Hım traducir ruso
9,050 traducción paralela
Çamaşır makinesinin dönme hızını arttır canım.
Включим цикл вращения на стиральной машине. Поехали.
Tembel hayvan diye hızlı olamaz mı diyorsun?
Хочешь сказать, раз он ленивец, он не может быстро работать?
Sen kana susamış, hıyarın önde gideni bir yönetici olsan ekonomiyi kendi kazancın için kullansan anlarım aslında.
Имеет смысл, если ты говно кровожадные исполнительного ад-Бент на выеденное экономика ради своей выгоды.
Hırsız olduğumu bilsen yardım eder miydin?
Вы помогли бы мне, зная, что я вор?
Yoksa alelâde hırsızlar mı?
Или они простые воришки?
...... Teşekkürler Allah'ım! Hızır gibi yetiştin Göz! " diyeceğiz.
Как же вы вовремя, ребята! "
- Ben de Atlı'yım, hıyar!
- Я - всадник!
Kuş saldırısından sonra LaGuardia'ya başarıyla dönmek için yeterli irtifa ve hızdaymışsınız. "Başarıyla" mı?
Был достаточно скорости и высоты после удара птицы для возвращения в удачном Ла Гуардия
Neliis Kule, kontrolü sağlamak için hızlı olmalıyım. Yavaşlarsam düşerim.
Я повторяю, сохранить контроль.
Ne, hırsız olan mı
- Который ворует?
Biraz hızlı olalım.
Давайте по-быстрому.
MI6'ye haber verin, olay yeri incelemeyi hızlandırmalarını isteyin. İki saat içinde bütün takımı buraya istiyorum yoksa elimizden kaçıracağız.
Звоните в MI6, пусть поторопят криминалистов, чтоб были в пределах пары часов иначе упустим время.
İstediğim kadar hızlı olmadığımın farkındayım.
Я знаю, что мне есть куда расти.
Siyah beyaz ayrımı kalmaz, sadece hızlı ve yavaş vardır.
Нет белых и черных. Есть быстрые и медленные.
sıyaset bunu bu noktaya getırdı... daha sonra Phnom Penhe geldıgımı bılıyosun ben bılmıyordum. burada kendımı ıyı hıssedıyorum pekiii... hayatımda ıyı seylerde yapabılecegımı dusunuyorum.
Избежать этого было невозможно. Потом, когда я приехала в Пномпень... Поняла, что поступила правильно.
Hız kesmemen lazım.
Тебе надо спешить.
200 metreyi okuldaki herkesten hızlı koşardım.
Мог пробежать 200 метров быстрее любого в школе.
Hatlar mı gitti yoksa bu hıyar suratıma mı kapattı?
Телефоны отключились, или этот урод просто повесил трубку?
Çünkü şu ara iki savaştayız. Terminal kurmayı biliyorum ve ölürsem kimse dava açmaz. İki gün önce hızlandırılmış vize aldım.
Сейчас идут две войны, а я умею настраивать спутниковый телефон, и никто не подаст в суд, если я умру, и я получила ускоренную визу два дня назад, и теперь я военный корреспондент.
Kanadalıyım, hıyar.
Из Канады, идиот.
Onu elimden kaçırdım, çok hızlıydı.
Я хотел его догнать, но он сразу убежал.
Ben de bilgiyi hırsla topladım.
И я увлечённо её собираю.
Hızla akan nehirleri falan mı var?
У них тут чё, типа бурные реки?
Senin sebep olduğun tersliklere gösterdiği sabrın İsyan'a hızla son verecek bir silahla ödüllendirildiğini anlatacağım.
Скажу, что его терпеливое отношение к вашим злоключениям вознаграждено оружием, которое скоро покончит с Сопротивлением.
İşte bu onu hırslandıran ve devam etmesini sağlayan Tırmanacağım yükseklere Ulaşacağım göklere Kovalayacağım parlayan tüm ışıkları
"Это хорошая вещь" скажет пожмет твою руку и пойдет дальше и выше гор поднимут тебя лучи света а потом опустят в низ на земле когда наступит утро.
Umursamam bilsem de gideceğim yeri Çünkü tek ihtiyacım bu delice duygu Kalbimin böyle hızla çarpması
И мне все равно, что я не знаю куда идти потому что все что мне нужно, это сумасшедший стук стук моего сердца.
Vosvos'a bıyık çizsen kadın "Tanrım şu Ömer Şerif de ne hızlı koşuyor!" der.
Нарисуй машине усы, и она скажет : "Ого, а Омар Шариф быстро бегает."
Şunu bi hızlıca sayayım.
Я пересчитаю по-быстрому.
Hızlanmam gerek. Bu kadar sohbet yeter, konsantre olalım.
Но хватит разговора, вернемся к делу.
Yan aynama baktım ve savaş yolundaymış gibi bize hızla gelen dev bir çöp kamyonu gördüm.
Смотрю в зеркало и вижу, как что-то вроде гигантского мусоровоза несётся за нами, как бешеный буйвол по джунглям!
İzotop analizini hızlandırmak için örnek mor sıvıdan bir çözelti yaptım.
Я приготовил раствор жидкости для изотопного анализа.
Ama hızlanmasını beklerken düşünmeye başladım. Mor sıvı insanları hayvana dönüştürüyorsa belki de uygun şekilde yeniden tasarlanırsa...
Но, пока я дожидался катализа, то подумал если фиолетовая жидкость превращает людей в животных возможно, после доработки...
- Hırsızlıktan ilk tutuklanmanız mı?
- Это ваш первый арест за ограбление?
Bir mesaj yollamaya çalışıyordum ve o yaptığım çok hıyarca bir şeydi, tamam mı?
Я хотел этим кое-что сказать, и это был идиотский ход с моей стороны, ясно?
Ama ben hırsızı gözünden anlarım.
Я тут вижу некий подвох.
Hızlıca dene bakalım.
Попробуй сначала этот.
Sana söylemeye çalıştım ama her şey çok hızlı oldu.
Я пыталась тебе сказать, но всё произошло так быстро.
İşleri hızlandırıp, taksiyi babana geri verdirmeye çalışacağım.
Я попытаюсь ускорить процесс и вернуть такси твоему отцу пораньше.
- Beş katına mı? - Hı-hı.
- В пять раз дороже?
Biraz hızlı düşünsek iyi olur çünkü buradan hiç hoşlanmadım.
Нужно поскорее что-то придумать, мне здесь не по нутру.
Hırslıyım. Ben...
У меня есть амбиции...
Oh, benim hırsım yok muydu sanıyorsun?
Думаешь, у меня нет амбиций?
Tek soru şimdi, patronun ve arkadaşının, Ihtiyacı olduğu zamanda, yanında duracak mısın? Ya da hırsına mı odaklanacaksın?
Сейчас вопрос лишь в том, останешься ли ты со своим другом и боссом, когда ты нужен или предпочтешь свои амбиции.
Sayın yargıç ; medya baskısından mı, siyasi baskıdan mı yoksa ta 11 Eylül profilinden mi oluyor bilmiyorum ama hayatımda bu kadar hızlı hazırlanıp bana hazırlanma fırsatı vermeyen bir jüri görmedim hiç. Neye hazırlanmak?
Ваша честь, не знаю, чьё это влияние - СМИ, политики, или одиннадцатого сентября, но я в жизни не видела, чтоб жюри присяжных так быстро действовали, не оставив мне времени на подготовку.
Tamam mı? Hırsızlığa karşı adam kaçırma ve cinayet var.
Здесь ограбление против похищения и убийства.
Hızlı hücresel yenileme. Bazı uzmanların görüşüne göre bu insan evrimi için büyük bir adım.
Быстрая клеточная регенерация, эксперты называют это скачком в эволюции человека.
Araba köşeyi dönmek için yavaşladığında hızla yürüyerek Sten'le ateş açacağım.
Когда машина замедлит ход, чтобы завернуть за угол, я выхожу вперёд и открываю огонь из СТЭНа.
Hızlanın biraz dedi. Koşar adım.
Говорит : шустрее, шустрее.
- İşi hızlandırmamız lazım Jim.
Надо ускорить работу, Джим.
Ben hırsızım.
Я - вор.
Hırsız. Katil değilim tamam mı?
Вор, а не убийца.