Yeah traducir ruso
1,657 traducción paralela
Yeah.
Да.
Oh, yeah.
О, да.
Evet, ama bu sefer, ben yapmadım ve seyrüsefer ya da itici güçte bir problem bulamadım.
Yeah, well this time, it wasn't me, and I can't find anything wrong with navigation or propulsion.
Evet, son hatırladığı, Val'ın gezegende öldüğüydü.
Yeah, the last thing he remembered was Val died on the planet.
Yeah.
Да?
Evet, bu üzücü seks gibi.
Yeah, it's like pity sex.
Evet, çocuksu değil çünkü.
Yeah,'cause that's not childish.
Evet, ve, ah, bu arada, o-o bombaladı.
Yeah, and, oh, by the way, she-she bombed.
Evet, var.
Yeah, we do.
Yeah, olabilir.
Да, может быть.
Yeah, Everglades * * Florida'nın güneyindeki sulak alan 43 farklı sivrisineğin evidir.
Да, болотистая низменность парка Эверглейдс является местом обитания 43 видов комаров.
Yeah, ve ben henüz Güney Carolina kadife karıncasını bulamadım.
И не дайте мне начать с немки европейской Южной Каролины.
Yeah, İyiyim.
Всё прекрасно.
Yeah, ama bu insanların yedikleri ne zamandır burada olduklarını gösteriyor.
— Они передвигаются. — Да, но вопрос в том, как долго пища остается в человеческом теле.
Bu uyuşturucu rotası. Yeah,
Значит это накротрафик.
Yeah, Bir tane var, Abbs.
Да, у меня есть, Эбби.
Yeah. Güçlendirime çalışması Kendi hatlarını düzenliyor.
Она укрепляет канал поставок картеля.
Yeah, sabıka kaydı kilometrelerce ama temiz olduğunu iddia ediyor.
Yeah, rap sheet's a mile long, но он утверждал, что сработает чисто.
Yeah, güzel, cidden sert çocuğu mu oynayacaksın vücut parçaların etrafta dağılmışken.
— Да, хорошо, только сложно воспринимать всерьез парня, который транжирит части своего тела.
Yeah, dikakatli ol.
Да, будьте осторожны.
Yeah, biraz insancıl olmasını isterdim.
Мда, утверждая, что так было более гуманно.
Yeah.
Да
Evet, yerini saptamak hep zor olmuştur.
Yeah. She always was hard to pin down.
Yollardaki hayat herkese göre değildir, sen de bilirsin Wilfred.
Yeah, you know, life on the road, it's not for everybody, Wilfred.
Doug eskiden "Yolda" romanını hep yanında taşırdı.
Yeah, Doug used to carry a copy of "On the Road" in his pocket.
Evet, Wilfred ayrıca caz piyanisti.
Yeah, Wilfred's also a jazz pianist.
O zaman biz de kaçmaya devam ederiz.
Yeah, well, then we'll keep running.
Judah ona bayılırdı.
Yeah, Judah loved him.
O bize pasaportları geçtim, uçak bileti bile alamaz.
Yeah, that's not gonna get us plane tickets, let alone passports.
Evet, kabus gibi olur.
Yeah, real nightmare shit.
Evet, değerlerin çok düşmüş buda gösterirki epilepsi faaliyete geçecek ve bunun anlamı... Biz bu ay zımbırtısı üzerindeki şeye mi bakacağız? şeye mi bakacağız?
Yeah, her wave discharges have dropped considerably, и что свидетельствует об увеличении влияния of the focal epileptiform activity, and that means that- - we've got until this moon thingy scooches over to this doodad?
Yeah, peki, eger Ricky elmaslarla ayrıldıysa, Jimmy ve arnavut onu arayacaklardır, sonuçta büyük ihtimale burada.
Если Рикки смылся с брильянтами, значит, Джимми с Албанцем будут его искать, и, вероятно, он ещё в городе.
Yeah? bence sen kötü polis rölüne saplanmış kalmışsın.
Кажется, теперь ты навсегда останешься для неё плохим копом.
Yeah.
Да. Это и самое смешное,
Yeah? Mutlu Jack in oğlu ana süphelimi?
Сын Счастливчика Джека Винтано главный подозреваемый?
Adına "İş" diyor. Yeah, mutlu Jack eskiden
Да, Джека Винтано называли
Yeah. İyi çocuktu.
Неплохой парень.
Evet, evet
Yeah, yeah
Evet!
Yeah!
Evet de kötü giden evlilik, para için cinayet?
Yeah, but marriage on the rocks, killing for money?
Evet de mail olup olmadığını bile bilmiyoruz.
Yeah, but we don't even know if there was an e-mail.
Evet, geçen gece daireme geldi.
Yeah, she showed up at my apartment last night.
Bu yüzden evet, ihtiyacım olan yerde yardım kullanacağım.
That Sarah actually liked, so, yeah, I'm gonna take the extra help where I can get it.
Yazdığına göre Gloria 3 yıl önce piyasaya çıkıp Sarah'nın gerçek annesi olduğunu iddaa etmiş.
Yeah, apparently Gloria showed up three years ago
- Evet uğraşıyoruz.
- We bringing her in? - Yeah, we're trying.
Tabii ki de şatafatlı.
Yeah, over 10 grand worth of fancy.
İfadesini aldığımızda saat 6'da direk eve gittiğini söylemişti.
The night of the murder. Yeah, when we interviewed him, he said he went straight home at 6 : 00 P.M.
Evet, biliyorum.
Yeah, I know.
Evet.
Yeah.
Yeah. Gibbs.
Да, Гиббс.
Evet...
right about now, okay? Да. Yeah.