Soğuk traducir ruso
8,698 traducción paralela
Diğerleri gibiyse uyuşturucudan veya kulüp kaynaklı bir şey yüzünden kalbi durmuştur. Soğuk ve terli.
Если она всё так же, как и с другими, то её сердце остановилось из-за наркотика или чего-то связанного с клубом.
Sanırım sadece soğuk algınlığı.
Думаю, это просто простуда.
Soğuk algınlığı gibi başlıyor
Оно начинается как простуда.
Soğuk füzyon teknolojisi.
Cold fusion technology.
Soğuk algınlığım yok.
У меня не простуда.
- Soğuk ama dışarısı.
Там холодно.
Soğuk Savaş giderek ısınıyor.
Холодная война закипает.
Şu an için soğuk savaş olabilir.
Кому-то кажется, градус низок.
Ulusal güvenliğin gidişatı ve soğuk savaşın kızışması hakkında.
Про национальную безопасность. И обострение холодной войны.
Babamı savunacak olursam, su çok soğuk olduğundan öyle oldu.
В его оправдание могу сказать, что вода очень холодная.
Soğuk seni öldürecek. Tabii bu konuda bir şey yapmazsan.
Холод убьет тебя первым, если только ты не сделаешь что-нибудь.
Çok soğuk.
Здесь холодно.
Son zamanlarda çok soğuk.
С ним что-то происходит. В последнее время он дистанцируется.
Silahı soğuk bir ortamda baskıdan çıkarmayı denediniz mi?
Вы пытались напечатать пистолет при низкой температуре окружающей среды?
Evet, dondurucunuzun içi soğuktu ; ama - 196 derece Santigrat kadar soğuk değil.
В холодильнике было холодно, но там было не - 196 градус по Цельсию.
Kızın, onu benim soğuk, ölü ellerimden almak zorunda kalacak.
Твоей подруге придётся вырывать его из моих холодных мёртвых пальцев.
Kızılötesini açmak için çok soğuk burası.
Я слишком холодный, чтобы срабатывали инфракрасные датчики.
Buna bir defa basarsan soğuk suda yıkar.
Так. Нажмёшь один раз - пойдёт холодная.
Birkaç yıl önce soğuk girmemesi için kapatılmıştı.
Пару лет назад его запечатали из-за дождей.
Tracy, soğuk girmemesi için tavan penceresinin kapatıldığını söylememiş miydin?
Трейси, ты сказала окно запечатано ради водозащиты.
Soğuk...
Холодно...
Ama burada şu anda, Soğuk Savaş zirvesinde.
Но здесь и сейчас — самый разгар холодной войны.
Bu hapishane çok soğuk.
- В этой тюрьме очень холодно!
Evet dışarısı da soğuk.
- Конечно, на улице холодает.
Tamam dışarısı da soğuk ama ben soğuğu hapishanede yaşıyorum.
- Да, но в самой тюрьме тоже холодно.
Bu yüzden, ben Dawn ile uğraşırken siz bunu soğuk tutmalısınız.
Поэтому, ребята, вы должны остаться здесь и охлаждать его, пока я занят с Дон.
O soğuk çelik kapılar arkamdan kapanınca kendimi çok yalnız ve umutsuz hissetmiştim.
После тех холодных стальных ворот, закрывшихся за мной, я стала так одинока и безнадежна.
Burada bu iş olmaz, hava bok gibi soğuk.
Я не собираюсь делать это здесь. Чертовски холодно!
- Soğuk yemekler.
- Мило. - Да. - Это будут закуски.
Bize eğer o gece o kadar soğuk olmamış olsaydı onun iyi olabileceğini söylemişlerdi.
Нам сказали, что с ней всё бы обошлось, не будь это самой холодной ночью года.
Morgun bundan daha soğuk olması gerektiğinde eminim.
Уверен, в морге должно быть прохладнее.
İlk baş soğuk su dinlenmesine ihtiyacınız var.
Вам нужен холодный замочить сначала.
Soğuk ve dengesiz ablasıyla tek başınaydı.
И всем заправляла только её старшая сестра, бездушная и неакдекватная сестрица.
Kuwakaribisha kızları da nerede? Ellerinde soğuk limonata ve havlularla bizi karşılarlardı.
А где же малышки кувакарабиша с жаркими объятиями и холодным лимонадом?
Evimde tatlımla beraber soğuk bir birayı ve iyi bir maçı yeğlerim.
Я вполне счастлив дома со своей девушкой, холодным пивом и хорошей игрой по ящику.
Elime soğuk bir bardak aldım bile.
Холодная кружка уже у меня в руке.
Peki Reichenbach Şelalesi'nde ölümün soğuk elinden kurtulmayı başarabildi mi?
Ему удалось спастись из лап смерти в Райхенбахском водопаде?
Gözümü üzerine doğrultmadan önce cehennemde soğuk bir gün yaşarsın diye düşünmüştüm.
Я думал, скорее ад замёрзнет, чем я снова тебя увижу.
Soğuk, hiç olmadığım kadar soğuk.
Холодно... до чего же холодно.
Hepsi soğuk ve ölü gibilerdi.
Они холодные, мертвые внутри.
Dünyanın en soğuk şehri.
Это самое холодное место на земле.
Aynı zamanda kenarda kalmış ve soğuk.
Настойчивый, но не очень.
Saat geç oldu, hava karanlık ve soğuk.
Уже поздно, и, э-э, вы знаете, темно и холодно...
Hoş ve soğuk olacak. Miami gibi bunaltıcı değil.
Кстати, у нас тут холодно – это тебе не Майами.
Çok mu soğuk?
Холодно?
Yoksa bir şeytanın göğsünden soğuk süt müydü Elizabeth Gadge?
Или оно было холоднее, чем в аду, Элизабет Гейдж?
O şekilde kahverengi bir şapkam var. Kış ve soğuk için.
У меня есть коричневая шляпа.
Bana bir buğday birası. Soğuk olsun.
Эй, немецкого пива и похолоднее.
İflah olmaz, acınası soğuk katil halini.
То, что ты унылый... жалкий... хладнокровный убийца.
Soğuk acımasız bir vakumun içinde yüz binlerce ışık yılı yolculuk yapmak evimizi, tarihimizi arkamızda bırakmak istediğimizi düşünüyorsun.
Что мы хотели преодолеть сотни тысяч световых лет в суровом, холодном вакууме, что мы хотели покинуть дом, забыть свою историю.
- Suyun soğuk olduğunu sandım.
Успокойся, любимая.