Uğramış traducir ruso
1,353 traducción paralela
Grisham Atölyesi'ndeki güvenlik görevlilerinden biri bir çeşit hayvan tarafından saldırıya uğramış.
Охранника на заводе Гришем Милл загрыз какой-то зверь.
Annem Krispy Kreme babam McDonalds tarafından tecavüze uğramış.
- Криспи Крим, была изнасилована моим папочкой, Макдональдсом.
Vera'nınki, Alman bombardımanına uğramış gibiydi.
Стол Веры был похож на Арденны после массированных немецких бомбежек.
İki kat fazla büyümesi için genetik mutasyona uğramış.
у него есть генетическая мутация которая позволяет ему удвоить свою мускульную массу
Bir oğlanla seks yaptığını söyledi ve oğlan ona daha önce tacize uğramış biri gibi seks yaptığını söylemiş.
Она рассказала, что у нее был секс с этим парнем и он сказал ей, что она трахалась как кто-то, над кем надругались.
Bu yüzden uğramış.
Вот он и завёз.
İçine olduğum derin deniz kapsülü mutasyona uğramış devasa bir kalamarın altında kaldı ve sonra kaçak bir deli vardı,... kendisini büyük bir maymuna çevirebiliyordu.
Подводная капсула, в которой я была, Была заперта под огромным кальмаром-мутантом, А еще был сбежавший лунатик,
Yarışmayı duyduğunda hayal kırıklığına uğramış bir şekilde bana baktı.
Она была так разочарована когда услышала о соревновании и посмотрела на меня.
Değer verdiğin biri tarafından ihanete uğramış hissediyorsun.
Ты чувствуешь себя преданным кем-то, о ком ты по настоящему заботился.
Annem elini göğsünü koyup, hayal kırıklığına uğramış gibi ve yargılayıcı bakacaktır.
А мама просто скрестит руки на груди и будет смотреть разочарованно, и осуждающе
Evet, sadece... kendimi ihanete uğramış hissetmekten alıkoyamıyorum, Brian.
Ну, просто.... Ничего не могу с собой поделать, но я чувствую себя немного преданным, Брайан.
Saldırıya uğramış. Göğüs travması. Yüzünde sıyrıklar var.
- Грудная травма, лицевое повреждение.
Addison'da hızlı trende saldırıya uğramış.
Прыгнул на платформу линии L на станции Аддисон.
Başta öfkelendim. Kendimi ihanete uğramış hissettim.
Поначалу, я злился, чувствовал себя преданным.
Güneşin bombardımanına uğramış.
Её обстреливает солнце.
Hayal kırıklığına uğramış gibisin.
Звучит так, как будто ты немного разочарована.
Sanki birisi kaplan tarafından saldırıya uğramış gibi.
Как будто кого-то тигр рвет на части...
Belki de, ölen ağaçlar ve mutasyona uğramış hayvanlarla daha çok sever.
Ну, может она понравится ей еще больше, когда там повсюду будут умирающие деревья и мутировавшие животные.
İlk bakışta hayal kırıklığına uğramış gibi küçük balıklar, bir sürü karides ve solucan var.
Ќа первый взгл € д, это выгл € дит неутешительным рошечные рыбы, много креветок, и некоторое извивание ( e, ≈ § ґѓ ) ошибки
Çok daha kötü, önce tecavüze uğramış.
Но сначала ее изнасиловали... жестоко.
Hayal kırıklığına uğramış gibisin.
А вы, похоже, не рады.
Çünkü yeni davalar için çalan telefonların akınına uğramış durumdayız.
Потому что мы просто тонем в телефонных звонках по новым делам.
İhanete uğramış gibi hissediyor.
Кажется, он думает, что его предали. Почему?
Zaman aşımına uğramış bir dosyaya bakıyorum. Kimliği bilinmeyen bir erkek.
У меня тут висяк, мертвый клиент.
Komutanım, onu yere yatıracağım ve Saddam'ın fedailerinin tecavüzüne uğramış gibi edeceğim.
Сэр, я собираюсь влезть в нее так, как будто она спрятала все химическое оружие Саддама прямо у себя между ног.
Büyük bir saldırıya uğramış askerler, kendilerine ölümleri pahasına savunmuş olabilirler.
Солдат, на которого напали, должен защищать свою жизнь.
Davis, tanıştığımız ilk yardım elemanı evrakları bırakmak için uğramış.
Дэвис, парамедик, которого мы встретили, принес бланк заявления.
Aslına bakarsan hakarete uğramış hissediyorum.
Вообще-то я даже оскорблён.
İhbar etmem sadece beni etiketler. "Babası tarafından tecavüze uğramış kız."
А заявить об этом - то же самое, что написать "Меня изнасиловал отец" себе на лбу.
Cinsel istismara uğramış, yanlış mı?
Изнасилованная, так?
- Kız tecavüze uğramış Sam.
- Ее изнасиловали, Сэм.
- Saldırıya uğramış olabilir.
- Может, на него напали?
Geber, dost ihanetine uğramış zavallı şişko! Gizli Gan'yakularım olmasaydı geçen sefer kesin ölmüştüm.
Умри... жалкий толстый отброс! живым я бы оттуда точно не ушёл!
O kadın buraya uğramış olmalı.
А, та женщина наверное тоже сюда ходит делать прическу.
Önce çok şaşırdım ve ve kendimi ihanete uğramış hissettim...
Я сначала была шокирована и чувствовала себя преданной...
Ben haksızlığa uğramış gibi hissediyorum.
Я... чувствую себя несправедливо.
ekselansları Prens Muhyul yönetmiş, ama bozguna uğramış.
Принц Мухюль возглавил войска, но был разгромлен.
- Değişime uğramış kaya tabakası.
- Метаморфическая порода.
Şaşırdım, sanki ihanete uğramış gibiyim.
Ничего себе. Чувствую себя обманутой, получается, я даже совсем тебя не знаю...
Bu virüs geçtiğimiz 20 saat içinde mutasyona uğramış.
Этот вирус мутировал через 20 часов.
Üzgünüm ama ablam dün gece silahlı soyguna uğramış.
Прости, но на мою сестру ночью напали и ограбили.
Yenilgiye uğramış olanlar, kendi ayakları üzerinde duramazlar.
Побежденые люди не могут вствать по утрам.
İkiniz de yüzeyselsiniz, seks bağımlısısınız ikiniz de çocukken tacize uğramışsınız.
Вы оба - поверхностны, помешаны на сексе. И ты и она в детстве подверглись сексуальному насилию.
Kendini ihanete uğramış ve kimse tarafından sevilmediğini düşünüyorsun.
Знаешь, чувствовать себя обманутой, запутавшейся, Знать, что тебя никто не любит. Разве я разрешила тебе войти?
Reaktör zamanlaması göbekte sapmaya uğramış.
- Это потому что реактор отключён.
Görev değişimlerine iki yıl kala, subaylarından biri psikolojik olarak çöküntüye uğramış.
У одного офицера на двухлетней вахте... случился нервный срыв.
Oradan Çin'e gidiyorlarmış. Sonra saldırıya uğramışlar ve ortadan kaybolmuş.
Пять лет назад они отправились в Китай, но там на них напали, и с тех пор он пропал в извести.
Daha önce hiç bu kadarı tarafından saldırıya uğramış mıydın?
Вы подвергались нападению когда-нибудь до этого?
Odam istilaya uğramış.
- Нет. Крысиный помёт.
Şu sıralar pek ofise uğramıyorum.
Я предпочитаю избегать кабинетов Винч Групп.
Bağlanmış ve işkenceye uğramış.
Связанная и истерзанная.