06 traduction Turc
1,352 traduction parallèle
00, 01 : 06 : 33 : 00, It's the ideal home for a good-bad call girl ripe for reform 13, 01 : 06 : 45 : 00, or a vigilante hero out for revenge
Pişman olmuş ortalama bir telekız için ideal bir evdir... ya da intikam almak adına yasadışı işler çeviren bir kahraman için. "İşte burası!"
00, 01 : 06 : 53 : 00, Genteel respectability is the message in Mildred Pierce, 00, 01 : 06 : 56 : 00, Hollywood's second version of a James M. Cain novel,
Los Angeles banliyölerinin az da olsa görüldüğü, James M. Cain'den yapılan ikinci roman uyarlaması... Ömre Bedel Kadın'da ( Mildred Pierce, 1945 ) verilen mesaj, kimseye zarar vermeyen bir saygıdeğerliktir.
00, 01 : 35 : 06 : 00, British director John Boorman 00, 01 : 35 : 09 : 00, managed to make the city look both bland and insidious,
İngiliz yönetmen John Boorman... şehri hem boş ve hem sinsi göstermeye çalışmıştır, tıpkı Lee Marvin'in hakkından geldiği... Çok Düzeyli Ürünler Şirketi diye bilinen mafya organizasyonu gibi.
04, 00 : 00 : 06 : 16, It was the outsider Polanski 16, 00 : 00 : 09 : 16, who made Los Angeles a subject for movies,
ARA Özne Olarak Şehir
16, 00 : 06 : 19 : 03, These echoes have led many viewers to regard Chinatown 16, 00 : 06 : 21 : 04, not only as docudrama,
Mulholland, su kemerini tamamlayınca bu barajı inşa etti... ve onun yıkılışı, Kaliforniya tarihindeki doğal olmayan en büyük felaketti. 200 CESET BULUNDU! 10 MİLYON DOLAR ZARAR!
06, 00 : 15 : 23 : 16, and wonderful, 16, 00 : 15 : 28 : 16, wonderful billboards reaching as far as the eye can see.
Yakında, Çizgişehir'in olduğu yerde benzin istasyonları olacak. Ucuz oteller. Çabuk hazırlanmış yemek servisi veren lokantalar...
I don't like....
634 01 : 06 : 31,493 - - 01 : 06 : 35,452 söyledi. ben hoşlanmıyorum başka şeylerden bahsediyoruz.
00, 00 : 06 : 35 : 00, In a city where only a few buildings 00, 00 : 06 : 37 : 00, are more than a hundred years old,
Pek az binanın yüz yaşından büyük... olduğu bir şehirde,
00, 00 : 06 : 41 : 00, where most traces of the city's history have been effaced, 00, 00 : 06 : 44 : 00, a place can become a historic landmark 00, 00 : 06 : 46 : 00, because it was once a movie location.
şehrin tarihinin izlerinin silinmiş olduğu bir yer, üzerinde sinema çekimleri yapıldığı için... tarihsel bir öneme sahip olabilir.
00, 00 : 06 : 51 : 00, As it is for people, 00, 00 : 06 : 53 : 00, so it is for places :
Jackie Chan'in meşhur'Bitirim İkili'( Rush Hour ) filmi burada çekildi. Tıpkı insanlar gibi, filmlerde rol alan yerler de,
00, 00 : 06 : 57 : 00, getting into the movies becomes a substitute for achievement.
başarının temsilcisi olurlar.
00, 00 : 15 : 04 : 00, But if you're like me and you identify more with the city of Los Angeles 00, 00 : 15 : 06 : 00, than with the movie industry,
Fakat benim gibi, kendinizi film endüstrisinden ziyade... Los Angeles kentiyle tanımlıyorsanız,
00, 00 : 16 : 06 : 00, Maybe we adopted it as a way of immunizing ourselves against the implicit scorn, 13, 00 : 16 : 09 : 00, but it still makes me cringe.
Belki de bunu, o imalı küçümseden kendimizi muaf tutabilmenin bir yolu olarak gördük. Fakat bu beni hala utandırıyor.
00, 00 : 42 : 01 : 00, One of the glories of Los Angeles is its modernist residential architecture, 13, 00 : 42 : 07 : 00, but Hollywood movies have almost systematically denigrated this heritage 00, 00 : 42 : 09 : 00, by casting many of these houses 06, 00 : 42 : 11 : 06, as the residences of movie villains.
ama Hollywood filmleri neredeyse sistematik olarak... evleri kötü karakterlerin ikametgahı yaparak... bu mirası lekelerler.
00, 00 : 43 : 06 : 00, Its most frequent role is the mansion of some gangster chieftain, 00, 00 : 43 : 09 : 00, often a representative of the yellow peril.
En çok oynadığı rol, çete reisinin malikanesi rolüdür. Bu çete resileri de genellikle Asyalıdır. "Bir sorunumuz var."
00, 00 : 44 : 06 : 00, It's nothing to take seriously.
Ciddiye alınacak bir şey değil. Yine de Los Angeles Times'ın sanat sayfasındaki eleştirmen ciddiye almış.
00, 00 : 44 : 11 : 00, Well, the architecture critic of the Los Angeles Times took it seriously. 06, 00 : 44 : 16 : 00, He cited L.A. Confidential as some kind of proof 00, 00 : 44 : 20 : 13, that the utopian aspirations of modernist architecture were bogus
Los Angeles Sırları'nı, modernist mimarinin ütopik özlemlerinin... sahte olduğunu kanıtlayan bir film olarak görüyor.
00, 00 : 44 : 58 : 00, but by its entire history. 00, 00 : 45 : 02 : 13, It was designed as a kind of manifesto for natural living, 13, 00 : 45 : 06 : 13, and it became a center for radical left-wing political meetings in the thirties.
Bu ev, doğal yaşam için bir tür manifesto olarak tasarlandı... ve otuzlu yıllarda radikal sol görüşlü kişilerin katıldığı toplantılar için bir merkez oldu.
13, 01 : 02 : 04 : 00, Like Chandler and Wilder, 00, 01 : 02 : 06 : 00, Walter Neff is a smart aleck and a snob.
"Benim yapabileceğim bir şey var mı?" " Kasko ayın on beşinde sona ermiş.
00, 01 : 03 : 04 : 00, The murder that inspired Cain's novel had occurred fifteen years earlier 00, 01 : 03 : 06 : 00, in Queen's Village, New York, 13, 01 : 03 : 13 : 13, but the crime seemed to fit the rootlessness and moral corruption of the southern California middle class. This has got to be fast.... 00, 01 : 03 : 00 : 00,...
" Tamam.
13, 01 : 04 : 06 : 13, the Glendale train station at night, 00, 01 : 04 : 13 : 00, a street corner identified as Vermont and Franklin
Vermont ve Franklin'i tanımamızı sağlayan bir sokak köşesi, - aslında burası Hollywood ve Batı bölgesi -
00, 01 : 06 : 04 : 13, But tastes have changed.
Şimdi hepimiz bu kırmızı tuğlalı çatılara ve tel işlemelere bayılıyoruz... ve onları korumak için her şeyi yapıyoruz.
13, 01 : 06 : 09 : 00, Now we all love those red-tile roofs and that wrought iron grillwork 00, 01 : 06 : 11 : 00, and would do anything to preserve them.
Böylece nasıl ki moderist mimari çift cinsiyetli rezaleti akla getiriyorsa,
00, 01 : 06 : 18 : 00, So just as modernist architecture connotes epicene villainy, 13, 01 : 06 : 23 : 00, the Spanish Colonial Revival suggests petty bourgeois good taste.
Yeni-İspanyol Koloni mimarisi de burjuvanın hoş beğenisini gözler önüne seriyor.
00, 01 : 06 : 59 : 00, in which the suburbs of Los Angeles have a bit part.
" Bütün evlerin birbirine benzediği Corvallis Sokağı'nda yaşıyorduk.
13, 01 : 09 : 02 : 13, They could look forward to a good job in the booming aircraft industry, 13, 01 : 09 : 06 : 13, a detached house for every family,
Patlama yaşayan uçak endüstrisinde iyi bir işe girmeyi umabilirdiler, her aile için müstakil bir evin olmasını,
00, 01 : 10 : 03 : 13, Musicals establish alternate worlds, 13, 01 : 10 : 06 : 13, and that is precisely Ray's achievement.
Ray'in başarısı da tam olarak buradadır.
13, 01 : 13 : 06 : 00, Mike Hammer has a real address : 00, 01 : 13 : 08 : 13, 10401 Wilshire Boulevard.
Ve yeni Corvette'siyle evinden ayrılırken, gerçekte ne görmemiz gerekiyorsa onu görüyoruz.
13, 01 : 22 : 06 : 13, "In Xanadu did Kublah Khan a stately pleasure dome decree."
Ne yazık ki rüyaları... bir patenli diskoyla sonuçlanmıştı.
00, 01 : 24 : 06 : 00, closed after a crash in February 2001, 13, 01 : 24 : 08 : 13, just a few days after I filmed it.
Fakat hala yerinde duruyor... diyebiliriz.
13, 01 : 26 : 58 : 00, completed in 1961. 00, 01 : 27 : 06 : 13, It reveals the city as a place where reality is opaque, 00, 01 : 27 : 09 : 00, where different social orders
Farklı sosyal yapıların birbiriyle iletişime geçmeden... bir arada var oldukları, gerçeğin belirsiz olduğu bir yer olarak... şehrin asıl yüzünü ortaya çıkardı.
00, 01 : 28 : 06 : 00, Charlton Heston plays an urban survivalist in a cityscape 00, 01 : 28 : 08 : 00, depopulated by biological warfare.
Bağımsız yaşamayı öğrenmiştir.
06, 01 : 33 : 48 : 06, While New Yorkers are generally hostile, 00, 01 : 33 : 51 : 13, the British are often fascinated.
İngilizler çoğunlukla hayran kalır. Sevgili ( The Loved One, 1965 ) filminde... Tony Richardson, çelişkili ruh halini itiraf eder.
11, 00 : 02 : 06 : 11, a displaced vision of Watts?
Çin Mahallesi'nin ihmal edilmiş, kaderine terk edilmiş bir cehennem çukuru olarak tasarımı,
04, 00 : 04 : 06 : 16, isn't the chief architect of the project, 16, 00 : 04 : 09 : 21, but rather its strongest opponent,
Mulhollandvari bir kişi olan... Hollis Mulwray... projenin baş mimari değildir,
16, 00 : 06 : 02 : 16, is an obvious reference to the collapse of the St. Francis Dam in 1928. 16, 00 : 06 : 06 : 16, Mulholland built this dam after completing the aqueduct, 16, 00 : 06 : 11 : 16, and its failure was the greatest unnatural disaster in the history of California.
Van Der Lip Barajı'nın felaketi, açıkça St. Francis Barajı'nın 1928'deki çöküşüne göndermede bulunuyordu.
04, 00 : 06 : 22 : 16, but as truth, 16, 00 : 06 : 25 : 16, the real secret history of how Los Angeles got its water,
Tüm bunlar pek çok izleyiciyi, Çin Mahallesi filmini... sadece yarı belgesel bir drama olarak değil, aynı zamanda gerçeğin kesin olarak söylendiği,
04, 00 : 06 : 28 : 16, and it has become a ruling metaphor 16, 00 : 06 : 31 : 16, for non-fictional critiques of Los Angeles development.
Los Angeles'in suyunu nasıl sağladığını anlatan, gizli tarihsel sırların ifşa edildiği bir film olarak görmeye itti ;
16, 00 : 06 : 36 : 04, "Chinatown Revisited"
ve film, Los Angeles'ın gelişiminin kurgusal olmayan eleştirileri için başlı başına bir metafora dönüştü.
04, 00 : 06 : 37 : 16, is the phrase Mike Davis coined 16, 00 : 06 : 42 : 16, for the downtown skyscraper boom of 1973 to 1986, 04, 00 : 06 : 47 : 16, and he cast future mayor Richard Riordan as its prime fixer.
"Güncellenmiş Çin Mahallesi" deyimi, 1973 ile 1986 yılları arasında... şehir merkezindeki gökdelen artışını anlatmak için Mike Davis tarafından üretildi.
16, 00 : 06 : 51 : 16, A publicly financed civic project 16, 00 : 06 : 54 : 04, had again generated windfall profits
Davis, şehrin gelecek belediye başkanı rolünü, işi sürdürecek kişi olarak Richard Riordan'a verdi.
04, 00 : 06 : 56 : 17, for a wealthy ring of insiders.
Alenen finansa edilen sivil projeler, tüyoları almış zengin çevreler için... yeniden beklenmedik kazançlar sağlamıştı.
16, 00 : 07 : 06 : 16, Films about Los Angeles would be period films, 04, 00 : 07 : 09 : 04, set in the past or in the future.
Çin Mahallesi bir model oluşturdu.
16, 00 : 08 : 06 : 16, " I know the additive of corruption in L.A.'s water.... 16, 00 : 08 : 08 : 16, I've seen Chinatown,
Tekrar David Thomson'dan alıntı yapabilirim :
04, 00 : 10 : 06 : 04, the struggle to get around Los Angeles without a car.
Çin Mahallesi filminin önemi, onun ikincil temasında yatıyor :
16, 00 : 19 : 06 : 16, Olmos didn't need the alibis of artistic license 16, 00 : 19 : 11 : 16, to isolate where and when it all went wrong for Los Angeles :
Meksika kökenli Amerikalılar için tehlikeli bir yerdi. Olmos'un, bu vahim olayların geçtiği yeri ve zamanı... soyutlaması için sanatsal gerekçelere ihtiyacı yoktu :
16, 00 : 24 : 06 : 16, L.A. Confidential, 16, 00 : 24 : 09 : 16, is the Los Angeles movie of the nineties.
Los Angeles Sırları da... doksanların Los Angeles filmidir.
16, 00 : 29 : 06 : 16, The defeat of public housing doesn't demonstrate that the people are powerless. 16, 00 : 29 : 09 : 04, Just the opposite.
Kamu konutlarında yaşanan başarısızlık halkın güçsüz olduğunu göstermez.
16, 00 : 33 : 12 : 16, Friday's heavy-handed irony never lets up. 16, 00 : 33 : 16 : 16, None of the witnesses or suspects he questions 16, 00 : 33 : 18 : 16, penetrate his wall of condescension. 04, 00 : 33 : 22 : 06, "
"Sen olmadan önce."
06, 00 : 33 : 24 : 04, " Why? - You don't believe anything I've said.
Friday'ın keskin alayı hiç sona ermez.
04, 00 : 36 : 04 : 16, "We see things sometimes - cops - other people don't see,... 16, 00 : 36 : 06 : 16, leaves stains."
"Biz polisler bazen, başkalarının göremediği şeyleri görürüz, bunlar iz bırakır."