English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → ruso / [ K ] / Kayalık

Kayalık traducir ruso

156 traducción paralela
- Kayalık Dağlar'da avlandınız mı hiç?
- Вы рыбачили в Скалистых горах?
Arkasında da sarp kayalık var.
А за ним крутой склон.
- Bize tepenin kayalık tarafını bıraktılar.
- Оставили только скалистый склон.
İlerideki kayalık yapıyı görüyor musun?
Видишь ту возвышенность?
Yelkenleri iyice sağlamlaştırmak için kayalıkların arkasına demir attık, şimdi yeni gelgit'i bekliyor.
Здесь, за деревьями, только и ждет ближайшего прилива.
Kayalık bir kıyıdan geçerken, başkalarını da gördük.
Как-то, возле известнякового берега реки, мы столкнулись с одним.
Deniz kabuklarından, yosunlardan, aşılmış okyanusların biriktirdiği kırıntılardan oluşan sığ bir kayalık.
Да. Коралловый риф. Пена, ракушечник, следы всех океанов, которые он пересек.
Bu kayalıklara sen, kıyı mı diyorsun?
Ты называешь эту скалу берегом?
Kum tabakası, kayalık.
Слой песка, каменные образования.
Her yerde kayalık ve gölcükler var.
Скалы и озёра.
Kayalıkların arkasında bir ışık gördüm.
Я увидела вспышку за одной из скал.
Kara Kayalıklarda balık avlamaya çağır. Konuştuğumuz gibi.
Давай, пригласи его на рыбалку, на чёрные камни, как условились.
Kayalık bir mezar D'Amato için yapabileceğimizin en iyisi olur sanırım.
Каменная могила - лучшее, что мы можем дать Д'Амато. Да.
- İkiyüz mil kızıl kayalıklarla dolu.
Проскачешь 200 миль до красных камней.
Yalçın kayalıklı kıyıda.
На высокий берег на крутой.
Saat tam üçte kasaba binası önünde tekrar biraraya geleceğiz... ve sonra köyün içini ve kırsal alanı geçerek, ayinimiz için kutsal olan yoldan geçerek... kayalıkların altındaki kumsala gideceğiz.
Мы все снова соберемся перед ратушей ровно в 3 : 00... и затем пройдем через весь поселок... вниз, на берег к камням... по маршруту, который стал священным для нашего обряда.
Menton yakınlarında kayalık bir yere çarpmış.
Машина разбилась в скалистой местности в окрестностях Монтона.
Biri kayalıklara 1 mil kadar uzaktaki bir domuz ahırında ışık gördüğünü söyledi.
Кто-то сообщил, что видел свет недалеко от свинарника в миле от скалы.
Harita da doğruluyor, beş milden önce de kayalık yok.
И по картам то же. Ни одного рифа в районе пяти миль.
Küçük bir kayalık için büyük bi isim.
Большая честь для этой груды камней.
Bundan kurtulsanız bile, sarp, kayalık bir uçurumdan kurtulamayacağınızı söylüyor. Ve, Borgo geçidinde ışık birdenbire çatallanır toprak göklere doğru yükselmeye başlar ve sonra düşer.
Он говорит, что на перевале, на перевале Борго внезапно появляется свет, земля начинает подниматься к небесам и внезапно падает вниз.
Ve dünyada bulunan krallar ve büyük adamlar ve zenginler, ve varlıklı olanlar ve güçlü ve özgür olan her kişi kendilerini mağaralara ve dağların arasındaki kayalık yerlere saklamışlardı. Ve dönüp dağlara ve kayalara dediler ki, "Üzerimize düşüp bizi şu an tahtta oturan hükümdarın varlığından kurtarın."
И цари земные, и вельможи, и богатые, и тысяченачальники, и сильные, и всякий свободный скрылись в пещеры и в ущелья гор и говорят горам и камням :
Her Viking uzay aracındaki kamera bir tür kayalık çölü ifşa ediyordu.
Камеры на обоих Викингах показали нам каменистую пустыню.
Dahası Venüs kayalık ve metal barındıran hidrojen fakiri bir gezegendir oysaki Velikovsky geldiğini düşündüğü yer olan Jüpiter hidrojen dışında neredeyse hiçbir şey barındırmaz.
Кроме того, Венера - планета из камня и металла, и содержит мало водорода, в то время как Юпитер, откуда, по мнению Великовского, прибыла комета, почти весь состоит из водорода.
"Gelibolu'nun kayalık yamaçlarında kahramanlıklarını gösterdiler."
Галлиполи и показали себя настоящими героями ".
Zemin kayalık, hem Afganlara metresine 50'den fazla vermiyorlar.
Земля скалистая, а афганцам не хотят платить больше 50 за метр.
Kayalık zemin için uygun olacağını düşünmüştüm.
Я счел ее уместной, учитывая скалистую местность.
Fakat doktor içinin ova değil de tohumlarımın tutunamayacağı kadar kayalık arazi olduğunu anlattı.
Но доктор объяснил, что внутри ее - каменистое поле, где моему семени негде прорасти.
Kayalıklara ulaştık.
- Приближаемся к массиву.
Kont, Cebelitarık kayalıklarını dolaşarak geçmek zorunda ki oraya bir gözcü gönderdik.
Граф, видимо, проходил в это время через Гибралтар.
Üçüncü sırada. Sarp kayalık ve uçurumların üzerindeki rüzgar.
- Номер три ветер скалистого берега
Tam da alan sayılmaz ama çoğu yerden daha az kayalık bir yer.
Не совсем поле, на самом деле, там просто мешьне камней, чем в остальных местах.
"Uzun kollu gömleğimle gölün kayalık sahilinde yürürken..."
"Я иду по берегу пруда, закатав рубашки рукава...."
Hey sen, kayalık, uyan bakalım!
Эй, Каменный, подъем!
Uh, Kayalık?
Э, Камушек?
Küçük bir kayalık için büyük bir isim.
Большая честь для этой груды камней.
Çocukluğunda, bir kayalık üzerinde kızağa binmek isterdi
Когда она была маленькая, то непременно хотела скатиться с горы на санках задом наперёд.
Niagara Şelalesi, Kanada Kayalık Dağları ve birkaç yüz kilometre sonra Anchorage.
Hиaгapcкий вoдопaд... B Кaнaдcкиx Cкaлиcтыx горax, и тогдa этo толькo нecколько cот миль до Aнкоpиджa.
Kanada Kayalık Dağlarında Alkali Gölü'nde terk edilmiş bir askeri üs vardı seni onun yakınında bulduk.
Ha озeрe Алкaли в Кaнaдcкиx Cкaлиcтыx горax eсть зaброшeнный воeнный лaгepь, близко oт того мecтa, гдe мы тeбя нaшли.
Kayalıklardaydık.
Мы были на скалах.
Kurtuluş yolu, kayalık bir yoldur.
Путь к искуплению тернист.
Kilometrelerce uzanan berrak kumsallar, güzel kayalıklar, ışık saçan şelaleler...
Бесконечные километры кристаллиновых пляжей, перепады рифов, биолюминисцентные водопады...
Kayalık yerde ve su altında direklerin olduğu yerde sörf yapmayın yazıyor.
Послушай, что они пишут :.. ... "Никогда не катайтесь на волнах вблизи скал или погружённых в воду свайных сооружений".
Pekala. Kız karada bekleyecek, ve yengeç ise pis, kayalık, korkunç yerleri keşfedecek.
Девушка ждущая На прекрасном берегу моря, и только мерзкие крабы лазят, бесчуственные, ужасные.
- Ya da kayalık işaretidir.
- Или риф-буй.
Bu kayalıklarda acemi bir dümenci ve erkeklerden... hoşlanmayan, aksi bir baş subayla epeydir sıkışıp kaldım, ama kendimi kontrol etmeye gayret edeceğim.
Я завяз в этом болоте с неопытным навигатором и сварливым старшим помощником, который не выносит людей, но я постараюсь сдержаться.
Tuzakları kontrol etmeye gittiğimde, kestirmeyi kullanmak istedim ve doğrudan kayalık bölgeye geçtim.
Когда я отправился проверять ловушки, я хотел срезать угол и пошел через горы.
Şimdi onur konuğumuzu takdim ediyorum, bu adam... kayalık Maine sahillerinden Kaliforniya'daki Golden Gate'e kadar adını duyurdu.
А, губернатор! Как настроение?
Çok kayalık. Bu taraftan gitmek çok daha kolay.
Эта дорога гораздо лучше.
Kayalık?
Камушек?
Ama "Kiraz Vadisi" nden "Büyük Kayalıklar" a kadar kıyamet kopacak!
Плясать на свободе!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]