Karaciğer traducir ruso
964 traducción paralela
Beyaz dil, sarı gözler, kırmızı burun. Karaciğer hastalığı!
Язык белый, склеры желтые, нос красный.
Ağrı burada, doğru karaciğer.
Вам больно? Точно, печень.
Karaciğer kanserisin.
У вас рак печени.
Ailenizde karaciğer hastalığı var mı?
В вашей семье есть случаи болезни печени?
Üzerimde karaciğer ve CAT taraması yapmasına izin verdim.
Он проверил мои печень и селезенку, сделал КТ головы.
- Hayır, teşekkürler, karaciğer sorunları...
- Нет, спасибо, у меня печень...
Kalp, Akciğer, böbrek, karaciğer bağırsaklar.
Сердце, легкие, почки, печень, кишечник.
- Karaciğer bağış kartı.
- Карточка донора печени.
Doktor, karaciğer.
Доктор, печень.
Alman biralı karaciğer.
Печёнка в пиве...
Bu anfizem yaparmış, bu da karaciğer hastalığı.
От этого инфезема. Это что-то.
İki diş fırçası, bir saç fırçası, bir kutu vücut kremi,... bir şişe karaciğer ilacı,... bir tüp diş macunu, bir tıraş fırçası, bir paket tıraş bıçağı,... bir şişe uyku hapı, bir tane burun spreyi, ... bir şişe göz damlası...
2 зубные щетки, 1 щетка для волос, 1 банка крема для кожи 1 бутылочка с пилюлями для печени, 1 тюбик зубной пасты, 1 помазок для бритья 1 пакет лезвий для бритья, 1 бутылочка...
dul, kötü kalçalı, karaciğer hastası bir şeyi unuttun ; müthiş güzel!
Вдова, больное бедро, болезнь печени. Ты кое-что забыла : восхитительная!
Klingon anatomisi. 23 kaburga, iki karaciğer, 8 odacıklı kalp, çift katlı sinir zarı.
Клингонская анатомия... 23 ребра, две печени, восьмикамерное сердце, двойная мягкая мозговая оболочка.
Karaciğer bölgesinde.
В основании печени.
RDU-90 araştırması sırasında... bir hastadan alınmış karaciğer örneği.
Это печень пациента получающего РДУ-90.
Karaciğer biricik ihtiyaçtır ve sürekli sigara ile ölüm arasındadır
ЋЄгкие - единственное, что отдел € ет курильщика от смерти.
Yeni bir karaciğer için bütün İskandinavya'yı araştırıyoruz.
Мы ищем новую печень для тебя.
Finlandiya'dan bir karaciğer geliyor.
Ну что, везут финскую печень, немного поношенную, но довольно хорошую.
Ne de olsa bir karaciğer ameliyatı.
Раз уж речь идет о печени, это будет вполне уместно.
- Karaciğer buldunuz mu?
- Вы нашли печень?
Bir karaciğer daha bulunur, o sırada hepatoma daha da büyür.
Пока найдется новая печень, а моя саркома подрастет.
Bay Seltzer'i yeni bir karaciğer için hazırlıyoruz.
Мы готовим к операции г-на Байера. Ему нужно новая печень.
Yasal olarak karaciğer nakli yapabiliriz.
Не существует никаких юридических барьеров к трансплантации печени.
Hasta ölünce de karaciğer bizim olur.
И когда этот реципиент умрет, а это произойдет быстро, печень будет наша.
Acil bir karaciğer nakli için yardımınız gerekiyor.
Я обращаюсь в вам за помощью по трансплантации печени.
O yüzden bir sorum var. Bu gereksiz karaciğer haplarını neden alıyorsun?
Поэтому я хочу спросить, зачем Вы принимаете эти бесполезные пилюли.
Karaciğer ilaçların değil mi?
А не капсулы, дорогая?
Karaciğer ilaçlarımdan bahsetseydim öyle söylerdim.
Если бы мне понадобились капсулы, я бы так и сказала.
Ölüm sertifikası. Karaciğer yetmezliğinden öldüğünü yazıyor. Ben de kabul ediyorum.
Единственная необходимая улика - свидетельство о смерти, там написано, "смерть в связи с болезнью печени".
Emily karaciğer yetmezliğinden öldü.
Эмили умерла от болезни печени.
Sen de o karaciğer haplarını vererek yardımcı oldun!
А Вы помогли ей, выбросив ее пилюли.
Grainger haklıysa ve karaciğer yetmezliğinden öldüyse engelleyemezdin.
Если Гренджер прав и отказала печень, то не могли.
- Peki karaciğer yetmezliğinin sebebi ne, Hastings?
А какова причина отказа печени, Гастингс?
Karaciğer hapları mı?
Капсулы для печени.
Söyleyin, Dr. Grainger karaciğer şikayetleri yüzünden Emily Arundel'i siz tedavi ettiniz, değil mi?
Но, скажите, доктор Гренджер, Вы ведь лечили печень Эмили Арендел, не так ли?
Ya aldığı karaciğer hapları?
А пилюли, которые она принимала?
Karaciğer hapı isteseydim söylerdim.
Если бы мне понадобились капсулы, я бы так и сказала.
Benim kanımca, dostlarım Emily'nin sürekli yanında taşıdığı bu kutuya konulan bir karaciğer hapı.
Предполагаю, друзья мои, в капсулах, находящихся в этой коробочке, всегда бывшей под рукой у Эмили Арендел.
Bu yüzden katilimizin bir karaciğer hapını fosforla doldurup da Emily Arundel'in hapı bugün, yarın veya bir sonraki gün alması mümkün değil mi?
Поэтому убийца мог наполнить капсулы фосфором,
Emily'nin karaciğer hapları kolay ulaşılabilecek bir yerdeydi ve birinin o hapları alıp kurcalaması çok kolay olurdu.
Печеночные капсулы Эмили Арендел всегда были легко доступны, и любой мог запросто подменить их.
Mide, karaciğer, akciğerler...
желудок, печень, легкие...
Karaciğer, yemek borusu ve midenin haline bakın.
Тут четко видно, что осталось от печени, пищевода, желудка. А вот, посмотрите, сердце.
Karaciğer sorununu kimseye anlatmamış.
Цирроз печени, и он молчал об этом.
Dışarı çıkartırsak, dünyanın en büyük karaciğer tümörü olmaktan çıkar.
Если мы разрежем ее, она больше не будет крупнейшей в мире саркомой печени.
Karaciğer bana nakledilmeli.
Если печень будет имплантирована, она уже будет моей собственностью.
Ayrıca sana bağışlanan karaciğer bugün geldi.
Завтра поступит твоя новая печень
Tıpkı babam gibi. - Evet, kocam çok sigara içerdi. Karaciğer kanserinden öldü.
Да, мой муж много курил, но умер от рака печени.
Karaciğer komasına girmişti.
- Она могла впасть в кому.
Böbrek, karaciğer, demir...
Почки, печень...
Çok. İleri derecede karaciğer yetmezliği vardı.
Ее печень отказывала.