Upset traducir ruso
16 traducción paralela
Sinirlisin, yorgunsun içeri gir de, yat biraz.
You're upset, you're worn-out Go inside, go lie down
- Pekâlâ, bakalım ne bulacağız bununla iligli.
When she came back from these appointments, she was upset. All right, let's see what we can dig up from that.
Oraya vardığımda senaryo okuyordu.
Uh... When I got there, she was reading a script, and she seemed upset.
Fark ettiyseniz çok üzgündü.
Did you notice how upset she was?
Bay Slade'in sana yaklaşması yüzünden kızmadın yani?
You're not upset, then, by Mr Slade making advances?
Kızmak mı?
Upset?
Kızların kalbini kırdın.
You upset the girls.
- Son görüştüğümüzde biraz üzüldüm.
- Well, I got upset last time we met.
- Sizi üzmek istememiştim.
- We didn't mean to upset you.
Sanırım kamyonun haczedildiğinde neden kızdığını biliyorum.
I think I might know why you were so upset when your truck was repossessed.
Even if she is trying to upset you, Seni üzmeye çalışıyor olsa bile buna izin veremezsin tamam mı? İstediği bu.
Даже если она пытается тебе насолить, ты не можешь ей этого позволить, поняла?
Yerinize başka birinin gelebilecek olması... -... sizi kızdırmadı mı?
Okay, and that didn't make you upset, that you were probably going to be replaced?
Sinirli bir şekilde gitti.
She took off upset.
Kafasında kurmaktan daha çok sinirliymiş gibi görünüyor.
Sounds like she was more upset than acutely delusional.
Henry'nin öğle yemeğine gidip üzgün döndüğünden bahsetmiştin.
You had mentioned that before Henry died, he had gone to lunch and returned upset.