Vücudu traducir ruso
1,499 traducción paralela
"Günahlarımız yüzünden vücudu delindi, günahlarımız yüzünden eziyet edildi..." "... Bize huzuru getiren eziyet sana geldi ve senin yaralarınla iyileştik. "
Он изъязвлен был за грехи наши, и мучим за беззакония наши наказание мира нашего было на Нем, и ранами Его мы исцелились.
Ama her kadının vücudu farklıdır.
История каждой женщины уникальна.
İnsan vücudu, örneğin, şaşırtıcı dayanıklılıkta bir oluşumdur.
Человеческое тело поражает своей выносливостью.
Biz hergün, televizyonda, filmlerde, çizgi filmlerde, dergilerde ve mağazaların ödeme noktalarında, gerçek bir erkeğin büyük ve kaslı olduğu mesajını veren, kaslı erkek vücudu görüntüleriyle
Нас окружают каждый день снимками мускулистых мужиков каждый день фильмы, мультики реклама на выходах из супермаркетов, и все они несут послание.
Bu adamları dergiye koyarken çokça rötuş yapıyor musunuz? Vücudu beceriyle kullanmak için birçok teknik ve araç var. Kesinlikle.
Делашь ли коррекцию фотографий прежде чем поместить их на описание?
Ona harika bir vücudu oldugunu söyledim ki öyleydi, o da bana "senin de." dedi.
Я сказала ему, что у него потрясающее тело, потому что так оно и есть, и он сказал "у тебя тоже".
Çarsaflarin altindan vücudu zar zor görünüyor.
Его почти не видно под простынями.
Evet, vücudu bir hayli sağlıklı ama..
Да, он здоров физически. Но его....
Ucubenin vücudu.
Долбаного урода.
Ne demek bu, vücudu?
В какое ещё тело?
Demek ki Marie ölünce vücudu terk etti, bir sonraki gelişim aşaması için başka bir taşıyıcı arıyordu.
Так она покинула тело Мари, когда та умерла, в поисках другого носителя для следующей стадии своего развития.
Adamı belki öldürdü ama çukur kazıp vücudu oraya gömemez.
Есть проблема. Саблезубый мог убить парня, но явно не он выкапывал яму глубиной 10 футов, чтобы похоронить тело.
Mmm mm.. vücudu iyiymiş...
Отличное тело, а? Без обид.
Nerdeyse zarar görmemiş gibi, sanki vücudu onu içeriden iyileştirmiş gibi.
И вот никаких повреждений, как будто его тело уже излечилось изнутри...
Vücudu dövmeyle kaplanmış adamın gösterisiyle gözlerinize ziyafet çekin.
Усладите свой взор зрелищем татуированного мужчины!
Vücudu filtreleyemiyor.
Тело его не выводит.
Vücudu ilaçları filtreleyemiyor.
Организм не может вывести лекарство.
Amber'ın vücudu ilaçları filtreleyememiş.
Организм Амбер не может его отфильтровать.
Vücudu muhtemelen yere düşünce zarar görmüştür.
Наверное, ободрался обо что-то при падении.
Vücudu parçalara ayrıldı. Muhtemelen yolun her tarafına saçılmıştır.
Его тело разорвало на куски, а кости, вероятно, разбросаны по всей дороге.
Vücudu bakır biriktiriyor.
Слишком много меди в теле.
Vücudu susuz kaldığında toza dönüşmüş.
Лишенное жидкости тело просто превратилось в пыль.
Yüzü ve vücudu yetmezmiş gibi daha da ileriye gitmeye niyetlendim.
Как будто лица и тела было недостаточно. К этому прилагаются ещё и мозги.
Vücudu yalnızca bir kukla.
Его тело просто марионетка.
O yüzden bozulmayı geciktirmek için vücudu soğuk tutuyoruz.
И надо охлаждать тело... Чтобы не началось разложение.
Aslında, tedavi bütün vücudu kapsıyor, her bireyin cilt hassasiyetine uygun bir şekilde ayarlanıyor, ve böylece- -
На самом деле лечение охватывает все части тела, адаптированный к чувствительности кожи, индивидуально, так что...
Bu seksi vücudu daha devreye sokamadım bile.
Я даже не начал работать этим горячим телом.
- Ölü insan vücudu...
- Это мёртвое тело...
- Bütün vücudu, lütfen.
- Тела, пожалуйста.
Vücudu zaten kilolu.
И потом она ведь полная.
Vücudu iki kere tamamen temizlendi.
Организм был полностью очищен дважды.
- Vücudu kemik iliğini reddedecektir ve daha iyi bir eşleşme çıktığında tekrar denemek için çok zayıf düşmüş olacak.
А когда найдётся лучший донор, у неё не останется сил на вторую пересадку.
Peki Horath'ın vücudu nerede?
Так где находится тело Хората?
Adrenalin hakkında dediklerini düşünüyordum da, vücudu nasıl harekete geçirdiğini ve kontrol edemediğini.
Я думала о том, что ты говорил насчет адреналина, и как он проходит через все тело, и ты не можешь управлять этим.
Ölmesine çok az kalmıştı ama vücudu bunu yenebildi.
Женщина была на волосок от гибели, но ее организм победил.
Kocaman gözler, kocaman kulaklar... Vücudu bir sıçanınki kadardı ama öyle bir kükrerdi ki...
Гигантские глаза, гигантские уши, тело крысы и лай как у демона.
Lee-kun, vücudu artık söz dinlemez bir hale gelmiş.
Ли... Сейчас его тело не в состоянии даже пошевелиться.
Caden'in sarhoş, hastalıklı vücudu ve dökülen dişlerinin yanında onun hiç olmadığı kadar iyi bir baba.
Она оказалась куда лучшим отцом, чем Кейден с его мерзким, пропитым запахом и гниющими зубами.
Bütün vücudu kanser ile kaplanmış ve farkında değilmiş.
Оказывается его тело изрешетил рак, а он и не знал об этом.
- Vücudu daha hayatı başlamadan onu yarı yolda bırakacak.
- Его тело умирает хотя, жизнь его ещё не началась.
Lakin vücudu zayıf olan, akılda kuvvetli olduğunu farkedebilir.
И, вместе с тем, мальчик, слабый телом может оказаться силен умом.
Böylece vücudu içinde yanan ızdıraptan kurtulsun.
Чтобы душа его могла освободиться...
İnsan vücudu gibidir.
Это как с человеческим телом
Bana soracak olursanız o adamın tüm vücudu Amerikan ordusunun malı.
По-моему личному мнению, тело этого человека принадлежит армии Соединенных Штатов.
Bir kadın, vücudu ile istediğini yapma hakkına sahip midir?
... То есть, право женщин распоряжаться своим телом?
Sağlam pençeleri, yapılı bir vücudu vardı.
Хитрый, упрямый, с настоящим кошачьим характером.
Şu makaslı olan, vücudu oldukça düzgündü.
Та, что, мм, с ножницами ничего.
İsa düzgün olmayan yollarda yürütüldü vücudu perişan oldu ve o kutsal olmayan gün son nefesini verdi.
Иисус идет по истерзанной земле тело его пусто и нет дыханья в дни безверия.
Güzel. Balerin vücudu doğuştan olur, sonradan değil.
Тело балерины из костей, а не из сала.
Vücudu canlılığını yitirdi.
Возможно.
Sanki hayatları boyunca bir beyin veya kalp ya da başka bir şey görmeyeceklermiş sanki kalpten akan kan, bütün vücudu dolaşmıyor, ya da sinirler beyin sapından aşağı inmiyormuş gibi. İnsanlar genel cerrahiyi önemsemeden geçiyorlar.
Люди идут через хирургическое отделение и ничего не видят.