Knows traducir ruso
92 traducción paralela
Biliyordu annesinin uyarısını
Knows her mama done told her
"Nobody Knows" ( Kim Carnes )
( ( музыка ) "Никто не знает" от Кима Карнеса )
Ama sanırım bu işler böyle. Ve bu hikâyenin nasıl biteceğini sadece cennet bilir.
" And how this story ends only Heaven knows
Sanırım bu hikâye meleğimin nerede olduğunu sadece cennetin bildiğini gösteriyor.
"As I guess this story shows " Where was my angel then... "... only Heaven knows
Sadece cennet biliyor.
"Where was my angel then... "... only Heaven knows "
- Bak, herkes bunu biliyor.
- And look, everybody knows it.
Hissedarlara karşı sorumluluğumuz olduğunu düşündüm ve durumun ne kadar kötü olduğuna inanamazsınız.
Я знал, что у нас есть ответственность перед акционерами... I thought we had a responsibility to the stockholders и Бог знает, что вы не сможете поверить, насколько плохой была ситуация. ... and God knows you cannot believe how bad the situation had been.
"Bu konuda bir şey bilen bulduğumuz tek yer Cornell Havacılık Laboratuvarı."
Он сказал, "Единственное место, где мы сможем найти тех, кто знает всё об этом... He said," The only place we can find that knows anything about it это "Корнэлл Аэронаутикал Лэбс". ... is Cornell Aeronautical Labs. "
Orada olduğunu başkası bilir mi?
We don't know exactly what he knows, But he certainly knows a lot.
Çeviri :
[Psapp : Nobody Knows]
Mitchell konusunda andavallık ettim ve bu çocuk da büyüdüğü zaman kim bilir ne kadarını hatırlayacağım.
And I was an idiot with Mitchell, and by the time this guy gets old enough, who knows how much I'll remember?
# Sensiz nasıl olduğumu yalnızca Tanrı biliyor...
God only knows what I'd be without you...
# Sensiz nasıl olduğumu yalnızca Tanrı biliyor
God only knows what I'd be without you
# Sensiz nasıl olduğumu yalnızca Tanrı, yalnızca Tanrı biliyor
God only knows God only knows what I'd be without you
Meg, herkes bilirki kuş uçar!
Мэг, everybody knows that the bird is the word!
Biraz heyecan için neler yaparsın kim bilir.
Who knows what she'd do for a quick thrill.
Bilerek ya da bilmeyerek bu insanlara yardım ediyor ve bu babanım şu anki görevinde kabul edilemeyecek bir durum.
Whether he knows it or not, he's helping agitators who would like nothing more than to see your father fail at his current mission.
Burada olduğumuzun farkında.
It knows we're here.
Peki, onu gemiden atmak zorunda kaldığımda ne düşüneceksin? Onu bir kaya parçasına bırakacağım ve yaklaşıyor biliyorsun, o da biliyor.
So how are you going to feel when I have to drop her off this ship, put her on some rock, and you know it's coming, she knows it's coming.
Benim hakkımdakileri başka kim biliyor, Richard?
Who else knows about me, Richard?
Bakalım neler biliyormuş.
Let's see what he knows.
Ritüelleri ezbere biliyor.
He knows the rituals inside out.
Biliyor.
It knows.
Brauer ağımıza girdiyse eline ne geçirdiğini Allah bilir.
If Brauer got in our network, who knows what he has.
Annemle konuş, o ne yapacağını söyler sana.
Talk to my mom, she knows the drill.
Kim bilir daha neler yazıyordu?
Who knows what else was in there?
- Yazın birini, fark etmez.
Just pick one. Nobody knows the difference.
Bu dünyadan adımızı ve çocukluğumuzu bilen bir kişi daha göçüp gitti.
So there's one less person on this earth who knows our name, who remembers our childhood.
Hayatında bir sürü pişmanlık yaşamış ve yalnızlığın ne olduğunu bilen biri olarak hayal ediyorum.
I imagine he's a man who knows what it's like to be alone. To live life with a lot of regret.
Belki birimiz Ferrari'si olan birini tanıyoruzdur.
Maybe one of us knows someone with a Ferrari?
Aslında işini biliyor.
That just means she knows what she's doing.
Kimbilir kim çağrı atmıştır...
Lord knows who paged.
Her yıl karım beni yalnız bırakmak istemedi... ama torunlarımızla... geçirecek kaç tatilimiz... kaldığını... kim bilebilir ki?
Every year, my wife doesn't want to leave me behind, but... but who knows how many holidays we have left to... to spend with our grandkids?
Sen, ben, tanrı ve herkes biliyor ki bankalar devletten faizsiz kredi almadan ve para kaybettiklerinde devletten aldıkları kurtatma paketleri olmadan öğlene kadar sağ kalamazlar.
You and I and God and everybody knows that the banks couldn't survive until lunch without zero interest loans from the government and bailouts when they bet a hard eight and lose.
Bahse girerim biliyordur.
Oh, I bet you my brother knows.
- Evet anne.
-'Cause lord knows
Biz insan değiliz zaten.
God knows we're not people here.
Onu bulabilirsek ve belki bir af teklifi götürürsek belli mi olur?
If we can find him or her, offer some amnesty, who knows?
Lütfen her şey bitmişken, kimse de bilmiyorken her şeyi berbat etme.
Please don't ruin everything, not when it's over and doneand nobody knows.
- Büyükannem biliyor.
Granny knows.
Nasıl nazik olunacağını biliyor ama.
He knows how to be kind, Mr Barrow.
Tam olarak ne olduğunu söylemiyorum ama, onda bir şeyler var, sanki, o - o bir şeyler biliyor.
I can't put my finger on it, but there's something going on with her, like she- - she knows something.
Ama bu adayı avucunun için gibi bilen biri için- -
But for somebody who knows this island like he knows his own name...
Kimse ona ne olduğunu bilmiyor... No one knows what happened to it... ya da benim büyük-büyük-büyük herneyse büyükbabam Lachlan'a.
Никто не знает, что произошло с ним или с моим пра-пра-пра-и так далее - дедушкой Лакланом.
We're not sticking our heads up to go after some Russian John Q barely knows exists.
Не будем высовываться из-за какого-то русского, о котором никто не знает.
Harvey Knows Best, Sweeter Lady, Champagne Flute.
Харви Лучше Знает, Сладкая Леди, Шампанская Флейта.
En iyi tarafını, insan tarafın bilen ve hâlâ yaşayan bir tek ben varım.
I'm the only thing alive that knows the best part of you, the human part.
Kimse işleri batırdığımı benden daha iyi bilemez.
Nobody knows I messed up more than I do.
Kim bilir? "
...... кто знает? "... who knows? "
- Her şeyi biliyor.
She knows everything.
Akşam yemeğinde ne yemek istersin?
- Да. ♪ everybody knows this is how the story goes ♪ Эй!