Type traducir ruso
39 traducción paralela
Başka türlü bir dolaşma olurdu belki.
A different type of hovering perhaps.
ama ben Victor Frankl'ın Man's Search For Meaning type'ından bahsediyorum şiddet ve terör ve ıstırap var burada, gerçek karanlık taraf.
А я говорю о таком типе насилия, страха и страдания какой описан у Виктора Франкла в "Человеке в поисках смысла".
Tracy Kelly'nin kan grubu A.
Tracy Kelly's blood type is "A"
Annesinin grubu A olmamalıydı.
His mother couldn't be type "A"
Çekici, büyüleyici, güzel E-Type Jag olurdu.
Заманчивый, завораживающий, красивый. Jaguar E-type
Fakat Enzo Ferrari E-Type'ı en güzel olarak tanımdı.
Но Энцо Феррари описывал именно E-type, как самый красивый из всех.
Ama yanıldı. Mart 1961'de Cenevre Motor Fuarı'nda E-Type, ilk gün yüzüne çıktığında anında sükse yaptı.
потому что когда E-type был представлен на Женевском автосалоне в марте 1961, он был хитом.
İlklerden ve üzeri açılan ilk E-Type modellerinden biri olduğunu biliyorum ama bakalım gaza basınca nasıl bir ses gelecek.
Я знаю его происхождение, Я знаю, что это самый первый E-type кабриолет, но я хочу выяснить как оно будет, если мы немного пошумим.
E - Type sosyete için bir harikaydı.
Маленький изумительный E-type стал неотъемлемым аксессуаром для сливок общества.
Roy Orbison, Charlton Heston, Count Basie.
Рой Орбисон, Чарлтон Хестон, Каунта Бейси. У них всех был Е-type Jag.
Küçük bir şirket olan Sussex tarafından yapıldı ve E-Type konseptine sahip.
Сделан в небольшой инжинерной компанией в Сассексе, похож на E-type.
Eğer birisi gelip bana E-Type Jaguar'da değişiklik yapacağını söylese "Aptal olmayın, içine edersiniz." der geri yollardım.
Если бы кто-нибудь пришел ко мне спросить разрешения на планы изменить Jaguar E-Type, я бы сказал нет, не глупите, выйдет только хуже. Но они этого не сделали.
Bir oyuncak için, tavanı olmayan bir araba için çok fazla fakat bu bir oyuncak öte
Автомобиль, у которого даже нет крыши. Но это - больше чем игрушка. Это - современный вызов для E-type
- Type, büyük olasılıkla Concorde dışında Britanya'nın yaptığı en son ve en güzel şey.
И E-type, за исключением Конкорда последняя из величайших вещей, сделанных в Британии
E-Type, Barcelona'da aşağılandıktan sonra ikinci olduğu için mutlu bir şekilde eve gelen cesur İngiliz değil.
E-type не храбрый британец, который рад придти домой вторым, он не будет унижен Барселоной. Он не помашет вслед Себастьяну Феттелю
Sebastian Vettel tarafından kolayca geçilen değil. E-Type'a bir kraliyet düğünü yapmasını söyleseniz,... misafirlerini Westminster Abbey'e minibüs filosu ile taşımaz.
Если вы попросите E-Type организовать королевскую свадьбу он не повезет их в Вестминстерское аббатство в веренице микроавтобусов
E-Type minibüsün ne olduğunu bilmez bile.
E-Type даже не знает, что такое микроавтобус Каждая страна имеет икону.
- Type'ın Concorde dışında... Britanya'nın yaptığı son ve en güzel şey olduğu hakkında?
Ты сказал кое-что что меня обеспокоило - за исключением Конкорда,
Gerçekten çok güzel ama nasıl olurda kusursuz, orijinal E-Type'dan 5 kat daha değerli olabilir ki?
Да, на него приятно смотреть, но как он может быть хуже в пять раз чем безупречный оригинальный E-type?
Herneyse, geçen hafta E-tipi Jaguarların şahane olan günümüz haline yorumlanmış şeklini inceledik
Итак, на прошлой неделе мы увидели современную интерпретацию Ягуара E-Type, которая была прекрасна.
Jaguar E-Type'ı kullanırken, arka penceresinde on yaşında bir çocuk olan bir station arabayı geçtim ve gözleriyle izleyişini seyrettim.
Я ехал на e-type Я заметил 10-летнего мальчишку в последнем вагоне метро и я следил за его глазами.
Bunun ne tür bir metal olduğunu anlayabilir.
He should be able to determine what type of metal it is.
- El yazısı daktilo stili büyüklüğünde ve şu ana kadar 50bin kelime okudum.
Его почерк размера courier type, и пока что я прочел 50 000 слов. - И?
Nerede kaldın be?
♪ You know you're just my type... ♪ эй, эй, где черт возьми ты была?
Asilerde Kalaşnikoflar, SVD Dragunovlar ve Type 50'Ier var.
У них "Калашниковы", винтовки Драгунова и китайские автоматы.
O öyle bir tipe benzemiyor, ama sen senin namın var.
She doesn't seem the type, but you, well, you got a reputation.
Bir tip olduğunu her zaman biliyordum.
I always knew you were the type.
Bir tip... Onlardan biri değil.
A type... not one of them.
Sen, akşam erkeğinin giysileriyle takılacak bir tipsin.
You are the type who likes to hang up her man's clothes for tonight.
Senin hastalığınla ilgili tecrübesi olan birine ihtiyacın var.
You need someone with experience in your type of injuries.
Sana federal bina tipi biriymişim gibi mi görünüyorum?
Do I look like the federal building type to you?
Kızı Estelle'in kan grubu AB pozitif ve karaciğer nakli için alıcı listesinde.
He has a daughter Estelle, blood type AB-positive, who's on the recipient list for a liver transplant.
Like baby-trapped-under-a-car type shit.
Типа "ребёнок-зажат-машиной".
- E-Type var istersen? - Öyle mi?
- Есть хорошая модель "Е".
Birkaç değişiklik var tabii.
Он даже основан на E-type, но есть несколько отличий.
Bence E-Type'a biraz daha saygı göstermeliyiz.
И я думаю, мы должны гордиться этим гораздо сильнее, нежели гордимся сейчас.
Ciddi miydin?
E-type был величайшей вещью которую сделала Британия.
E - Type'ın Ferrari'nin üçte biri kadardı Daha hızlıydı, daha iyi bir görünüme sahipti.
Приходит ли вам в голову что-то еще, сделанное нами, что можно было б назвать "потрясший мир"?
Dünyaya yerinden sallayan buna en yakın sanırım sadece Monty Python'ı sayabiliriz.
E-Type стоит треть от цены Ferrari, он быстрее и лучше выглядит.