Heyecanlıyım traducir ruso
1,572 traducción paralela
Karidesli olsun ya da olmasın bu konuda çok heyecanlıyım.
- Нет. Вот что я вам скажу. Будут там креветки или нет, но мне всё это жуть как нравится.
Çok heyecanlıyım dostum.
Меня переполняют эмоции, чувак.
Çok heyecanlıyım. Öyleyim.
Мне очень понравилось.
Kaç tane bekar ve seksi kadının bu filmi beğeneceği konusunda heyecanlıyım.
Я взволнован, как много горячих одиноких женщин будут в восторге от этого фильма.
Zaten heyecanlıyım.
Я уже раскочегарился.
Ben heyecanlıyım.
Я - да.
Evet, çok heyecanlıyım!
Да, я очень волнуюсь.
Sanırım sadece yeni dönem için heyecanlıyım. Bazı şeyleri geliştirmek için yöntem arıyorum.
Я думаю я просто рад новому учебному году и смотрю как бы улучшить ситуацию
Çok heyecanlıyım, ne yapacağımı bilemedim ben de gidip bir kutu çörek aldım.
Я так рада, не знала, что делать, так что просто пошла и купила коробку пончиков.
Bu biraz garip ama küçük düşmek için çok heyecanlıyım
Это не много странно, но я слишком рад, чтобы меня это унизило.
Çok heyecanlıyım! Üzgünüm Boog! Lânet barajı bitirmeliyim.
Прости, Буг, надо платину достроить Так что в поход без меня.
Çok heyecanlıyım.
- Я так взволнованна!
- Hayır, çok heyecanlıyım!
Нет, я правда в предвкушении.
Ondan daha çok heyecanlıyım.
Я больше, чем просто рада.
Çok heyecanlıyım.
Я слишком возбyждена.
Hayır, heyecanlıyım.
Нет, я радуюсь...
Evleneceğin için çok heyecanlıyım.
Я так рада, что ты выходишь замуж!
Çok heyecanlıyım.
Я очень хочу их посмотреть.
Beraber çalışacağımız için çok heyecanlıyım.
Я так взволнована, что мы будем работать вместе.
Çok heyecanlıyım.
Я так взволнована.
Denizaslanlarını izleyeceğim için çok heyecanlıyım.
Мосс! Я с таким нетерпением жду шоу с морскими львами.
Affedersiniz, biraz heyecanlıyım da.
Извините, немного волнуюсь...
- Affedersin. Çok heyecanlıyım Gibbs. Çünkü buraya ne sormaya geldiğini çözdüm galiba.
Прости, просто я очень рада, Гиббс, потому что думаю, что я уже нашла то, о чем ты спустился спросить.
Sizinle çalışacağım için gerçekten çok heyecanlıyım.
Хочу сказать, что я очень рад работать со всеми вами.
Çok heyecanlıyım.
Меня так прет.
Ben senden daha mı heyecanlıyım?
Я рада этому больше, чем ты сама?
Hayır, hayır, heyecanlıyım.
Нет, нет...
Çok heyecanlıyım ama bana bir bilet lazım.
- Жду не дождусь, но второй не нужен.
Noel Baba'yı göreceğim için çok heyecanlıyım.
Мне так не терпится увидеть Санта Клауса.
Burada olduğum için çok heyecanlıyım.
Ох, быть здесь так волнительно.
- Bu Kale denilen yer için çok heyecanlıyım.
- Я так рад, что мы едем в этот Замок.
Selam. Ben de tam Lewis bölgesel yarışmalar için ne kadar heyecanlıyım onu söylüyordum.
Эм, я просто говорила Льюису как волнуюсь по поводу соревнований.
- Çok heyecanlıyım.
Я весь в предвкушении.
Yayın arkadaşı olacağımız için çok heyecanlıyım!
Я так рада быть твоим соведущим!
İlk kez seninle yapacağım için çok heyecanlıyım.
Всё что угодно. Я рада, что ты будешь моим первым.
- O kadar heyecanlıyım ki!
- Я ужасно взволнован.
Sanki evlenecek olan benmişim gibi heyecanlıyım.
Я радуюсь так, как будто это день моей свадьбы.
Yarınki doğum günüm için çok heyecanlıyım.
Так переживаю из-за своего завтрашнего дня рождения.
Acayip heyecanlıyım. Bu Dünya'da herhangi bir öneminin olduğu o kısacık ana geri dönüyorsun yani?
Чтобы пережить мгновение, когда ты был важен на этой Земле?
Ailenle tanışacağım için çok heyecanlıyım, Mark.
Я так взволнована встречей с твоими родителями, Марк.
Bunun için acayip heyecanlıyım. İyi haftalar, götveren.
Жду не дождусь этого, так что хорошей тебе недели, уродище.
Çok heyecanlıyım!
Я так волнуюсь!
Benden küçük olduğu için biraz heyecanlıyım.
она младше меня.
Joon Gu için üzülüyorum ama tekrar Seung Jo'yla yaşayacağım için mutluyum. Heyecanlıyım ama biraz da endişeliyim.
Мне жаль Чжун Гу... что Сын Чжо рядом. но как-то неспокойно.
Çok heyecanlıyım.
Это восхитительно!
Bu ilk sergim olduğu için oldukça heyecanlıyım.
Это моя первая выставка, я жутко волнуюсь.
Sanırım, onu göreceğim için heyecanlıyım.
Не терпится ее увидеть.
Bunun için heyecanlı mıyım?
Рада ли я за нее?
Amerikalıyım. Ben sadece... gürültücü, aptal ve heyecanlı davranacağım.
Возьму, и прикинусь дурачком.
Aynı şeyi, genç bir doktorun hayallerini yıkmadan da yapabilirdin ki gerçekten de bu iş için heyecanlıydı. Hayır, sanırım yapamazdım.
Ты мог бы достичь той же цели без разрушения надежд молодого доктора которая была действительно вдохновлена получением этой работы
Çok fazla tartışma vardı Wan-soo ve ben onun hakkında konuştuk ve gelecek seferki gezimizin bu yer olduğunu söyledi. Bu yüzden çok heyecanlıyım.
Вот почему я очень взволнован.