Tuttum onu traducir ruso
253 traducción paralela
Kilitli tuttum onu sürekli. Nereye koymuştum onu?
Вот он свёрток и письмо Чунчо Муньясу.
Tuttum onu.
Я держу его!
Tuttum onu. Yere yat!
- На землю, живо.
Tüm gece kollarımda tuttum onu sisli, sırılsıklam çiğden uzak tuttum onu.
Её я всю ночь в объятиях сжимал Берёг от росы и туманов!
- Balık gibi tuttum onu.
- Пойман, как большая сентиментальная рыба.
- Ben tuttum onu.
- Держу его.
- Tuttum onu.
- Есть.
- Tamam, tuttum onu.
– Не надо, я сам.
- Tuttum onu!
- Крепче держи биту!
Hayatını düzene sokmana yardım etmesi için ben tuttum onu.
Я наняла для улучшения твоей жизни.
Yine tuttum onu.
Лови его.
Onu sıkıca tuttum, elimden bırakmadım. Ta ki... suyun içinde parçalara ayrılıp kar gibi eriyip gidene kadar.
Я держала его в руках, держала, держала пока... вода не размыла его на клочки и оно не растаяло, как снег.
Catherine'i ben tuttum ve sen... onu kendine yardımcı olarak işe aldın.
Я предпочитаю Катрин и её простоту вместо тебя.
Tamam, onu tuttum!
— топ машина! я его держу. ќстановитесь!
Onu defettim, kendimden uzak tuttum ve sonunda bırakıp gitti. Ama senin düzeltme şansın var. Hayır.
Я мучила его и в конце концов он ушёл, а у тебя ещё есть шанс всё изменить!
Onu tuttum ve yakaladım.
Он падал. Я схватил его, держал.
Onu bir ayı postuna sardım ve bütün gece kucağımda tuttum.
Я завернул его в медвежью шкуру и держал на руках всю ночь.
Onu tuttum.
Давайте держать ее.
- Onu tuttum.
Иди.
Yürü. Tuttum onu.
Я держу его.
Hillary çoktan yerde olup şöyle demeliydi : " Hey, onu ben tuttum.
Хиллари уже должна была быть там внизу типа " Эй, всё схвачено.
Onu tuttum.
Он у меня.
Oğlum ağlamaya başladı, bu yüzden onu tuttum,..... askerlere karşı çıkmadan, ama sakin bir şekilde..... oğluma orada olduğumu hissettirdim.
Он начал плакать, и тогда я попытался его удержать. Не для того, чтобы сопротивляться солдату, а просто... просто чтобы доказать сыну, что я еще тут.
Evet, ee, bildiğim çok kötü bir patenci kız, bu kitabın, küçükken en sevdiği kitap olduğunu söylemişti. Vee, ben de gözümü açık tuttum ve bir grup eski kitabın arasında onu buluverdim.
Одна моя знакомая пьяница сказала, что в детстве это была её любимая книга так что я смотрел в оба и нашёл её на развале старых кних.
Tuttum onu.
Я держу его.
Hayır, onu senin için tuttum.
Нет, Я хранил его для тебя.
Bunu kasten yaptın değil mi? Onu bugüne kadar nasıl hayatta tuttum sanıyorsun?
А как, ты думаешь, я заставила его выжить, прежде всего?
Onu tuttum.
Держу его.
Onu tuttum!
Держу!
Onu tuttum Lenny, Crockett'ı kurtar!
Я его держу, Ленни, спасай Крокетта!
Onu kendime yakın tuttum gözleri alev içindeydi.
Пpижимaю ее очeнь близко к ceбe взор еe пылaет.
Onu bunun için tuttum.
Для этого мы её и взяли.
Hayır! Kendim ve bu sahnede yapabildiğim şeyler ile değerim ölçülecek. Ve ben, Lizzie Barry, kendi ruhumun ateşini elimde tuttum, onu bir kalıba soktum ve onu olağanüstü bir şeye dönüştürdüm ve bu zaferi kazandım.
Меня будут ценить за то, что я умею делать на сцене, за то, что я, Лиззи Барри, вылепила из жара своей души и превратила в чудо, и тем прославилась.
Onu barda seni ayartması için tuttum.
Сказал ей разыскать тебя в баре.
O ölene kadar onu tuttum.
Я держу её крепко, пока она не умирает.
Onu tuttum!
Нашёл!
- Tamam, onu tuttum.
Поймал. Вот так.
Elbette onu laboratuvarda tuttum.
Естественно, оно хранится в лаборатории.
Onu tuttum.
Держу.
Çünkü Virgil'in portakal numarasını nasıl yaptığını öğrenmesi için onu ben tuttum.
Потому что я нанял его, чтобы узнать про фокус Верджила с апельсином.
"30 saat boyunca onu tuttum. Tamamen aynı şekilde.."
"Я продержал ее 30 часов, в точности так же."
"Onu 30 saat boyunca tuttum."
"продержал ее 30 часов"
Korkulukları sıkılaştırması için onu tuttum.
Закрепил перила, всё починил.
İlk önce onu bu şekilde tuttum.
Сначала я держал ее так.
Onu tuttum.
Отлично.
Onu tuttum, onu tuttum.
Вот. Держу. Держу.
Ailesine verilmiş bir sözüm vardı ve ben onu tuttum.
Я дал обещание ее родителям и выполнил его.
Böylece Jean-Francois'i tuttum ve onu altına ittim ve Jean-Francois'in bağırışlarını duydum.
Так что я хватаю Жан-Франсуа и бросаю под него, слышу как он восклицает, "Ах!"
- Hayır hayır onu yeterince tuttum zaten.
Нет, нет. Это я его задержала.
Kendimi, sana göz kulak olacak kadar yakın fakat Darken Rahl beni bulursa onu sana yöneltmeyecek kadar uzakta tuttum.
Я держался в стороне, присматривал за тобой, но не приближался, чтобы если ДАркен Рал обнаружил бы меня, он не смог бы через меня выйти на тебя.
Onu hep dengelerden uzak tuttum. + +
Я держал ее в постоянном напряжении.
onur 51
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onu bul 30
onun neyi var 30
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onu bul 30
onun neyi var 30
onu buldular 16
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu sevdin mi 31
onu ben buldum 23
onu bana getir 26
onu sevmiyorum 46
onu buldum 214
onun için 179
onu seviyorum 468
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu sevdin mi 31
onu ben buldum 23
onu bana getir 26
onu sevmiyorum 46
onu buldum 214
onun için 179
onu seviyorum 468
onu biliyorum 95
onu bilmiyorum 36
onu seviyorsun 78
onu seviyor musun 173
onu duydum 61
önüne bak 138
onu sevdim 104
onun yerine 89
onun da 23
onu geri ver 55
onu bilmiyorum 36
onu seviyorsun 78
onu seviyor musun 173
onu duydum 61
önüne bak 138
onu sevdim 104
onun yerine 89
onun da 23
onu geri ver 55