English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → ruso / [ Y ] / Yürüyemiyorum

Yürüyemiyorum traducir ruso

84 traducción paralela
Onlar olmadan yürüyemiyorum, efendim.
Я не могу без них, сэр.
Bacağımdaki ısırıktan yürüyemiyorum!
Да я теперь страдаю из-за того укуса!
Rahat yürüyemiyorum. Yanlış bir yere baksam hemen el kaldırıyorsunuz.
Если на кого посмотрю не так, сразу пощечина.
Kral gibi yürüyemiyorum bile.
Видите? Я даже не умею ходить как Король.
Topuklu ayakkabıyla yürüyemiyorum.
Я не могу ходить на каблуках! А он прекрасно это проделывает!
Yürüyemiyorum, dahası koşamam da.
Я ходить не могу, не то что бежать.
- Yürüyemiyorum!
- Я не могу идти!
Her gün altıma ediyorum! Yürüyemiyorum, düzüşemiyorum.
я не могу иметь женщину!
- Yürüyemiyorum.
- Я не могу идти.
Yürüyemiyorum.
Я не могу идти.
Daha hızlı yürüyemiyorum.
Я не могу двигаться быстро.
Şehirde bir milyonun üzerinde insan var, ama ben ona rastlamadan caddede yürüyemiyorum.
В городе миллионы людей, а я продолжаю натыкаться на нее?
" Yürüyemiyorum dedim.
Я сказал я не могу ходить.
Yürüyemiyorum.
Ох, не могу ходить!
Ben de yürüyemiyorum.
И я не могу идти.
Artık hiç yürüyemiyorum.
Я уже еле хожу.
Yürüyemiyorum ya da göremiyorum.
Я просто не могу идти... и не вижу.
Yürüyemiyorum!
Я парализована.
Böyle yürüyemiyorum!
Не буду же я так ходить!
Öğle yemeğimi yedim bile, ama açlıktan ölüyorum. Yürüyemiyorum.
Я съел свой обед и умираю с голоду.
Yürüyemiyorum.
Я еле иду.
Yürüyemiyorum, çok ağır
Я не могу ходить - слишком тяжело.
Şimdi yürüyemiyorum ve altıma bez bağlıyorum.
Теперь я не могу ходить, и мне приходится носить подгузник.
Of! Dayanamıyorum be. Yürüyemiyorum bile.
Черт, я так долго не выдержу.
Sadık çok kötüyüm. Sadık yürüyemiyorum.
Больше не могу идти.
The Chateau Marmont ( hoteli ) çok sıkıcı oluyor, yani, girişin bir ucundan öbür ucuna yürüyemiyorum Maggie Gyllenhaal'ın baş rol oynadığı dört bağımsız filmi finanse etme veya reddetme teklif edilmeden.
В Шато Мармон становится так утомительно, в смысле, я не могу пройти из одного конца вестибюля в другой, чтобы мне не предложили курнуть или профинансировать четыре независимых фильма с Мэгги Джилленхаал.
Yürüyemiyorum efendim.
Я не могу ходить, сэр.
- Yürüyemiyorum. - Sakin ol!
- Сохраняй спокойствие!
Yürüyemiyorum.
Не могу идти.
Ben artık o kadar yürüyemiyorum.
Я так больше не могу.
Yürüyemiyorum.
Я не могу ходить.
Tuvalete kadar üç adım bile yürüyemiyorum.
Бля, я даже не могу пройти три шага до ванной.
Yürüyemiyorum. Ben...
И сломлен... и я не могу...
Sırtım yüzünden yürüyemiyorum bile, ve bunun yanlış olduğunu biliyorum.
Спина... Мне совсем не хочется ходить. Но ведь я должен.
Yürüyemiyorum.
Я не могу...
Yürüyemiyorum bile.
Я да... даже не могу идти. Я знаю.
- Bu ayakkabılarla yürüyemiyorum.
- Я не могу ходить в этих туфлях.
Tanrım, yürüyemiyorum.
Блин.
- Ben yürüyemiyorum.
Надоело...
Yürüyemiyorum bile!
Я даже идти не могу!
Düz yürüyemiyorum.
Эй, я не могу держаться ровно.
Gördüğünüz gibi bu bacaklarla pek yürüyemiyorum.
Как вы видите, из-за ноги мне не очень просто ходить.
Ama daha yerden 2 metre yüksekte yürüyemiyorum.
А я не могу пройтись по канату даже в полусантиметре над землёй.
Ben nasıl yürüyemiyorum da o beyaz Hitler oluyor?
Погоди, почему я буду Гитлером калекой а он все равно будет белым Гитлером?
Yürüyemiyorum!
Я не могу ходить!
Niye yürüyemiyorum?
Какого же черта я не могу ходить?
Bu yüzden, kendi evimde senin veletlerinden biriyle karşılaşmadan yürüyemiyorum.
Именно поэтому я не могу пройтись по собственному дому, не наткнувшись на одного из твоих мёртвых отпрысков.
- Yürüyemiyorum.
Прекрасно идёшь.
- Yürüyemiyorum, tamam mı?
- Я не могу идти, ясно?
Artık yürüyemiyorum.
Прогулки исключаются.
Yürüyemiyorum. Ne olmuş?
Вставай.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]