Kişisel bir şey değil traducir ruso
244 traducción paralela
Kişisel bir şey değil.
Ничего личного.
Bu kişisel bir şey değil.
Ничего личного.
Ama kişisel bir şey değil.
Присядь.
" Bu kişisel bir şey değil, anlarsın, ama yapılmak zorunda.
"Ничего личного, сам понимаешь, но нужно это сделать."
- Vay canına. Bak bu kişisel bir şey değil. Yapmamı istediğin şey fazla ticari olduğu için.
Не обижайся, Сантос, но ты увяз в продуктах питания.
Kişisel bir şey değil Chris, ben...
Ты меня извини, Крис, но...
Kişisel bir şey değil ama polis tarafından aranıyorsunuz.
Я не против вас, но вас ищут власти.
Kişisel bir şey değil. Mantıklı bir şey değil. Her zamanki durum işte.
Ничего личного, ничего логичного, один только бизнес, как обычно.
Seni merak ettik.Kişisel bir şey değil.
Мы волновались. Я не против этого человека.
Bak, bu kişisel bir şey değil.
Ќичего личного, правда.
- Hadi, kişisel bir şey değil.
Ќичего личного. Ќичего личного?
Delirdiğin içn üzgünüm, ama bu kişisel bir şey değil.
Мне жаль, что ты зол. Но это - бизнес. Ничего личного.
Bak, kişisel bir şey değil.
Hичeгo личнoгo.
Yani, kişisel bir şey değil.
Здесь нет ничего личного.
Kişisel bir şey değil. Oh, ben Dr. Klenstein.
- Oн oтмeчaeт мoи пoceщeния.
Kişisel bir şey değil,... sadece bu gemiyi senden daha iyi tanıyorum. Senindir.
Ничего личного, просто я знаю корабль лучше вас.
Merak etme, kişisel bir şey değil.
Не беспокойся. Ничего личного.
Bunu bana nasıl yaparsın? Kişisel bir şey değil.
Как ты могла?
- Bu, kişisel bir şey değil... Sana güvenemem.
Ничего личного, Джорджия.
Bu kişisel bir şey değil ve kimseye zarar vermiyor tam da istediğim şey.
Это не для личной выгоды ; всё вписывается в рамки "не навреди".
Kişisel bir şey değil Henry her zamanki tavrıdır.
Уж такое дело, Генри. Из-за него все на нервах.
Bu kişisel bir şey değil.
Не обижайся.
Affedersiniz. Sizi aramalıyım. - Kişisel bir şey değil.
Простите, но я должен вас обыскать.
- Kişisel bir şey değil.
- Я не имела в виду вас лично.
Kişisel bir şey değil, yani bu kişilere büyük bir yakınlık duyuyorsan.
Не хочу вас обидеть. Вдруг вы относитесь к таким людям с симпатией.
Kişisel bir şey değil, arkadaşım.
И ничего личного, приятель.
Aynı kuralları bütün öğrencilerime uygulamak zorundayım yoksa adil davranmış olmam. Bu kişisel bir şey değil.
Я должен применять одинаковые стандарты ко всем моим студентам, иначе я действительно не справедлив.
- Kişisel bir şey değil.
- Тут ничего личного.
Bu kişisel bir şey değil Grace.
Нет. ничего личного. Грэйс, ничего личного. Я просто...
- Bak bu kişisel bir şey değil -
- Послушай, дело не в вас- -
Bu kişisel bir şey değil Tobi.
Не обижайся, Тоби
Bu kişisel bir şey değil.
Это не личное.
Kişisel bir şey değil bu.
Здесь нет ничего личного!
Biliyorsun. Kişisel bir şey değil bu.
Ты знаешь, ничего личного.
Kişisel bir şey değil. Sadece bir fetiş.
Ничего личного.
Bree, kişisel bir şey değil, ama müşterilerimle asla sosyalleşmem.
Бри, ничего личного, но я никогда не общаюсь с клиентами.
Bu kişisel bir şey değil.
Я не против лично тебя.
Kişisel bir şey değil, Tony.
Томми, личные отношения тут ни при чем.
Afedersin, bu kişisel bir şey değil.
Прости, Хулио, ничего личного
Affedersin? Kişisel bir şey değil, ama tütün alkolden biraz daha az popüler.
Ты не обижайся, но табак сегодня разжигает страсти посильнее алкоголя.
Kişisel bir şey değil. Ben kimseyi sevmem.
Ничего личного, мне никто не нравится.
Bu kişisel bir şey değil sadece çalıştırıyorum.
Здесь нет ничего личного, мы просто репетируем.
- Lütfen anla, kişisel bir şey değil bu.
Пойми, Чев. Ничего личного.
Kişisel bir sorun. Acil bir şey değil.
У меня личное дело к нему.
Kişisel bir şey değil.
Ничего личного
Kişisel bir şey değil.
Ничего личного. Ты так заботишься о нём, Рэндал.
Esrar Satıcılarıyla Dolaşmaz! - Kişisel bir şey değil.
Ничего личного.
Kişisel bir şey değil.
Здесь нет ничего личного.
Kişisel bir şey değil, Terri...
Терри, я не тебя имела в виду.
Kişisel bir şey söylesem bozulmazsın değil mi?
Можно я скажу что-то личное?
Bu kişisel bir şey, şey değil...
Дело только во мне... Это не...