English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → ruso / [ Z ] / Zulüm

Zulüm traducir ruso

185 traducción paralela
Güney Kore Kralı'ndan zulüm gören günahsız bebek şimdi babasına ağıt yakıyor. Baba! Baba!
Невинное дитя плачет от жестокого обращения Южной Кореи... я умираю!
Düşmanlarımız bizi üzdüler, zaman zaman bize zulüm ettiler... bizi Hareket'ten kopardılar.
Некогда, наши враги беспокоили и преследовали нас, время от времени... устраняя слабые элементы из Движения для нас.
Oh, bu zulüm.
Это просто оскорбление.
O, ezilen ve zulüm görenlere güven aşılayacak... onları peşinden sürükleyecek bir insan.
Люди, которых преследуют и подавляют,... поверят в него и пойдут за ним.
Milattan önce 5. yüzyılda bir zorbanın yönetiminde zulüm çeken Atina yurttaşları onu sürgüne gönderdiler.
В пятом веке до нашей эры, граждане Афин, страдавшие из-за тирана, решили выслать его.
"birkaç ayı kapsayan bir araştırma yapmıştır. " Yüzbaşı Holmes... " er Prewitt'e karşı mazeretsiz zulüm uygulamaktan suçlu bulunmuştur.
В ходе него было установлено, что капитан Холмс виновен в жестоком обращении с рядовым Пруитом.
Savunma avukatı ifadesini almaktan ziyade tanığa zulüm ediyor. İtiraz ediyorum! İtiraz reddedildi.
Протестую : господин защитник издевается над свидетелем под предлогом получения доказательств.
Herkes soğuk savaştan bahsederken, gerçek savaşlarda insanlar ölüyor. Bu zulüm ve acımasızlığın yankıları hiç dinmeyecek.
Пока люди гибнут на военных фронтах, ведутся разговоры о "холодной войне", и эхо жестокости и зверств никогда не затихнет.
" Katolik kilisesine zulüm ediliyor!
Католическая церковь развращена.
"İçimizde taşıdığımız,..." "... bu kaygılar, umutsuz düşlerimiz,... " "... açıklanamaz zulüm, yok olma korkumuz,... "
"Все наши внутренние тревоги, все наши поломанные мечты" "непонятная жестокость, наш страх увядания" "болезненное познание нашей земной сути" "понемногу разрушили нашу надежду на спасение."
Bir taraftan insana canlılık katıyor diğer taraftan tam bir zulüm oluyordu.
Ощущение оживляющее и угнетающее одновременно.
Zulüm mü, efendim, yoksa insanlığı birleştirme çabası mı?
Тиранию, сэр, или попытку унифицировать общество?
Revirde adamlar var, bazıları ölüyor, onlara zulüm yapıldı.
У меня раненые в лазарете, некоторые из них умирают из-за зверств, совершенных над ними.
Bu zulüm bir kaç yıl önce Nazi hareketiyle başladı.
Но не злыми. Все началось с движения нацистов. Несколько лет назад.
Sizde zulüm yok.
На вашей планете нет гонений.
Bir zamanlar Yeryüzünde de zulüm vardı.
Когда-то на Земле были гонения.
İnsan eti yerler, zina yaparlar, kadınlara zulüm ederler, ve şeytanla devamlı işbirliği içindedirler.
Они питаются себе подобными, прелюбодействуют, не признают святости брачных уз и постоянно общаются с самим сатаной.
" Günümüzde hayatın her kesiminden kadınlar zulüm gördüklerini biliyor ve özgürlüğümüzün dizginlerini ellerine almak için bizi ezen kapitalist sisteme ve bizi esir eden ideolojilere karşı evde, işte ve caddelerde ayaklanıyorlar.
" Сегодня женщина любой профессии знает, что она угнетена и хочет присоединится к силам, борющимся за освобождение. Мы должны бунтовать против капиталистического угнетения и порабощающей идеологии в любое время, на работе и на улицах.
Üçlü Zulüm
" Тройное угнетение :
Bir tarafta güç ve zulüm ile diğer tarafta aşk ve özgür irade arasında da bir yarış.
Но между силами власти и притеснения, на одной стороне, и любовью и свободой, на другой.
Zulüm görmek hakkına sahip olanlar sadece Yahudiler değil.
Чтобы быть преследуемым, необязательно быть евреем, мадам.
Ona Nolan'ı göndermemiz lazım. Yoksa kasabaya zulüm edecek.
отдать ему Нолана, иначе он разнесет весь поселок.
Zulüm sistemini doğal gösterdiler ve... tiranlar için çalıştılar.
Они находили оправдание угнетениям. Они служили тиранам.
Görüyorsunuz, burada bile zulüm altındayız.
Видите Даже здесь мы живём под тиранией.
yeryüzünün rezil hükümdarları, insan uygarlığının kralları.. Politik, sosyal, ekonomik ve ruhsal diktatörlük, ruhsal zulüm.
Посмотрите на бесчестных правителей земли патриархов цивилизации... политическую, социальную, экономическую, и духовную диктатуру, психическую тиранию.
Benim asıl kaygılandıklarım, insanlara ve hayvanlara zulüm edilmesine karşı olup, bununla birlikte, yeterince haklı olduklarını düşündükleri için, bu zalimlerin acı çekmelerini isteyenler ve bunu haklı görenler.
То, О чем я действительно волнуюсь, - люди, которые против жестокости, люди, которые против жестокости к животным и чувствуют себя достаточно благочестивыми думают что оправданно причинить вред или наносить ущерб этим людям.
Çok aç gözlüydü. Daha fazla zulüm istedi.
Она была слишком жадной, хотела больше жестокости.
İnsanlar konuşmadıkları için Almanya'da zulüm yapılabildi.
Ужасные вещи творились в Германии, так как люди молчали.
Tüm büyük düşünürler zulüm görmüştür.
Все большие мыслители стремились у этому.
Genel belirtileri depresyon, kaygı, şiddet, dışa vurma ve zulüm saplantısı.
Обычные симптомы : ... беспокойство, агрессивное поведение, мания преследования.
Ve eğer bize zulüm ederseniz intikamımızı almayacak mıyız?
А когда вы нас оскорбляете, почему бы нам не хотеть ответить вам? "
Şimdi kalkıp gitmek ona zulüm olur.
Было бы жестоко забирать ее так быстро.
Fakat birbirlerine bağlı iki insanı ayırmanın ne büyük zulüm olduğunu bilirim.
Но я слишком хорошо знаком с той жесткостью с какой разлучают влюбленные сердца.
Bu uzun ömrümde Britanya'dan kötülük fitne, acı, şiddet, zulüm tutulmamış sözler ve uluslararası ihtilaflar gördüm hep.
За свою долгую жизнь я видел зло, исходящее от Британии. Тревога, страдание, насилие, притеснение, нарушенные обещания и международные дебаты.
Bu bir zulüm.
Какая наглость.
Zulüm ve terör, politik silahlar değildir.
Жестокость и террор не могут быть политическим оружием.
Bu istilayı siz komisyonda tartışırken insanlarımın zulüm görüp ölmeleri için seçilmedim ben.
Я избрана не для того, чтобы молча наблюдать за страданиями народа... пока вы обсуждаете вторжение на заседаниях комитета.
İnsanlar iğrenç toplama kamplarında... çok kötü muameleye tabi tutuldu. İnsanlık böyle zulüm görmedi.
Они терроризировали людей, которые и так неимоверно страдали под 25-летним игом большевиков.
Zulüm affedilemez.
Такие, как жестокость.
Hayır, benim demek istediğim - Kapuçino, lütfen. Demek istediğim o zulüm bile geçen günkü randevumun yanında hiçbir şeydir.
Нет, я не к этому капуччино, пожалуйста просто это было не так болезненно как мое последнее свидание.
Zulüm, cehalet... ve vahşet.
Мир жесток, невежествен и дик.
Diyordunuz ki Yahudiler sınır dışı etmemiz gereken yabancılardır, onları eleyebilirdik zulüm değil.
Что мы можем подвергать их дискриминации, но не уничтожать!
Kilise manastırlarını zulüm görenlere açacak.
Церковь предоставила угнетенным свои часовни и монастыри.
Eziyet, iftira, zulüm, şehitler.
Репрессии, клевету, гонения и жертвы.
Dunya, bu zulüm değil, bu delilik.
Дуня, это не жесткость, это сумасшествие.
Birileri fazla derine dalarlarsa neler olur bilirsin. ... telaşa kapılıverirler, ve sonra zulüm çıkagelir. .. ve sen sadece "Ah, merhaba" diye düşünebilirsin ancak.
Сам знаешь как бывает, кто-то прёт напролом, даёт маху, и в нём просыпается грубиян, а ты думаешь "Ну, приехали."
Bu kadar zulüm yeter diyorum.
Позвольте мне высказаться! Хватит гонений!
Mobil Zulüm Sarayı!
Мобильный Оккупационный Дворец!
Ama artık Mobil Zulüm Sarayı ile bir iki yöneticiyle tüm gezegeni yönetmenin günlüğü bir kuruşa geliyor!
Но благодаря Мобильному Оккупационному Дворцу... наши сановники каждый день могут выжимать из вашей планеты денежки.
Zulüm görmüş olmak için, Yahudi olmanız gerekmiyor, Madam.
А вы уверены, что вы не еврей?
Zulüm mü?
Преследования?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]