English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → ruso / [ Y ] / Yiyecek

Yiyecek traducir ruso

6,146 traducción paralela
- Max seni yiyecek.
Макс собирался нахрен съесть тебя.
Rachel evsizdi ve Cheri ona yiyecek ve kalacak yer verdi.
Вообще-то Рейчел была бездомной, а Шери приютила и кормила ее.
Burası çok karanlık ve soğuk, yiyecek yok, su yok.
Там так темно и холодно, ни еды, ни воды.
Mahkeme'nin adamlarına yiyecek ve şarap sunarak onların aklını çelmeyi öneriyorum.
Предлагаю отвлечь войско Двора, предложив им еду и вино.
Uçakta yiyecek olur mu bilemiyorum.
Я не знаю, есть ли еда в самолете.
Para yiyecek önemli evet.
Деньги, еда, Это важно, да.
İki yada üç aya buraya ulaşır. Ve içindeki yiyecek bize yıllarca yeter.
Он прибудет через два-три месяца и еды тогда хватит надолго.
Demek istediğin senin olmayan bir dili neredeyse yiyecek olduğu için mi?
Ты имеешь ввиду тот факт, что он чуть ли не проглотил чужой язык?
Bira ve yiyecek bir şeyler alırız.
Возьмем пиво и закуску.
Kolding, ekmeğinin hepsini yiyecek misin?
Колдинг, у тебя есть еще хлеб?
Kalacak yer, yiyecek bulurduk.
Найти место для остановки, найти что-то поесть.
Yiyecek dışındaki her şey. Onlar başka bir tesiste saklanıyor.
За исключением еды, которая находится в отдельном здании.
Yiyecek ve konaklama bedava, el koyacağım biralar da cabası.
Своя комната, всё конфискованное пиво.
Biraz yiyecek, su ve ilk yardım malzemesi getirdim.
Я там раздобыл немного еды, воды и аптечку.
Yiyecek bir şeyiniz var mı?
У вас есть что поесть?
En az 6 aylık hatta 1 yıllık yiyecek stoku.
Продукты питания, чтобы поддерживать их в течении шести месяцев, может года.
Yiyecek bir şey ister misin Bel?
Вы хотите что-то съесть, Бел?
Su ve biraz yiyecek var.
¬ от вода и кое-кака € пища.
Bundan emin değiliz, ancak yiyecek ve su kaynağınıza zehirli bir madde karışmış olabilir.
- Мы не знаем этого точно, но ваша еда и вода могут быть заражены ядовитым метаболитом.
Ama fazladan 68 Sol'luk yiyecek gönderdiler. Fakat bu yiyecek sadece 6 kişi içindi.
На всякий случай нам дали еды на 68 солов для 6 человек.
Bu yüzden 3 yıl boyunca idare etmek için yiyecek yetiştirmenin bir yolunu bulmalıyım.
Мне надо найти способ вырастить еды... на 3 года пребывания здесь.
Bu boşluklardan nefret ediyorum. 912 Sol'luk yiyecek. Bizse oraya 868'de varacağız.
Еды на 912 солов, а мы попадаем туда на 868!
Roket yiyecek getirene kadar boğazımı tutmak zorundayım.
Ну вот, теперь мне надо продержаться пока прилетит ракета с продуктами.
Ya Watney'e Ares 4'e yetecek kadar yiyecek göndeririz ya da Hermes'i hemen onu alması için göndeririz.
Послать Уотни достаточно еды до Ареса 4, или послать Гермеса обратно, чтобы забрать его сейчас.
Avanta yiyecek kalmadığında biraz daha maceracı olmak gerekir.
Когда собраны семянки, до которых легко добраться, приходится набраться смелости.
Kız Kardeşler her yiyecek kaynağının onlara ait olduğunu düşünüyorlar.
Сёстры считают, что любая еда принадлежит им.
Burada yiyecek ve içecek hiçbir şey yok ve Lex'in ekibi onları bitirmek için geri dönebilir.
У них нет воды и пищи, а стая Лекса может вернуться и добить их.
O tehlikeli yerlerde yiyecek bulmayı biliyor.
Она знает, как искать еду в опасных условиях.
"Seni yiyecek değiliz." "Sadece meyvelerini yiyeceğiz. Bu yüzden..."
Мы не будем вас есть, но мы будем есть ваши фрукты.
Bizim yiyecek bir şeyimiz yok da başka birini nasıl besleyeceksiniz?
Скудные прокормить себя, как вы будем кормить еще один рядом?
Yiyecek bir şey almaya gidiyorum.
Попытаюсь добыть еды.
Ben yiyecek bir şeyler yapayım ikimize de.
Я приготовлю нам что-нибудь поесть.
Sert kahve, az yağlı süt, kızarmış simit ve bir tarafı kesilmiş salata yiyecek.
Для нее кофе по-французски с обезжиренным молоком, поджаренный бейгл и свежие огурцы. Я забыл.
Markete gittiğimde konserve yiyecek ve potasyum tablet alan insanlar görüyorum.
Я иду в магазин, а там все покупают консервы и таблетки с йодистым калием.
Yiyecek bir şey?
Как насчёт закусок?
Yoksa hepsini yiyecek misiniz?
Или вы, ребята, сами их съедите?
- Pekala. Sana yiyecek bir şeyler bulalım.
- Ладно, пойдем тогда.
Ayrıca bir yıllık yiyecek ve mühimmatı patlayıcı mahzeninde depolamamız gerektiğini düşünüyorum ama depolamıyoruz.
А еще неплохо бы хранить годовой запас еды и оружия в бомбоубежище. Но так никто не делает.
Yiyecek ve su bakımından iyi durumdayız, yaz sonuna kadar yeterler.
Мы запаслись едой и водой, которых хватит на всё лето.
Adam gibi yemek yiyecek olmak güzel.
Хорошо, что можно снова есть хорошую еду.
Sandviç istiyorum ben. Hayır, katı yiyecek yasak sana.
Может, завтра поешь бульончик.
"Sonunda, yaratıklardan biri birini yiyecek."
"Рано или поздно кого-нибудь сожрут, это неизбежно".
- Yiyecek bir şey var mı?
- У тебя есть что-нибудь?
Japonlar onu diri diri yiyecek.
Япошки сожрут его заживо.
Misafirlerimize yiyecek bir şeyler ikram ettiniz mi?
– У нас есть угощения для гостей?
Uyarayım : En sevdiği yiyecek parmaklar.
ее любимое блюдо - пальцы
- Doktor Jordan üzgünüm, ancak hazır yiyecek satan restoranlardan en az 650 km uzaktayız.
Доктор Джордан, я прошу прощения, но мы живем на острове, который в 400 милях от ближайшего фастфуда.
Ne zaman yiyecek ve içecek alabileceğiz?
Когда нам будет безопасно есть и пить?
Dr. Farragut kalan yiyecek ve içeceklerimizin temiz olduğunu söyledi.
Доктор Фарагут заверил меня, что наши запасы еды и воды не отравлены.
Bana da yiyecek bir şeyler getirsinler.
Позвони им и скажи, чтоб возвращались и мне что-нибудь принесли.
Sana yiyecek bir şeyler getirdim.
Я принесла тебе поесть.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]