Uçları traducir ruso
959 traducción paralela
Evet, bunlar benim göğüs uçlarımın çoğunu kapatır.
Да, их почти что хватит, чтобы прикрыть мне соски.
Kızarık meme uçları, anlık klasik.
- Зудящиеся соски – чистая классика.
Planımız. Kızarık meme uçları.
Наш план - зудящиеся соски.
"... bahtiyar gün sisli dağın tepesinde parmak uçlarında duruyor. "
"... жизнерадостный день стоит на носочках на туманных вершинах гор. "
"... çünkü uzun boylusun ve bu sayede parmak uçlarımı çalıştırmış oluyorum! "
"Я люблю тебя, потому что ты высокий, и это заставляет меня вставать на кончики пальцев."
- Bak şimdi başparmak uçlarının şu şekilde kenetlenmesi gerekir.
Необходимо соединить самые кончики больших пальцев вот так.
El ve ayak parmak aralarından, saçlarının uçlarında ay ışığı çıkar.
И лунный свет разольется по твоим пальцам и волосам.
Gövdenin tepesinde bağlantı uçları arasında uzanan basit bir vibrör dili var.
На вершине корпуса - простой язычковый прерыватель между двумя клеммами.
anılar ve yarı unutulmuş güdülerden yaratıldı. Ve soyut duyguların.. ... gölgesinden çıkarak,... parmak uçlarımın mekanik gerçekliğinde hayat buldu.
Этот образ возник из моей памяти и полузабытых импульсов, вышел из тени абстрактных эмоций, и воплотился на бумаге при помощи механических навыков моих пальцев.
Farklı uçları uzlaştırmak zor.
И поэтому трудно примирить крайности.
gerçeği göklerin uçlarındaki formlar.
Действительность, это формы на вершине небес,
Aşırı uçları desteklemek için basını kullanmak.
Использовать прессу для экстремистской пропаганды.
Paulo, Vieira ve aşırı uçların başına ne geldi biliyor musun?
Ты знвешь, что даст пакт Виейра-Пауло-экстремисты?
Neşeli gün ise parmak uçlarının üzerinde, bekliyor dumanlı tepelerde.
В горах родился день и тянется на цыпочках к вершинам.
Sinir uçları hünerlice bağlanmış.
Каждое нервное окончание запечатано.
Sinir uçlarını stimüle et ve reaksiyonu tek tek izle, deneyin doğru olduğunda söylerim.
Стимулируйте нервные окончания и следите за физической реакцией, одно за другим. Я скажу вам, когда все будет верно.
Sinir uçları mühürleniyor.
Закрываю нервные окончания.
İçinde alkol olan bu türev, beyne giden sinir uçlarını öldürüyor.
Да, а это - производное, смешанное со спиртом. Просто притупляет некоторые нервные окончания.
- Meme uçların çok küçük.
– У тебя маленькие сисечки, да?
Öyleyse yüzünü duvara dön eğil ve ayak uçlarına dokun.
Теперь становитесь лицом к стене нагнитесь и дотроньтесь руками до пальцев ног.
Parmak uçlarında böyle bir güç olması nasıl bir duygu?
Что ты чувствуешь, обладая такой властью?
Sen de 10 yıI sonra göğüs uçlarınla top oynarsın.
Через десять лет ты своими сиськами в футбол играть будешь.
Lambalar, ok uçları, sikkeler...
Лампы, наконечники стрел, монеты...
Gökten bir gökkuşağı yakalayıp... uçlarını bağlayacağım... birbirine.
"я возьму радугу с неба..." "и свяжу ее концы..." "вместе."
Omurga sinir uçları bağlantılarını tarıyorum.
Теперь осмотрим область позвоночника через оптоволоконный конектор спинного нерва.
Nehirler bu parçaları kıtaların uçlarına taşıyarak kum, taş ve çamur formunda depoladı.
Реки несли их вниз к границам континентов где они осаждались в виде песка, гравия и грязи.
" İşte orada parlak yeni ay bu evrede normal olarak uçları doğuya bakıyordu.
" Сегодня был яркий молодой месяц, и, как всегда в этой фазе, его рожки были наклонены на восток.
Cevabı bulmak için hurafelere değil, saf bilim yolu ile evrendeki materyalin hacmi ya da kozmosun uçlarında ne olduğu hakkında net bir uzlaşmaya ihtiyacımız var.
Это можно выяснить, благодаря науке, а не мистицизму, тщательно подсчитав общее количество вещества во Вселенной или попробовав разглядеть край нашего космоса.
Ayak uçlarınızı o çizgiye koyun!
Построиться у той линии!
Ayak uçlarınızı çizgiye koyun dedim size, iğrenç yaratıklar!
Я сказал, построиться в линию, вы, жалкие черви!
Uçlarına jel de sür!
Смажь разрядники гелем!
Tabi bir de şarapçılar var. Yürüyemeyecek hâle geldikten sonra, önce topuklarına sonra da parmak uçlarına basarak yürürler.
но! они как-то переваливаются с пятки на носок...
Ortasına, uçlarına değil.
На середину, не на края.
Çubuğun uçlarıyla okşa onu.
Погладь их палочками.
Göğüs uçlarım sertleşmeye başladı
Мой сосок становится твердым.
Daha uzun olacak uçlarına manşet koyacağım, tamam mı?
Они будут длинными, потому что я собираюсь сделать манжеты, хорошо?
- Çünkü meme uçları görünüyor.
Да потому что, у неё соскИ видны.
- Ben meme uçlarını görmek istiyorum!
А я хочу увидеть у неё соскИ!
Charles Dickens'de meme uçlarını görmek isterdi.
Да сам Чарльз Диккенс этого бы тоже хотел!
Dikkat et, meme uçları örtülü olsun.
И проверьте, чтобы у нее соскИ были прикрыты.
Uçlarında kıvırcıklar vardı.
- Нет, нет, нет. Tы помнишь, у меня волосы завивались.
Göğüs uçlarının bluzuna temas ederek dikleştiğini ve uyarılmış halde tam arkamda olduğunu gözümde canlandırdım.
Я представлял, как ее соски трутся о блузку, и, возбужденные, смотрят на мою шею.
Kollarında sikilmedik damar kalmamıştı. Uçlarından kan damlıyordu.
у них из вен на руках текла кровь.
Göğüs uçların sertleşir, ufaklık sallanır.
Соски твердеют, маленький друг свисает.
- Meme uçlarını sertleştirdi, değil mi?
А соски у вас напрягались?
Ağırlık boruları ve uçları oradaysa mesele yok.
Заглянешь в сумку?
Evet, gümüş kerpetenle meme uçlarını kopartıyormuş. Hayır. Hayır.
Потом вырывала им соски серебряными щипцами...
Keskinleştirilmiş uçlar, zayıflatılmış mızraklar.
Лезвия наточены, древки опущены.
Annie, ilaçlı uçları getir.
Тащи заряженные гарпуны!
Bir uygarlığın kalitesini bu kesin uçlar arasındaki değerler belirler.
г поиотгта тоу покитислоу басифетаи стис аниес летану аутым тым айяотгтым.
- Uçlarındaki renk.
- Цвет на конце фильтра.