Yım traducir ruso
100,611 traducción paralela
Orduya katılamayacak kadar yaşlıyım.
Я не подхожу для армии по возрасту.
Burada daha faydalıyım.
Здесь я полезнее.
İkisini yapamaz mıyım?
Я не могу работать и там и там?
Haksız mıyım?
Я прав?
Tanrım. Konsantre olmak için çok heyecanlıyım.
Господи, я даже сконцетрироваться не мгу
- Benimle dövüşemezsin. Ben yaşlıyım.
Не надо меня бить, я старая
Küçük bir kasaba kızıyım. Doğru olanı yapmaya çalışıyorum. Her Amerikalı kızın düşmana karşı yapabileceği şeyi ve ne olursa olsun...
Я девушка из маленького городка которая хотела поступить правильно как любая девушка поступила бы встретив зло и меня все равно переполняют эмоции
Yani bir niffin olmalıyım, yine de bir niffin olmak istemiyor musun?
Значит, я буду ниффином, и при этом даже не узнаю, каково это?
Özel bir yeteneğim yok ama çok, çok meraklıyım, Alice.
У меня нет особого таланта, но я очень, очень любопытный, Элис.
"Haydut." Ben savaşçıyım.
Разбоем? Я воин.
Onları almalıyım.
Я должен к ним попасть.
Hey, Bunu yapmalıyım ama şu anda Kane telsizde.
Срочно свяжись с Кейном, выясни, что у них там происходит.
Roanla konuşmalıyım.
Я поговорю с Роаном.
Haksız mıyım?
Верно?
Biraz saatte buradayım, Bu yüzden strateji konuşmalıyız.
У меня времени в обрез, давайте обсудим стратегию.
Kanlı canlıyım.
Я из плоти и крови.
- Ben bir iş kadınıyım. Kendim halledeceğim.
- Я не вчера родилась, разберусь.
Sana söylemiştim, ben bir iş kadınıyım.
- Я же сказала, не вчера родилась.
Gururun dışında, paramı neden senin eyaletine yatırım yapmalıyım?
Помимо того, что ты гордишься, почему я должен вложить свои деньги в твой уголок штата.
Dinleme cihazı takmak zorunda kalacak mıyım?
Микрофон ко мне подключите?
Ben Ira Schirmer, Charles Rhoades Jr.'ın avukatıyım.
Я Айра Ширмер, адвокат Чарльза Роудса-младшего.
Shawna'yla konuşmalıyım.
Мне нужно поговорить с Шоном.
Antrenmanlıyım.
Ну, у меня было много практики.
Westminster yakınında yaşayacak mıyım?
- Я буду жить рядом с Вестминстером?
Sırf bunun için kimsenin canına kıymaz mıyım sanıyorsun?
Думаешь, я не убью за такое?
- İngilterenin meşru Kralıyım.
- Я законный король Англии!
Onun ödülü olmalıyım.
Я его трофей.
Ne kadar da şanlıyım.
- Я выгляжу великим?
Arkadaşım Margarita'yı hatırlarsın.
Рад тебя видеть. Помнишь мою подругу, Маргариту?
Pizzacıyı aradım. Pizza siparişi verdim.
Я позвонил в пиццерию, заказал ее
İkinci yarıda burada mıyız?
Мы останемся на вторую половину?
Beş parasız mıyız?
Мы разорены?
Ben Beyaz Ayrıcalıklı'yı alacağım.
Я беру Белочку.
S İ K E Y İ M!
Блядь!
Sıkıca korunan atom sırlarımızı Kremlin'in kapısına kadar götüren casuslar ve bölücü komünistler adına bir federal yargıcı etkilemeye çalışıyor. Bu sözde dâhi yıldızlar ve çizgilerle bezeli bayrağı hiç düşünmeden çekiç ve orakla değişir.
Этот так называемый гений с удовольствием заменил бы звёзды и полосы на серп и молот.
Karakanı üretebilirsek, çabucak dağıtımını yapmalıyız, bunun için de barışa ihtiyacımız var.
Как только мы сделаем сыворотку, ее нужно будет очень быстро всем раздать. Для этого должен царить мир.
Eğer Luna'yı bulamazsak, tanıdığımız herkes ateş dalgasıyla ölecek, o yüzden ayrılacağız..
Не найдем Луну - все, кого мы знаем, считай, покойники. Разделимся.
Hem de çok. Dışarı çıkıp oğlunu aramalı mıyız?
Выйдём и поищем её сына?
Vicky beni ve Rhonda'yı takım kurma semineri sonrası bu işe soktu.
ВИки подбила меня и РОнду после семинара по тимбИлдингу.
Hazır mıyız?
Да.
Değiştin. Tamam. Sen o kız değilsin Bir milyon yıl önce tanıştım.
Ты не та девушка, что я встретил миллион лет назад.
Ama o 7 yılda 2 tane beyzbol takımı satın almaya çalıştım.
Но за эти семь лет я пытался купить две бейсбольные команды.
Evet. Bu hafta avcıyı, geçen hafta Panamalı uyuşturucu kralını yakaladım. Ama kim skor tutuyor ki?
- Маньяка на этой неделе, наркобарона из Панамы - на прошлой, но у нас же не соревнование.
- Sonunda konuşacak mıyız?
- Ну что, мы, наконец, поговорим?
- Bu işi yapacak mıyız yoksa...
- Мы делом займёмся или нет?
Sence yapmalı mıyız?
Вы думаете, что мы должны?
Bu, en azından Nixon'ın hapisten yırttığı döneme kadar uzanan bir akım.
Это тенденция, которая восходит по крайней мере..., когда Никсон избежать тюремного заключения.
Bir daha sürgünde geçen yıllarını dinlemek zorunda kalırsam onu kuş bacağı gibi bacaklarıyla boğmak zorunda kalacağım sanırım.
Если еще раз услышу о его годах в изгнании, я воткну ему в глотку фазанью ножку, которые он так любит.
- Hanedanlığım yıkıldı artık.
Но мой дом пал. - Из-за меня.
Koca 28 yıldır yatışmadım. Taht uğruna savaşıp durdum.
Все 28 лет я сражался за трон.
Sanırım bu saldırıyı sana borçluyum bu mektupla sen de bütün çabalarına rağmen kocanın ve doğmamış çocuğunun babasının hâlâ nefes aldığından rahatsız olursun.
Полагаю, за это нужно поблагодарить тебя. Ты будешь недовольна, что, несмотря на все усилия, твой муж и отец твоего нерожденного ребенка еще жив.