Knock traducir ruso
55 traducción paralela
- Ayakkabılarını çıkar.
- Knock От обуви.
Milhouse, "knock, knock" şakalarını biliyor musun?
Ну, Милхауз, знаешь какие-нибудь убойные шутки?
- Knock knock.
- Тук-тук.
Don't knock a multi-platinum single.
Нам не добиться платинового диска.
Hey, kes şunu!
Hey, knock it off!
Tijuana, onu 5. round'da knock out etmiştim.
Тихуана, я отправил его в нокаут в 50-ых.
Mouffetard, Bondoufle, Pontault - Combault, Marolles en Hurepois de Mandelieu la Napoule ve Knock le Zoote.
Marolles-en-Hurepoix, Mandelieu La Napoule и Knok le Zout
Kapı çalmaz mısın?
Knock much?
Eğer duyarsa, her şeyimi...
If he hears, he'll knock all... Если он услышит, то...
Natsu'nun "Knock On?" ile röportajı var. Kenji'yi arayıp bununla ilgilenmesini söyleyebilir misin?
Интервью Натсу для "Knock On?" Не могла бы ты позвонить Кендзи и попросить его проконтролировать это?
Ustanın dediği gibi "Mama said knock you out!"
Говоря словами мастера : "Мама сказала : выруби всех!"
Knock, knock.
Тук-тук.
The Good Wife.S04E05 "Waiting For The Knock"
4x05 - Waiting for the Knock -
İşte geldi.
[Knock at door] Это он.
Williamsburg'teki komşular gece yarısından sonra gelirler mi?
[Knock at door] В Уильямсбурге соседи звонят посли полуночи?
Los Angeles Strangler Ekibi'nden, Do Knock.
Тук-Тук, "Душители ЛА".
- İlk olarak Do Knock.
Первый
- Sen nasılsın, Do Knock?
- Как дела, Тук-Тук?
Do Knock ve Rooster, şaşırtıcı, şaşırtıcı.
Тук-Тук и Задира, какой сюрприз.
Yo, Do Knock'tan daha büyük sorunlarım var.
Тук-Тук - просто дерьмо!
Rooster ve Do Knock'un arasındaki sorun ne?
Что с Задирой и Тук-Туком?
Ne yaptığını sanıyorsun, Do Knock?
Ты что делаешь?
Ama şunu söyleyeyim, daha önce hiç böyle bir durumda kalmamıştım. Do Knock, benim yerimde sen olmalıydın.
Не мне надо бы уезжать, а Тук-Туку.
Flipz ve Do Knock ilk seferde öğrendiler mi? Evet.
- Сальто и Тук-Тук готовы?
Bu kadar yuhalamanın ortasında, Rüya Takımı'nın yeni kaptanı Do Knock, gösteriyi başlatıyor.
Под улюлюканье новый капитан команды начинает выступление.
Fuel, Do Knock'a meydan okuyor!
Огонь вызывает Тук-Тука.
Do Knock!
Тук-Тук!
Do Knock tek elle püskürtme ile cevap veriyor!
Он отвечает движениями на одной руке!
Bu bir son değil, Do Knock.
А это не конец.
İlk olarak mavi köşede, kendi markasını kullanan, yeşil şortlu, 79 kg ağırlığında, Pittsburg, Pensilvanyalı faizsiz uygun fiyata araba satıcısı, McDonnem galerisi ve Knock-out restoranı sahibi.
Представляем боксера в синем углу, на нем фирменные зеленые трусы, его вес - 79 кг, он родом из Питтсбурга. Да, Малыш! "В автосалоне Малыша Макдоннена нулевой кредит отправит вас в нокаут".
Knock knock, steve.
Тут-тук, Стив
Dürüst Abe, ben knock out edebilir miyim?
Честный Эйб, можно я его пну?
Yani, mobilyaları devirecek ve çerçeveyi havada uçuracak kadar acımasız.
I mean, brutal enough to knock over furniture, and send pictures flying.
Bay Resnick?
[Knock on door] Мистер Резник?
When you knock on my door... ♪ Oh, I'm so proud of you, yes! Yeah!
Я очень тобой горжусь.
Tekrar Knock.
Постучи ещё.
Virüs yerleştirdiyse nereyi isterse yok edebilir.
If he planted the virus, he can knock out whatever he wants.
Bir keresinde "yanlış kapı" numarasıyla görmüştüm.
Well, actually, I did the old knock-on-the-wrong-door routine one time.
İşteydim. "Knock Knock Knock" tema haftaları düzenliyor.
Я была там. "Тук-Тук-Тук" решили попробовать тематические недели.
Müdüre Knock Knock Knock adına çalışan herkesten iyi olduğumu söyleme cüretinde bulundu.
Она имела наглость сказать управляющему, что я лучшая горничная, которая когда - либо работала в "Тук-Туке".
Knock, knock, knock.
Тук-тук.
Knock Knock Knock ekip şefiyle evlendiğinde karşılayabileceğin türden bir ev.
Такое, какое можешь себе позволить, когда ты женат на новом начальнике бригады "Тук-тук".
Ve Knock Knock Knock'ta herkese kişisel ihtiyaçları için yemek molalarında ekstradan 15 dakika verdim.
И я заставила "Тук-тук" дать всем дополнительные 15 минут к обеду, чтобы они могли уладить личные дела.
Sonra ben gelip seni yere yığacağım.
Then I come out there and I... ( grunts )... knock you out.
Knock Knock Knock marketinde en düşük fiyatlar, en tatlı üniformalar, ve... biz de yunus balıklarından nefret ediyoruz.
У нас в "Тук-Туке" самые низкие цены, самые розовые униформы, и... мы тоже ненавидим дельфинов.
♪ Oh, honey, when you knock on my door... ♪
О, милая, когда ты стучалась в мою дверь...
- Keyfine bak.
Knock yourself out.
Bırakın bakalım onu.
Knock it off.
En azından kapıyı çalamaz mısın?
Can't you at least knock?
Do Knock, Rooster'ı kıskanıyor.
- Тук-Тук завидует.
Ben Will. Dakota?
[knock at door]