Karşı traducir ruso
97,610 traducción paralela
İnsanlığın temel varlığına bir tehditle karşı karşıyayız.
Мы имеем дело с угрозой существованию человечества.
Kendi çalışmalarımda gözü pek bir sorunla karşılaştığımda cevabın genellikle gözü pek bir çözüm olduğunu görüyorum.
В своей работе я понял, что обычно решением дерзкой проблемы является такой же дерзкий ответ.
Umarım kuantum olayına karşılık vermen için sana biraz cephane sağlar.
Надеюсь, она даст вам чем выстрелить по квантовой теории.
Birçok insana karşı çok naziksin.
Ты добр к очень многим людям.
Amerikan karşıtı faaliyetleri izleme komitesi.
Комитет антиамериканских действий.
Bir sorgulamadan daha Amerikan karşıtı olan nedir ki?
Что может быть более антиамериканским, чем инквизиция?
Daha fazla hasar vermeden ona karşı hamle yapmalıyız.
Нужно действовать, пока он не нанёс ещё больше вреда.
Washington'da onlara karşı gelen herkesi mahvetmeye çalışan o ahmaklar kadar kötüsün.
Ты как и те дураки в Вашингтоне, пытаешься уничтожить всех, кто против.
Haber bülteniyle karşınızdayız.
This is a CBS news bulletin.
Apaçık yanlış bir şeye karşı konuştuğumu anlıyorsun, değil mi?
Вы понимаете, что я выступаю против явной ошибки.
Pek çok insana karşı şefkatlisiniz.
Вы сопереживаете стольким людям.
Şimdiye kadar geçemeyeceğim bir sınırla karşılaşmadım.
Нет черты, которую я не переступил бы.
Karşı koyma.
Сдавайся.
Her ihtimale karşı, Raven droneları tekrar uçur.
Рейвен, верни дронов в небо.
Karakan insan vücuduna yardım için tasarlanmış. Cihazdan yayılan radyasona karşı yapay kanı reddetmiyor onu koruyor.
Темная кровь помогает избежать отторжения чипа, при этом защищает от его излучения.
Uzun süreli uzay seyahatlarında, suçlular derin uykuda dondurulurdu ve radyasyona karşı korunmaları için Karakan verilirdi.
Долгосрочные экспедиции в космос. Преступников погружали в гиперсон, и накачивали Темной Кровью для защиты от солнечной радиации.
Durumun bir anda kötüleşme ihtimaline karşı.
На случай, если произойдёт худшее.
Ravi Blaine'e birisi şey ihtimaline karşı göz kulak olsun demiş...
- ( пэйтон ) РАви сказал, кто-то должен присмотреть за Блейном, если он начнёт...
Eşleşen dövmeler ve şimdi Üçünüze karşı birisin.
Одинаковые татухи, трое против одного.
Anlaşmanın tamamı karşılandı mı?
Не волнуйся.
İfademe resmi olarak karşı gelmiş oldun.
Это идёт вразрез с моим заявлением.
Eğer o bana karşı ifade vermezse, ben de ona vermem.
- Пока я не дам показания, то и он не даст.
Wall Street'de ilk işini bulan çoğu kişi, telefon rehberini elinden düşürmeyenler amacının karşısındaki kişinin "evet" demesinin amaç olduğunu düşünürler.
- Большинство, получая первую работу - например, обзвон по справочнику, думают, что главное - услышать "да".
Hayır, burası metalürjinin uzayda karşılaşılacak hızı ve basıncı ölçen yer.
Нет. Здесь проверяют металлы на прочность при той же нагрузке, что и в космосе, когда всё ломается.
- Boyd'a karşı bir bağlantı var mıymış?
- Какую-то ниточку к Бойду?
Bu Normandy'e karşı ilk saldırı dalgası gibi.
Это первая волна в Нормандии.
Her zaman erkeklere karşı mücadele edeceğimi biliyordu.
Он знал, что я буду соревноваться с мужчинами.
Karşındaki insanı değerli biriymiş gibi hissettirmeni sağlar. Sanki ona güç vermişsin sanır ve sana zarar vermeyeceğini düşünür.
Заставить человека ощутить свою значимость, будто ты дал ему силу и не сможешь ему навредить.
Kendi başına parayı karşılayamaz.
Одному там не потянуть.
Etrafa karşı gerçek bir farkındalık gösteriyor.
- Ты, похоже, знаешь всё до мелочей.
Artık her zaman sana karşı müsait değilim.
Я больше не работаю только для вас.
Bak Sandy, ben de toplantımızın halka karşı sızmasından en az senin kadar üzgünüm.
- Слушай, Сэнди, я не меньше твоего расстроен, что наша встреча попала в прессу...
Büyük bir salonda karşıdan sana bakmayı seviyorum.
Я люблю смотреть на вас через большую комнату.
En yeni üyesi karşında duruyor.
Вы смотрите на новом члене.
Bu gece, başkan yardımcısı adayı, Birleşik Devletler'in First Lady'si ve en önemlisi bu büyük ülkenin vatandaşı olarak karşınızdayım.
Я стою перед вами в этот вечер в качестве кандидата в вице-президенты, в качестве первой леди Соединенных Штатов, и больше всего... как гражданин этой великой страны.
Karşı atağa geçecektir.
Он будет толкать назад.
Will bizzat karşınızda olmak isterdi ama bunun protokole aykırı olduğu bildirildi.
Будет жаль, что он может быть здесь сам... но мы были предупреждены, что идет вразрез с протоколом.
HANNAH CONWAY SONUÇLARI DEĞERLENDİRİYOR Will bizzat karşınızda olmak isterdi ama bunun protokole aykırı olduğu bildirildi.
Будет жаль, что он может быть здесь сам, но мы были предупреждены, что будет идти против протокола.
- Ona karşı çok "özenliydi"
- Он был внимателен к ней.
Annesine karşı duracağım.
Я с ней потягаюсь.
Teyzene karşı en iyi önlem.
Лучший союзник для защиты от твоей тетки.
Eğer onun ailemizin kıymetli bir üyesi olarak bizimle yaşadığını gösterirsek Burgonyada sana karşı ordu toplayamayacağını herkes anlar.
Покажем, что он живет с нами, что он не в Бургундии, не поднимает людей против тебя.
Çocuğun serbest olduğu yaygarasına karşılık, onu serbest bırakıyor.
Чтобы доказать, что мальчишка у нас, он его освобождает!
Bu, erkeklerin kulağına, "Kimsenin sevmediği Krala karşı ayaklanın!" diye fısıldayan bir veba gibi yayılan hastalık.
Будто чума... Распространяется и шепчет в уши : " Вставайте!
Teddy'nin kaçırılıp, bize karşı kullanılmasını senin plânladığını düşünüyor.
Он думает, ты хотела выкрасть Тедди.
İrlandalılar onları dostça karşılamışlar ve işgale hazırlanıyorlarmış.
Ирландцы встретили их с распростертыми объятиями. Они готовятся напасть.
Ama şimdi, bir ayağımız çukurdayken birbirimize karşı bir şeyler beslemeye cesaret edemez miyiz?
Но сейчас, на закате дней, почему бы нам не пожить для себя?
Ve Taht'a geçtiğimden bu yana bana karşı iş çeviren Yorklu kadın.
И с женщиной Йорков, которая всегда плела заговоры против меня.
Artık sana karşı gelen kimse yok.
Некому идти против тебя.
Kocasına karşı olur da kendi Hanedanlığı York'a sadık olur diye umuyordum fakat Kral Henry'i tahmin edebileceğimden daha çok seviyor ve ona sadık.
Я надеялась, что она восстанет против мужа, оставшись верна дому Йорков. Но король нравится ей больше, чем я ожидала. Она покорна ему ".
Ağa karşı savaşıyor.
Он пробивает сеть.