What traducir ruso
2,169 traducción paralela
- Nasıl bir uyarı?
- What kind of vibe?
Ne yapalım, biliyor musun?
You know what we should do right now?
Ne yapıyoruz biz o zaman?
Well, what the hell are we doing then? Cop!
- Ne oluyor?
- What?
- Ne işin var burada?
- What are you doing here?
Başlık hakkında ne düşünüyorsun?
What do you make of the title?
Burası da neresi böyle?
What is this place?
Bella, ne...
Bella, what...?
Önümüzde serili olanın sadece oyun için olmadığını kabul et.
What lies before us... take it not for mere play.
Yaptığım şey için onların içinde çürüyeceğim.
I deserve my shackles, Bennet. I'll rot in them for what I've done.
Aşkının olmadığı bir dünyada yerim neresi?
What place for me in a world without your love?
Dediğin gibi, olduğumuz şeyle hapsolduk.
We are caged by what is, you said.
Şu an orada yaptıkları şeyin adı tango.
Now, what they're doing right now, that's called the tango.
Landers'da ne biçim isim böyle?
What kind of name is Landers?
Darryl önceden işleri eline yüzüne bulaştırmış olabilir, ama söylediğiniz şeyleri yapabilecek biri değildir.
Darryl might've screwed up before, but he is not capable of what you guys are saying.
Bir şey bulurlarsa haber veririm.
I'll let you know what they find.
- Başka bir seçeneği yok, değil mi?
What choice does she have, right?
Evet, ama biz yinede en iyi bildiğimiz şeyi takip etmek isteriz.
Yes, but we tend to run to what we know best.
- Ya cesedini hiç bulamazsak?
What if we never find his body?
Nasıl her seferinde benim söyleyeceğim şeyi önceden tahmin edebiliyorsun?
How do you always know what I'm going to say before I say it?
Veya daha belirgin olarak "çok önemli".
Or more specifically, what was not broken.
Şuna bir bakın ve bana ne gördüğünüzü söyleyin.
Take a look at this, and tell me what you see.
- Ben de böyle düşünmüştüm fakat kanepe sert meşe odunundan yapılmış.
That's what I thought, too, but the couch has a solid oak frame.
- Size böyle mi söyledi?
Is that what he told you?
Şimdi ne olacak?
What's going to happen now?
Bana ne yapacaksınız?
What are you going to do to me?
Pekala, bunun ne anlama geldiğini hiç bilmiyorum.
Okay, I don't even know what that means.
- Neyi yapmaya?
Doing what?
Neden? Neyle ilgili konuşuyorsun?
What is this about?
- Biliyordum. Bunun peşinde olduğunu biliyordum.
I knew that's what she was up to.
Senin ne işin var burada?
What are you doing here?
Buraya yaptıklarınıza bayıldım.
Well, I like what you've done with the place.
Fakat önemli olan bu değil.
But that is not what matters.
Ne oldu, Ziva?
What, Ziva?
Ben de öyle düşünmüştüm.
That's what I thought, too.
Neyi bekliyorsun peki?
What are you waiting for?
Yani ne isterdi bilmen için.
To help you find out what he wanted.
İçinde ne vardır bilemiyorum.
I don't know what's in it yet.
Peki ya çocuğu ne olacak?
But what about his child?
Ne oldu?
What is it?
- Alfred'in kursu bitmiş. Onu kabul etmişler. - Ritz'de kalıcı olarak mı?
Alfred's finished his courseand they've taken him on.What, permanent at the Ritz?
- Onun ne işi var burada?
What's he doing?
Hem Londra'ya vardığımızda ne olacak?
And when we arrive in London, what happens then?
Sonunda Bay Bates'i yeni bir palto almaya ikna ettim. - Bunu mültecilere verebiliriz. - Çok işlerine yarayacaktır.
I have finally persuadedMr Bates to buy a new overcoat, so the refugees can have this.That's just what they need.
- Ne isteyeceksin ondan?
What do you want with her?
Bellevue Bulvarı'nda, ne derler, bir sayfiye evim var.
I have what they call a cottageon Bellevue Avenue.
- Ne düşünüyordu acaba.
What is he thinking of?
- Neyi anladın?
You see what?
O halde olmasına şaşmamalı. Size içerisinde yazanları söyleyemem fakat...
No wonder she was in such a state.I can't tell you what it said.
- Neden sordunuz?
What would he be required to do?
- Neyi kast ettin?
I didn't mean that.What did you mean?