English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → ruso / [ U ] / Uğraştım

Uğraştım traducir ruso

1,787 traducción paralela
Çok uğraştım, kuralları çiğnedim.
Я бился жестоко и грязно.
Kavga etmesinler diye o kadar da uğraştım.
И я сделала все что могла, чтобы прекратить их ссору.
İki gün boyunca bir adamın organlarını bir araya getirmek için uğraştım.
Ладно. Я только что провёл два дня складывая воедино кучу органов, чтобы собрать человека.
Kızım bunun için çok uğraştım biliyorsun
Детка, я рожден блистать в смокинге, и тебе это известно.
Tanrı şahidimdir ki hayatımı mutlu olabileceğim bir yere getirmek için çok uğraştım.
Я бог знает сколько времени старался устроить свою жизнь, сделать её счастливой. И вот вы снова тащите меня назад, на дно.
Geçen gece okuldayken, aldığım her kararda, yaptığım her şeyde -... en ufak şeylerde onun güvende olmasına uğraştım!
Когда мы были ночью в школе, каждое решение, принятое мной, каждое мое действие... Все это было для ее безопасности!
Tüm hafta sonu uğraştım ama maaş ödemesindeki hatayı çözdüm.
Я потратил на это все выходные, но нашёл-таки ошибку в отчётах.
42 yıl hukukla uğraştım.
Я 42 года работал адвокатом.
Senin gibi adamlarla çok uğraştım.
Понимаешь, изучать таких людей, как ты - моя обязанность.
Görmemek için çok uğraştım,
Я старался не замечать этого.
Bütün gün bahçeyle uğraştım. Ayrıca çit de çekiyorum.
Я целый день пересаживал цветы, Я собираюсь построить забор.
Çünkü ben, hayatım boyunca senin gibi salaklarla uğraştım
Потому что я тренеровался иметь дело с идиотами всю свою жизнь.
Dostum, o programı hazırlamak için saatlerce uğraştım.
Чувак, я расписание целую вечность составлял.
Bütün sabah bununla uğraştım, altın çocuk.
Я потратил целое утро для подачи этого иска, золотой мальчик.
Senin adına olması için gerçekten uğraştım, Dan.
Я действительно хотела, чтобы это случилось с тобой, Дэн.
Annemle ilgili sorunlarla uğraştım.
У меня были кое-какие дела с мамой.
Senin için çalmadan önce, mükemmel olması için oldukça uğraştım.
Я хотел, чтобы всё было идеально, прежде, чем ты услышишь.
Şu yeni stajyerlerle uğraştım ve saatim de yok.
Первый год стажерства и я просто закрутилась. Я еще и без часов.
Çok uğraştım gerçekten.
Я... Я очень старалась. Правда.
Uğraştım mı?
Да?
Diane, iş hayatımı, ev hayatımdan ayrı tutmak için çok uğraştım.
Дайан, я очень стараюсь разделить мою личную жизнь и работу.
Üç yüz mü? Onları ikna etmek için çok uğraştım.
Вождь, лишь шесть кланов согласились к нам присоединиться
Kiminle uğraştığımı çok iyi biliyorum.
Я точно знаю, с кем имею дело.
Dinle, seni rahatsız etmekten hoşlanmıyorum ama neyle uğraştığımıza dair inanılmaz takıntım oluyor.
Мне не удобно вас беспокоить, но у меня нет времени гадать, с кем мы имеем дело.
Zayıf olduğumu düşünüyorsun ama neyle uğraştığımı biliyorum.
Я знаю, ты думаешь, я слабая и не понимаю, на что решаюсь.
Uğraştı ve korkarım başarısızlığa uğradı.
Пыталась, но боюсь, что безуспешно.
Karaborsayla uğraştığından sempati duyacağımı zannetmiyorum.
Вряд ли я стану тебе сочувствовать, зная про твои делишки на черном рынке.
Rus istihbarat teşkilatını bir yoklayalım Sophia'nın Sibirya'nın kuzeybatısında neyle uğraştığını öğrenmek için işbirliği yapıyorlar mı diye bakalım.
Ладно, давайте согласуем все с русской разведкой, может сможем наладить сотрудничество и узнать, что София забыла на северо-западе Сибири.
Kiminle uğraştığımızı anladık, sanırım.
Кажется мы не учли, с чем имеем дело.
Dostum, ilgilenilmesi gereken gerçek haberler var ve benim uğraştığım saçmalığa bakar mısın?
Друг, есть настоящие новости, а мне поручают такой мусор.
Uğraştığımız şey bu seanslarda gerçekten bir şeyler başarabilmek.
Вся идея в том, что ты на самом деле сможешь достичь чего-то во время такого сеанса.
- Macarları uyar. Neyle uğraştığımızı anlat.
Предупреди венгров, чтобы знали, с чем мы имеем дело.
Çok uğraştım ama, pasaportumu iptal ettikleri için gidemedim.
Что это?
Anlamadığım şeyse Harley'nin seni buraya getirmek için neden bu kadar uğraştığı.
Единственное, чего я не понимаю, почему этот Харли так отчаянно пытался заманить тебя сюда.
Çocuk hastanesinde açılması için uğraştığım nöroloji bölümü hakkında sizi aramamın uygun olacağını düşünüyordum.
Я собиралась позвонить вам по поводу одного из проектов, которыми я занимаюсь, открытия в Детском мемориальном госпитале... отделения неврологии.
Nelerle uğraştığımı görüyor musunuz?
Видите, с чем мне приходится иметь дело?
Evet, bunun üzerinde defalarca uğraştık, bize yeni bir bakış açısı lazım.
Да, мы столько раз это делали, нам нужен свежий взгляд.
Mozart bu akımı meydana getirmek için ne kadar uğraştı, biliyor musun?
Ты хоть представляешь, чего стоило Моцарту написать это произведение?
Sizin alışık olduğunuz gibi iki yüzlü şirket politikacılarından olmadığım için üzgünüm, ama bununla uğraştığım 2 saattir adeta götümden kan aldılar.
Мне жаль, что я не так опытен в корпоративных двусмысленностях, как ты, но я два часа над этим мучился.
Artık Dedikoducu Kız'ın neden gizli olduğunu ve başkalarıyla uğraştığını anladım.
Теперь я понимаю, почему Сплетница анонимна и только критикует других.
Bugün Lynne Reed'den aleti aldım. O kadar uğraştık ama sonuç sıfır.
Я сегодня забрала перехватчик у Лин Рид, и ничего не нашли на нем.
Diğer taraftan geriye jüriyi ikna etmek kalıyor saçma bir zırvalıkla uğraştığımız konusunda onları ikna etmeliyiz kanserin diğer kaynakları etkilediği konusunda...
Другая сторона постарается убедить присяжных, что наши утверждения ненаучны, что существует множество причин возникновения рака...
Benim neyle uğraştığımı asla bilemezsin.
Ты не представляешь, через что я прошел.
Yıllardır üzerinde uğraştığım bir yetenektir.
Этот навык я развивал не один десяток лет.
Son 3 aydır uğraştığım köprü projesinden bahsediyorum.
Я говорила о проекте крытого моста последние три месяца.
Uğraştığım insanın psikolojisini anlamadan psikolojik bir savaşa giremem.
Я не смогу надлежащим образом вести психологическую атаку до тех пор, пока я не пойму психологию того, с кем имею дело.
Ben ona layık olmak için daha çok uğraştıkça daha iyi oldum ve senin gibi olup çıkmaktan daha uzaklaştım.
И чем больше я старался быть достойным этого, чем лучше я становился, тем меньше я походил на тебя.
Ne ile uğraştığımı biliyorum.
Я знаю, с чем имею дело.
Bu, bir başkan olarak yenmeye uğraştığım şey sadece çocuklarla ilgili değil aynı zamanda ebeveynlerle de ilgili.
но и от имени их родителей...
Neyle uğraştığımıza dair hiç bir fikriniz yok.
Вы не представляете, с чем мы имеем дело.
Onu biraz uğraştıracağım.
Пускай немного помучается.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]