравилась... понравилась та, что про котят.
Atalarımın kim olduğunu öğrenmeliyim, bu yüzden annemi aradım, o da dedi ki, bir şekilde, fıstığı icat eden adamla uzaktan akrabaymışım.
Я тоже хотел узнать все о своих корнях, позвонил маме, и она рассказала что я дальний родственник человека, который изобрел арахис!
Fıstığı icat etmedi, fıstığa kullanım alanları yarattı.
И он не изобрел арахис, а придумал кучу способов его использования.
Jill ile tanıştığımda ben Ekonomi sınıfındaydım. Ben bir ara yoldan karşıya geçiyordum. Ve o da çantasını düşürmüştü, ve ben de, bilirsin, oraya doğru koştum.
Я помню, когда я встретил Джилл, я был... это было занятие по экономике я ходил туда-сюда, а Джилл нечаянно уронила сумку и я, ну ты понимаешь, побежал к ней что бы помочь собрать все, что вывалилось
Tasarladığımdan beri bu yaramaz çocukla oynama fırsatım olmamıştı.
У меня не было возможности поиграть этой малышкой, с тех пор как я ее создал.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]