Çıkar onu traducir ruso
2,078 traducción paralela
- Binbaşı Gordon, çıkar onu.
- Майор Гордон, уведите его отсюда.
Dedenin odasına gir de gardıroptan çıkar onu.
Пойди в спальню к дедушке и помоги ему вылезти из шкафа.
Castle, çıkar onu buradan.
Касл, уведи ее отсюда.
- Çıkar onu buradan!
- Уведите его!
- Çıkar onu buradan!
- Уведите его отсюда!
Çıkar onu.
Снимай их.
Görevli onu bina dışına çıkarırken.
Пока он пытался вывести ее из здания.
Geldiğinde onu yukarı ben çıkarırım.
Я провожу его наверх, когда он придет.
- Onu da çıkar.
- Колготки тоже снимай.
Onu muayene edip, nakil listesinden çıkarılacak derecede kötü durumda olduğuna siz mi karar verdiniz?
Да, я. Вы тот самый врач, который счёл её состояние слишком тяжелым и вычеркнул её из списка на трансплантацию?
Kurşunu çıkarırsak, ya hayatını kurtarmış olacağız ya da onu öldürmüş olacağız demek.
Это значит, что если я достану пулю, то либо это спасёт его, либо убьёт.
Çıkarın onu buradan!
Уберите ее!
Onu buradan çıkar.
Выведите его отсюда.
Doğrudan onu yakalayamazsak belki ona sırları aktaran.. .. kişiyi ortaya çıkarırız.
Если мы не можем получить его непременно, то может быть мы разоблачим тех, кто выдаёт ему секреты.
Onu yürüyüşe çıkar.
Возьми ее на прогулку.
Onu buradan çıkar ve test yap.
Вытащите ее оттуда и проведите колоноскопию.
Aslında onu oradan çıkarabiliriz ama karısını bırakmıyor ve kadının bacağı arabanın altında kalmış.
Мы могли бы его поднять, но он сказал, что не поднимется без жены, а ее нога застряла под машиной.
Bazen onu gördüğünde bluzünü çıkarıyor oluyor.
Он.. он видел её, однажды, как она снимала свою блузку.
Onu yediyse tamamı ile zıvanadan çıkar.
Если бы она его съела, у неё бы сейчас реально крышу сносило. В эфире Полуденные Новости с Дженной Мьюллер,
Çıkarın onu burdan!
Уведите ее отсюда!
Ta ki onu ikinci bir test sürüşü için Camp Peary dışına çıkarıncaya kadar.
Пока мы не выехали в Кэмп-Пири для второго тестового запуска.
Bir dahaki sefere, bugün hapisten çıkanların herhangi birinin ceketini giydiğini görürsem, onu içeri tıkarım.
Если в следующий раз я увижу у кого-нибудь эти нашивки, они станут моими.
Alın size parlak bir fikir. Siz beni buradan çıkarın, ben de onu bulmanıza yardım edeyim?
Может, вы меня выпустите, а я помогу вам его найти?
Onu kürsüye çıkarıp böylece her korkunç detayın TV'de yayınlanması için mi?
Допросишь ее перед судом, и все мерзкие подробности получат огласку?
- Onu dışarı çıkar.
- Выведи его отсюда.
O yüzden, bugün hapisten çıkanlardan herhangi birinin ceketini giydiğini görürsem onu içeri tıkarım.
Увижу вас ещё раз когда-либо с нашивками, ну что ж, нашивки станут моими.
İlk adım, onu dışarı çıkar,
Шаг первый : высушить его.
Damon, onu nasıl çıkarırsın?
Дэймон, как ты мог его освободить?
Onu yemeğe çıkarıp özür dileyin.
Пригласите её на ужин... и извинитесь.
Çıkarın onu buradan.
Ребята, заберите его отсюда.
Tamam, bu gece eve döndüğünde onu uzun bir yürüyüşe çıkar arka kapıyı açık bırak, gerisini ben hallederim.
Хорошо. Вечером, когда он вернется домой, пригласи его на длительную прогулку, оставь открытой заднюю дверь, и я сделаю все остальное.
Çıkar şimdi onu.
- Сними ты его.
Sanki gömleğinin altında bir pala saklıyor ve her an onu çıkarıp birini öldürecek gibi.
Начиная с малых лет, я до сих пор побаиваюсь вождя Мона Все время кажется, что под его накидкой... он постоянно сжимает в руке нож, готовый в любую минуту убить кого-нибудь
- Onu buradan çıkarın! Tamam mı?
Уберите её отсюда!
Onu buradan çıkarın!
Уберите её отсюда!
Sean sigara molasına çıkar, failler onu indirir.
Шон вышел покурить, грабители оттолкнули его
Yaprakların arasından bir şeyler çıkarırken gördüm onu.
Я увидел, как он вытаскивал что-то из лисьтев
Günlüğü okuma fikri baştan çıkarıcıydı. Ama hala onu okumak doğru gelmiyordu.
Дневник так искушал, но всё-таки его чтение не...
Falco doğruyu söylüyorsa Hayes'in para sorununu da düşününce 200.000 dolar işi, onu şüpheli durumundan çıkarır.
Если Фалько говорит правду, тогда учитывая денежные проблемы у Хейза поступление $ 200,000 на счет Фалько его вычеркивает.
Şu Springsteen-Courtney Cox olayını yapmayı düşünüyorum. Onu sahneye çıkarırım.
Я думаю сыграть ту штуку Спрингстина и Кортни Кокс, когда позову ее на сцену.
Şimdi de onu yemeğe mi çıkarıyoruz?
И что теперь? Мы ведём её на ланч?
Onu dışarı çıkarın.
Уведите его. Быстро.
Okuldaki bir bakireyi seçip ayırır ve popüler olduğuna inandırarak onu baştan çıkarırsın.
Вы выбираете в школе девственницу и обольщаете ее верой в то, что она популярна.
Çıkar yoldan onu.
Подрезай его.
- Çıkarın onu sudan.
Вытащим его из воды.
Max, onu dışarı çıkar.
Макс, выгони его отсюда.
- Onu buradan çıkar. - Gidelim, hanımefendi.
Уведи её отсюда.
Çıkar onu buradan.
Выведи этого.
Daphne, bebeğin ağladığını duyduğunda hemen gel ve onu yukarı çıkar.
- Дафни, когда слышишь что ребёнок плачет, тотчас забирай его наверх.
Ve onu çıkar buradan!
И пошёл отсюда.
Sarhoş değilmiş, ama Şef onu yine de tutuklamış yani vakit kaybından başka bir şey değil çünkü mahkemeye çıkar çıkmaz hakim dosyayı fırlatıp atar.
Он не был пьян, но она всё равно его арестовала, а это пустая трата времени, поскольку в суде дело развалится.
çıkar onu buradan 56
onur 51
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onu bul 30
onur 51
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onu bul 30
onun neyi var 30
onu buldular 16
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu sevdin mi 31
onu ben buldum 23
onu bana getir 26
onu sevmiyorum 46
onu buldum 214
onun için 179
onu buldular 16
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu sevdin mi 31
onu ben buldum 23
onu bana getir 26
onu sevmiyorum 46
onu buldum 214
onun için 179
onu seviyorum 468
onu biliyorum 95
onu seviyorsun 78
onu bilmiyorum 36
onu seviyor musun 173
onu duydum 61
önüne bak 138
onu sevdim 104
onun yerine 89
onun da 23
onu biliyorum 95
onu seviyorsun 78
onu bilmiyorum 36
onu seviyor musun 173
onu duydum 61
önüne bak 138
onu sevdim 104
onun yerine 89
onun da 23