Çok farklı traducir ruso
2,947 traducción paralela
Çok farklı bir küçük kız.
Она особая малышка.
- Biliyorum ama artık her şey çok farklı. Hepimizin hayatı bu göreve bağlı.
Жизни всех нас зависят от этой миссии.
Benim bahsettiğim şey de senin adaletinden çok farklı değil.
о котором вы говорите.
Ama Afrika'nın batısını çalkalayan... Benguela akıntısının huyu çok farklı.
Но у БенгЕльского течения, омывающего западную сторону Африки, характер сильно отличается.
Fakat Agulhas ve Benguela'nın birleşen çok farklı güçleri... Burun'u, yaşamın serpildiği bir diyara çeviriyor.
Но, взятые вместе, эти такие разные силы течений Агульяс и Бенгельского превратили юг Африки в место, где жизнь может процветать.
Ama içlerinden biri çok farklı.
Но одна особь здесь совершенно не похожа на остальных.
Çünkü sizin yaptığınızdan çok farklı.
Потому что у вас совершенно было не похоже.
O zaman bu kelimenin tanımları ikimiz için çok farklı.
Значит, мы по разному понимаем значение этого слова.
Nonoşlar da başarmışlardı. - Çok farklı bir durum o.
С голубыми так было.
Lanet olası formlar Vegas'ta çok farklılar ve size gerçeği söylemekten biraz yoruldum.
Эти проклятые вещи так отличаются от тех, что в Вегасе, и я немного устал, говоря по правде.
Diğerlerinden çok farklı.
Она отличается от других.
- Bu iş çok farklı, yemin ediyorum.
- Это совсем другое, я обещаю.
Uzun süredir durumumuz çok farklıydı.
Мы уже давно были каждый сам по себе.
Vücudu çok farklı moleküllerin ve çeşitliliği kesinlikle en fazla grup olan proteinlerin birleşiminden oluşmuştur.
Её тело соткано из множества разнообразных молекул. И самая обширная из групп известна как "белкИ".
Orman örtüsünün bu yüksek kesiminde zemindekine göre çok farklı koşullar altındayız.
Здесь, в кронах деревьев, условия жизни отличаются от тех, что внизу.
Çocuklarımızın birbirinden çok farklı insanların... olduğu bir yerde yetişmesini hayal ediyorum.
Я представлял, как мы растим детей в месте с самыми разными людьми.
Ama bu kurye için çok farklı bir deneyim olacağı için kapı önünde olabilecekler için onu önceden hazırlamak istedim.
Я понимал, что это станет абсолютно новым опытом для доставщиков и хотел приготовить их к возможным разговорам у двери.
Biz çok farklıydık.
Мы были очень разными.
Bir mahkumun damarına iğne batırmaktan çok farklı. O kadarını söyleyeyim.
Это тебе не иголки совать в вены зекам, это уж точно.
Danny, apartmanlar ve yasa dışı uyuşturucular çok farklı şeyler.
Денни, квартиры и нелегальные наркотики - совершенно разные вещи.
- Çok farklılar.
- Они совершенно разные.
Diğer renk işaretlerinin çok farklı anlamları olsa da yine de su altında bu işaretleri anlamak oldukça zordur.
Другие же несут в себе совсем иной смысл. Однако под водой различить эти сигналы на удивление непросто.
Fakat bizim gözlerimizden çok farklıdır.
И при этом радикально отличаются от наших.
bu küçük kitabının üstüne de yazdığı çok farklı bir soru sordu.
Однако в тех лекциях, изданных в этой маленькой книжке, он задается принципиально иным вопросом :
Çok farklı yolun yolcularıyız seninle.
Мы пляшем под другую дудку.
Yani, bizden çok farklı.
Просто он слишком отличается от нас.
Üzerinde çalışacak pek çok farklı sorun var.
Мы должны изучить весь спектр проблем.
Eğer bu mektubu görseydim çok farklı bir hayatım olabilirdi.
Ты не понимаешь! У меня могла бы быть совершенно другая жизнь, если бы я видел письмо.
İkisi çok farklı.
Это большая разница.
O zamanlar çok farklıydı evlat.
Это было другое время, сынок.
Mary Hammond'ın durumu diğer çiftlere göre çok farklı.
Состояние Мэри Хэммонд кардинально отличается от состояния пар.
"Buradan nereye giderler?" Geçen sene burada çok farklı bir kutlama yapmıştık.
В прошлом году, здесь же, у нас был... совершенно другой повод.
Çünkü o çok farklı bir kadın.
Потому, что она другая.
Eskiden insanlar çok farklı tezahurat ederlerdi.
Раньше я слышала, как люди кричали мне.
Aylar aldı, çünkü Vincent'ın numuneleri aslında o kadar çok farklılık göstermedi.
Это заняло месяцы, потому что образцы Винсента не отличались настолько.
- O çok farklıydı.
Это абсолютно другая история.
Bu sefer her şeyin çok farklı olması gerekiyordu.
В этот раз, все должно было быть иначе.
Ama eğer onun iddia ettiklerinden ötürü özür dilediğin ortaya çıkarsa bu davanın yönü çok farklı- -
Но мне сказали, что если бы ты извинился за то, в чём тебя обвиняют, это бы сильно облегчило положение.
Dr. Leekie farklı düşünenler kişilerden çok hoşlanır.
Да, доктор Лики привлекает самых разных мыслителей.
Sarah, benim durumum sizden çok daha farklı.
Сара, моя ситуация несколько отличается от вашей.
Hayatlarımızda farklı yerlerdeydik. Benim işim çok zamanımı alıyor zaten.
Мы на разных этапах наших жизней, и, знаете, работа поглощает все время.
Harfler çok farklı yazılmış.
Ну, буквы достаточно четкие.
Ama iki ismi ayırdığında olmayan bir insanın adı yerine iki farklı soyad gibi düşünürsen, çok ilginç bir sonuç ortaya çıkıyor.
Но... Если разделить это имя на два и допустить, что это две фамилии, а не один несуществующий человек, получим очень интересный результат.
- Ama sen farklısın Will, çok özelsin.
- Но ты другой, Уилл. Ты такой... особенный.
Tüm hayatım çok daha farklı olabilirdi, Eli.
Вся моя жизнь могла бы быть другой, Илай.
Aynı elektrik mekanizmasının tüm duyuları desteklemesine rağmen her hayvan farklı duyusal yeteneklere sahiptir ve bunlar da yaşadıkları ortamlara çok güzel uyum sağlamıştır.
Хотя этот электрический механизм определяет всё чувственное восприятие, каждое животное располагает таким набором инструментов для ощущения, которое прекрасным образом адаптированно к условиям его обитания.
Açı farkı çok olmayan iki gözümüzle bakıyor ve iki nesne arasındaki farklılıkları kıyaslayarak mesafeyi tahmin ediyoruz.
Каждый глаз подает свое изображение, и мы оцениваем расстояние до объекта, сравнивая различия между картинками.
- Farklı mı? - Daha çok sever veya kızar mıydı?
- Особенно любила или наказывала его больше остальных?
Noel kartları için farklı hayvanlara boynuz takıp çekerdi. - Çok yaratıcıydı.
Все эти животные в оленьих рогах на ее рождественских открытках... вдохновляли.
Bana çok sert bir bakış attı. 'Evlat, okumak için, 4 farklı seçeneğin var'dedi.
Он строго посмотрел на меня и сказал : " Парень, у тебя есть четыре варианта, куда пойти учиться...
Küçükken diğer çocuklardan çok daha farklıydı.
Но он отличался от остальных детей.