Yaşadığım sürece traducir ruso
187 traducción paralela
Ama böyle giderse... Abimle yaşadığım sürece ben iyiyim.
Но в таком случае... пока я живу вместе с братом.
Yaşadığım sürece senden nefret edeceğim!
Всю жизнь буду тебя ненавидеть!
Seni ve yandaşlarını ben yaşadığım sürece İngiltere'den men ediyorum.
Я высылаю тебя и твоих сообщников из Англии до моей смерти.
Bunu yaşadığım sürece unutmayacağım.
Пока я жив, я этого не забуду.
Yaşadığım sürece de ihtiyacım olacak.
И я буду ждать тебя всю мою жизнь.
Gözüm görmesin seni ve İspanyol Kayası'na ben yaşadığım sürece yaklaşma.
- Убирайся. И пока я жив, держись подальше от моего дома.
Bayan Richards? Bu geceyi yaşadığım sürece unutmayacağım.
Миссис Ричардс... до конца своих дней я не забуду этот вечер.
Yaşadığım sürece 3.55 trenine binmeyeceksin.
Пока я жив, вы не поедете этим поездом.
Bu iyiliğini yaşadığım sürece unutmayacağım.
я не забуду твоей доброты, пока буду жить.
Ve bay Canon bana bir daha asla, yaşadığım sürece süpürge yapmam için baskı yapmayacağını söyledi.
А мистер Кэнон сказал, что мне больше не нужно браться за метлу до самой смерти.
Yaşadığım sürece sana dua edeceğim.
"Я буду любить тебя и молиться за тебя всю жизнь".
Ona hayatta olduğumu ve yaşadığım sürece bir daha... onu görmek istemediğimi söyle!
Что я ему скажу? Просто скажи, что я жива... Ты жива.
"Ben yaşadığım sürece bu bayrak dalgalanmaya devam edecektir. Eğer ölürsem askerlerim zorunluluklarını nasıl yerine getireceklerini biliyorlar."
"Пока я жив, флаг будет там, где ему надлежит, а, если я умру, моим офицерам известен их священный долг".
Acı zamanla azalacak ama zihin hatırlayacak yaşadığım sürece.
Боль уйдёт со временем, но память останется со мной. На всю оставшуюся жизнь.
Ben yaşadığım sürece, bir dostun veya düello şahidinin eksikliğini duymayacaksın.
Пока я жив, тебе не придется искать друга и товарища.
Yaşadığım sürece, Nastya'ya yaptıklarından dolayı seni affetmeyeceğim!
Настьку... я тебе ни в жизнь не прощу.
Yaşadığım sürece olup biteni bana hiç unutturmayacak.
Пока я жив она никогда не даст мне забыть о том, что произошло.
Evde yaşadığım sürece hiç dindar olmadım, ama ailem beni kiliseye sürüklerdi.
Я никогда не была религиозной. Наверное, в детстве, чтобы не огорчать родителей. Но когда уехала из дома, никогда не была в церкви.
- * yaşadığım sürece... * - Sana bağlı.
- * Пока я живу... * - ( Залман ) До вас дойдёт.
* Yaşadığım sürece *
* Столько, сколько я проживу *
Bu kelimeleri yaşadığım sürece unutmayacağım, Başmüfettiş.
Я до самой смерти не забуду этого, инспектор.
Lakin yaşadığım sürece çalışmalıyım.
Все же я должен работать, пока я живу.
Nasılsa yaşadığım sürece benden başkası bakmayacak.
К тому же, никто не будет на неё смотреть, кроме меня.
Yaşadığım sürece beni buradan çıkartmayacaklarını biliyorum.
Меня отсюда не выпустят, пока я жив.
Ben yaşadığım sürece hayır! Seni korumak için yemin ettim!
Пока я живу, клянусь защищать тебя.
Sanırım yaşadığım sürece de bunun pişmanlığını duyacağım.
Я дaжe нe дaл eмy вoзмoжнocти пoгoвopить oб этoм. И видимo буду coжaлeть oб этoм дo кoнцa мoиx днeй.
Yaşadığım sürece seni hatırlayacağım. Ve departmanını. Çok çok çok iyiydi.
Пока я жив, я всегда буду помнить тебя и твой отдел, как что-то самое... самое-самое лучшее.
Kralına, William Wallace'ın boyunduruk altına girmeyeceğini söyle. Ve ben yaşadığım sürece, hiç bir İskoç'un da!
Скажите вашему королю, что он не будет править Уильямом Уоллесом и ни одним шотландцем, пока я жив.
Ama ben istemiyorum! Yaşadığım sürece de bunu kabul etmeyeceğim!
Я не хочу никаких операций, пока жива.
Bana şimdi sırtını dönersen ben yaşadığım sürece, Klingon İmparatorluğunun hiçbir yerinde hoş karşılanmayacaksın.
Если ты сейчас отвернешься от меня, покуда я жив, тебе не будут рады ни в одном уголке Клингонской Империи.
Ama yaşadığım sürece onun yanında yer alacağıma yemin ettim.
Но я поклялся быть рядом с ней во всём до конца своей жизни.
Allah aşkına, Ken, bana yardım et ve Allah'a yemin ederim ki yaşadığım sürece bir daha senden başka hiçbirşey istemeyeceğim.
Пожалуйста, помоги мне, и, клянусь, я больше тебя ни о чём не попрошу.
Great Benefit'teki bazı yöneticilerle bir ilişki yaşadığım sürece maaşım artırıldı, ve terfi ettirildim.
У меня были связи с членами руководства Грейт Бенефит, меня повысили и обещали хорошую карьеру.
Sana söz veriyorum, bizi bu düğüne davet edersen yaşadığım sürece Nikos'a herhangi bir tavsiyede bulunmayacağım. Bir daha burnumu sokmayacağım. Sözüm söz.
И я обещаю, что если вы позовете нас на свадьбу, я вовек больше ничего не буду советовать Никосу не стану лезть в его жизнь, даю слово.
Ben yaşadığım sürece kazanacaklarından ümidimi kestim.
Я уже и не рассчитываю на то, что они когда-нибудь выиграют в моей жизни.
Bu dünyada yaşadığım sürece bir daha Baltimore'a ayak basmam.
Ноги моей больше не будет в Балтиморе! До тех пор пока я на этой убийственной работе.
Yaşadığım sürece iş ilanları konusunda endişelenmene gerek yok.
Пока я дышу тебе не нужно беспокоиться насчет секретов.
Hayır, Louis, yaşadığım sürece, bağlılığın ilerlemesini teşvik edenler için yapılmamalı.
Нет, Людовик, пока я жива, те,.. ... кто способствует продвижению веры, не должны страдать.
Aptalım ben, O pabuçların sen yaşadığın sürece çıkmayacağını hatırlamalıydım.
Дуреха, как же я могла забыть! Мне не взять башмачки, пока ты жива!
Ama bildiğim bir şey varsa... o da yaşadığımız sürece... kendimize karşı dürüst olmamız gerektiğidir. Hepimizin kardeş olduğumuzu ve özgür olduğumuzu biliyorum.
Но я знаю... что до тех пор, пока мы живы... мы не отречёмся... от нашего братства и от свободы!
Seninle olacağım yaşadığım sürece
Прольется пламенной смолой.
Seninle olacağım yaşadığım sürece
Душа и кровь нераздвоимы,
Yaşadığımız sürece bizden nefre ederler.
- Простят нас? Они будут ненавидеть нас до конца наших жизней.
Siz, Douglas Milford, yaşadığınız sürece sevgi ve şefkat göstereceğiniz bu hanımı karınız olarak kabul ediyor musunuz?
Согласен ли ты, Дуглас Милфорд, взять эту женщину в жёны любить и лелеять, пока смерть не разлучит вас?
Biz yaşadığımız sürece O'na kimse zarar vermeyecek.
Ни один волос не упадёт с его головы, пока я жива.
- Evet. Benim çatım altında yaşadığınız sürece benim kurallarıma uyacaksınız.
Пока вы у меня в доме будете жить по моим правилам
Senin yaşadığını bildiğim sürece ben mutlu olacağım.
Если ты в безопасности то и я счастлива.
Yüce Tanrımız eliyle kutsanmış bu kutsal yağla sen Charles Valois'yı büyük Fransa krallığının hakim efendisi ve kralı olarak mesheder ve sana yaşadığın sürece Kutsal Roma kilisesini koruma görevi veririz.
Этим священным маслом, благословенным Отцом Небесным мы помазываем тебя, Карла Валуа суверенного правителя и короля великой Франции вверяя тебе защиту веры нашей Святой Церкви на протяжении всей твоей жизни.
Sen evde yaşadığın sürece, annene tamamen sadıktım. Sen gittikten sonra, evet, bir ilişkim oldu.
Пока ты росла и жила дома, я был абсолютно честен с твоей матерью.
Yaşadığınız sürece onu sevip sayıp, onurlandıracak mısın?
Будешь ли ты любить его, утешать и почитать пока смерть не разлучит вас?
Yaşadığınız sürece onu sevip, sayacak ve onurlandıracak mısın?
Будешь ли ты любить ее, утешать и почитать, пока смерть не разлучит вас?