Uzaklaşıyorlar traducir ruso
61 traducción paralela
Uzaklaşıyorlar.
Они уходят.
Uzaklaşıyorlar! Geri gelmezler umarım!
Они улетают... надеюсь - не вернутся...
Ve yağmur temizlerken tuzlu gözyaşlarını yanaklarından... kutsal bir dansla uzaklaşıyorlar... şafaktan ve de.. karanlık topraklardan.
Они танцуют, танцуют и уходят прочь от восхода... в тёмную страну, и дождь умывает им лица... и стирает соленые слёзы со щек.
- Oradan uzaklaşıyorlar.
Он летит прочь оттуда.
Çok yavaş uzaklaşıyorlar.
Они медленно удаляются!
Arabadan uzaklaşıyorlar.
Они отходят от машины.
Uzaklaşıyorlar, Kaptan.
Капитан, они улетают.
Gemi sürüsü ayrıldı Kaptan. Uzaklaşıyorlar.
Рой кораблей рассеялся, капитан.
Uzaklaşıyorlar!
Они уходят!
- Peşlerinden! Uzaklaşıyorlar!
Верхом или пешком?
Ne var? Uzaklaşıyorlar, değil mi?
Постой, они оба удаляются, так ведь?
Uzaklaşıyorlar.
Они уходят. Надо что-то придумать!
Uzaklaşıyorlar.
Они отходят.
Uzaklaşıyorlar.
Они улетают.
Uzaklaşıyorlar.
Они уходят!
Cylonlar uzaklaşıyorlar, efendim.
Сайлоны уходят, сэр.
Çocuklarım büyüyor ve benden uzaklaşıyorlar. Ve sanırım... artık bir değerim olmadığını hissediyorum.
дети растут и отдаляются от меня, видимо, я чувствую, что уже не нужен.
Uzanmak için acele etsen iyi olur, zira uzaklaşıyorlar.
Тебе лучше поторопиться если хочешь дотянуться и дотронуться до них они удаляются от нас все дальше и дальше
- Uzaklaşıyorlar, gidelim.
- Садитесь. Едем. - Вы видели?
Uzaklaşıyorlar!
Они улизнут!
Balinalardan uzaklaşıyorlar.
Они уплывают от китов.
Sonra, onun yakını olduğumu anlayıp benden uzaklaşıyorlar.
Было доказано, что он невиновен. И тут-то все и врубаются, что я действительно как-то связан с ним. И потихоньку так отваливают от меня.
- Uzaklaşıyorlar!
- Они убегают!
Yasim Anwar ve tanımadığımız bir erkek onu halının içinde dışarı çıkarıyor, ve minibüsle uzaklaşıyorlar.
Ясим Анвар и неизвестный мужчина тайно вынесли ее тело в ковре и увезли в фургоне.
- Uzaklaşıyorlar.
- Они уходят.
- Uzaklaşıyorlar!
- Они уходят!
Fakat hırpalanmış ve kanlar içinde o tren harabesinden uzaklaşıyorlar.
Но, потрясённые и окровавленные, они выживают в катастрофах.
Güvenliği sağlamak için, herkesin 1,5 km'den daha fazla uzakta olması gerekiyor bu yüzden pikap kamyonetlerle uzaklaşıyorlar.
В целях безопасности каждый должен быть более чем в полутора километрах - вот почему все они уезжают на своих пикапах.
Rush! Bir şeyler oluyor, dronlar uzaklaşıyorlar.
Что-то происходит, беспилотники меняют курс.
Kontrol sahibi olduklarını hissetmek istiyorlar ve sonunda, kazandıklarını düşündüklerinde, uzaklaşıyorlar.
Они хотят чувствовать, что они управляют всем, и в итоге, после того, как они думают, что они выиграли они просто уходят.
- Sonra... - ve sonunda, kazandıklarını düşündükleri zaman, uzaklaşıyorlar.
- И тогда я... - После того, как они думают, что они выиграли они просто уходят.
Sizden kuzey batı yönünde 2 km uzaklıktalar. Sınırdan uzaklaşıyorlar
Они в миле к северо-западу от вашей позиции, следуют в глубь страны.
Uzaklaşıyorlar!
Они удирают!
Sanırım uzaklaşıyorlar. Gitmemiz gerek.
Похоже, они собираются улетать.
Değiştiklerinden beri her geçen gün insanlıktan bir adım daha uzaklaşıyorlar.
Каждый день удаляет их все дальше от человечности, которая у них была когда-то.
- Uzaklaşıyorlar!
- Они улетают!
Bayan Kuklinski evden çıkıyor, arabaya biniyor ve uzaklaşıyorlar.
Куклинская выходит из дома и вместе с подругой отъезжает через 2 минуты.
Sesli bir şekilde tıslayıp ayağını vurman gerekiyor böylece uzaklaşıyorlar.
Ты должна очень громко зашипеть и топнуть ногой, чтобы они оставили тебя в покое.
Burada kaybettiğimiz her dakika, suçlular daha da uzaklaşıyorlar.
Мы тратим время впустую, а эта банда уходит всё дальше.
Sadece bulutları düşünüyorsun. Uzaklaşıyorlar.
Все ваши мысли - облака, уносимые ветром.
Hey, uzaklaşıyorlar!
Они улетают!
Sanki daha da uzaklaşıyorlar.
Кажется, что горы всё дальше.
Bizden uzaklaşıyorlar beyler.
Ребята, они уходят.
Sonra da uzaklaşıyorlar.
И они уезжают
Halk arasında yapmadığım bir şey için benden uzaklaşıyorlar.
Меня позорят за то, чего я не делала.
Eğer iki nokta çok yakınlaşırsa, ölüyorlar, eğer çok uzaklaşırlarsa, birbirlerine yakınlaşıyorlar
Когда две точки оказываются слишком близко - они погибают. Но если они слишком далеко, то их притягивает вместе.
Uzaklaşıyorlar.
Уходят!
Eğer iki nokta çok yakınlaşırsa, ölüyorlar, eğer çok uzaklaşırlarsa, birbirlerine yakınlaşıyorlar
Если расстояние между точками слишком короткое - они умирают. А если слишком большое - их притягивает.
Bağırıyorum kapatıyorlar biraz uzaklaşınca tekrar açıyorlar.
Прикрикну - убавят. Уйду - прибавят.
Oyalanmayı bırakın. uzaklaşıyorlar!
Стоп возиться, он становятся сейчас.
Gece uzaklaşırken dallardaki çiğ taneleri düşmeye hazırlanıyorlar.
На исходе темной ночи, росинка с ветки свесилась сонливо,
uzaklaşın 97
uzaklaş 262
uzaklık 23
uzaklaşma 31
uzaklarda 21
uzaklara 40
uzaklaşıyor 38
uzaklaş oradan 25
uzaklaş buradan 43
uzaklaş ondan 16
uzaklaş 262
uzaklık 23
uzaklaşma 31
uzaklarda 21
uzaklara 40
uzaklaşıyor 38
uzaklaş oradan 25
uzaklaş buradan 43
uzaklaş ondan 16