Yonde traducir ruso
1,290 traducción paralela
Şamatacı iki timsahın olmadığı her yer doğru yönde ilerlediğimizi gösterir.
Любое место, где нет двух весёлых аллигаторов, кажется нужным местом.
Gündüz Gözetçisi biriminden bu yönde bir talep ulaştı bile.
Запрос на это от Дневного дозора уже пришел.
Eğer bir umut varsa, bu yönde olmalı.
Если и есть какая то надежда, так это этот путь.
Gil'ead karşı yönde.
Гилеад в другой стороне.
Jack? Mahkeme binasının bu yönde olduğunu nereden biliyoruz, Jack?
Джек, отчего вы уверены, что суд на Сентер Стрит в этом направлении.
Ve ilk ben buldum. Evet. Ne yazık ki, yol aldığın yönde ilk diye bir şey yok.
К несчастью, там, куда мы направляемся, первых нет.
- Woodstock şu yönde, dostum.
- Вудсток - это там, приятель.
Bilemiyorum, ben sadece insanların babam hakkında konuşmasından hoşlanmıyorum, iyi yönde bile olsa.
Не знаю, просто не люблю, когда люди говорят о моём отце, даже хорошее.
Ve doğru yönde olduğundan emin olarak, kapakları yerleştirin.
Раз, подключите динамики. Вмонтируйте плату в правильном направлении.
- Sam! Sadece doğru yönde gittiğimizden emin olmak istiyorum.
Я просто хочу знать, что мы идем в нужном направлении.
Ama çizmezsen, olaylar aynen söylediğin yönde gelişecek.
Но если не нарисуешь... всё будет так, как ты сказал.
Tahmin bu yönde ama şu an hiçbir şey belli değil.
Это в теории, сейчас пока ничего не ясно.
- Sanırım kötü yönde.
- Не к лучшему, судя по всему.
Şu anda modanın temel eğilimi bu yönde.
Ну, да, это сейчас основная тенденция моды.
Şimdi aksi yönde çalışıyor. Bizi geri çekiyor!
Но можно обратить процесс, и теперь нас тянут обратно.
- Hayır hayır. Ters yönde.
В другом направлении.
- Suçlamalar ne yönde?
- Какие обвинения?
Evren ruhunuzla, duygularınızla haberleşecek ve hissettiğiniz yönde tezahür edecek, çünkü siz böyle hissettiniz...
Что из этого выйдет? Вселенная запоёт на ваш мотив. Вселенная запоёт на ноте того внутреннего чувства и реализует его, потому что это ваше чувство.
Gerçekten bu yönde yaşayan insanlarla, hayatın sihrini yaşamayan insanlar arasındaki tek fark : bu sihri yaşayan insanlar, bu yöntemleri hep kullanırlar ve sihir onlar için bir kez değil, her zaman gerçek olur.
Единственное отличие между людьми, который живут таким образом и людьми, которые не живут в волшебстве жизни состоит в том, что люди, живущие в волшебстве жизни выработали определённые привычки.
Hastanede yapabildiğim tek çalışma zihnimi bu yönde çalıştırmak oldu.
Единственное, над чем я мог работать во время госпитализации, было моё сознание, а когда у вас есть доступ к сознанию, вы можете вернуть всё на круги своя.
Sanırım bu, doğru yönde atılan bir adım.
Ну, это шаг в верном направлении.
Bu olumsuz odağınla onu kötü yönde etkileme.
Не расстраивайте его своим негативным настроем.
Astor ona katılıp yanlış yönde destek verdi.
А Астор присоединилась к нему в знак протеста.
Ters yönde bükülüyor!
Она ведь не должна так гнуться.
Evet. Şu anda onunla bağlantıdayım ve soruşturmaya bu yönde devam ediyorum.
и она участвует в расследовании.
Evet, hatırlıyorum... Emily Kelso olayı, bu yönde bir iki blok ötede meydana gelmişti ama orası yıllar önce yıkıldı.
Да, насколько я помню, здание, где нашли Эмили КЕлсо было в двух кварталах отсюда.
Tamam. Bebek şimdi doğru yönde.
Теперь ребенок расположен правильно.
Lütfen bu yönde ilerlemeye devam ediniz.
Пожалуйста, проходите дальше.
GABA'yı düşürenin ne olduğunu bulabilirsek, zihinsel gerilemeyi aksi yönde çevirebiliriz.
Если поймем, что вызвало падение ГАМА, то возможно сможем вернуть им интелект.
Kütleçekimine karşı koymak için kütleçekiminin zıddı yönde işleyen bir güç uygulamanız gerekir.
Чтобы противостоять гравитации, нужно наити способ применить силу, противодействующую силе притяжения.
Bir kısmı belirli bir yönde giderken bazıları zıt yönde gider.
Одни двигаются в одном направлении, другие - в противоположном.
Ama sorun şu ki sen o 80'lerin glam rock olayına hastasın. Ben şahsen grubumuzun sanatsal geleceğini o yönde görmüyorum.
Но проблема в том, что ты застрял в глэм-роке 80-х... и это не то художественное направление, которое я хочу для группы.
Yeni bir diş macunu almamız ve bir araba kiralamamız gerekiyor. Ayrıca Prop 87'de * olumlu yönde oy kullanmalıyız.
А потом собираюсь купить зубной пасты, заказать новую машину и проголосовать за инициативу номер 87.
Her nasılsa değiştiğini hissediyorum, hem de pozitif yönde.
Я чувствую, что ты изменился как-то.
İspanyol olmasaydı, kim bilir Devich'e Pole'deki savaş ne yönde sonuçlanırdı.
И если бы не гишпанец, то неизвестно как бы на Девичьем Поле обернулось.
Baş parmağa doğru ters yönde ilerliyorlar
Они собираются отступать в большой палец.
Eğer paylaşıma karşı verilen savaş kaybedilmişse Ve medya artık bir mal olmaktan çıktıysa, toplum nasıl, hangi yönde değişecektir?
Если битва против обмена уже проиграна и средства связи более не роскошь - как изменится общество?
Kaderinin en başından beri arkanda, hatta her yönde olduğunu fark edersin.
что твоя судьба была рядом.
Bay Barclay verileri birleştirerek soruşturmayı bu yönde genişletme kararı aldı.
Сложив все это, мистер Баркли отдал этой версии приоритет.
Hangi yönde?
В каком контексте?
Yanlış yönde.
В плохом контексте.
Contention diğer yönde yüz otuz kilometre ötede.
ДО КОНТЭНШЕНА 80 МИЛЬ В ОБРАТНУЮ СТОРОНУ.
Bu yönde kanala kadar.
В ту сторону - до канала.
Ve sonra da bu yönde baraja kadar yaklaşık yarım mil.
А в эту почти полмили до плотины.
Pek çok ortağımızın yanı sıra, yönetim kurulumuzun da görüşü bu yönde.
Такова точка зрения наших собственников и совета директоров.
Şu yönde dört blok ötede.
Это в четырех кварталах в ту сторону...
Doğru yönde ilerliyoruz.
- Я не заблудился.Азимут верный.
Şu yönde geri gitmeliyiz.
Мы поедем той же дорогой?
Fikrini değiştirdiğini söyledin ya. Ne yönde değiştirdin?
Ну, вы же сказали, что вы меняете своё мнение, а на какое мнение вы меняете?
Mektubunda diyor ki, Bath'dan ayrılmadan önce onu olumlu yönde cesaretlendirmişsin.
Он пишет в письме, что, незадолго до того, как он покинул Бат, ты дала ему больше, чем надежду.
Nascimento, emirler bu yönde.
Насименто, приказ есть приказ.